Gençlik Meclisimiz: AKP-MHP faşizminin gençlere yönelik saldırıları artmaktadır

Gençlik Meclisi Sözcümüz Betül Ünsal, Gençlik Meclisi Yürütme Kurulu üyemiz Metin Yılmaz, Diyarbakır Milletvekilimiz Dersim Dağ Diyarbakır’da bir basın açıklaması yaparak gençliğin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Burada Gençlik Meclisi adına konuşan Metin Yılmaz, pandemi ve AKP’nin uyguladığı politikalarla gençliğin yaşadığı sorunların gittikçe derinleştiğine işaret ederek şunları söyledi:  

Dünyayı etkisi altına alan Korona Virüs binlerce insanın hayatına mal oldu. Bu salgın felaketi kapitalist sistemin yarattığı ve yaşadığı krizin sonucudur. Bilim ve teknolojik imkanların geldiği aşamaya rağmen salgına çözüm bulunmamış olması düşündürücüdür. Bu aynı zamanda sistemin toplumları felaketlerden korumak değil, felaketlere sürüklemek işlevini gördüğünü göstermektedir. 

İktidar sorumlusu olduğu can kayıplarını gizleyerek başarı hikayeleri yaratmaya çalışmaktadır

Türkiye’deki durum daha vahimdir. Salgın konusunda “başarı” hikayeleri yaratmaya, doğrudan sorumlusu olduğu can kayıplarını gizleyerek algı yaratmaya çalışan hükümet, beceriksizliği ile salgının yayıldığı ve can kayıplarının arttığı gerçeğini gizlemek istemektedir. AKP-MHP faşist iktidarı salgın sürecini, ‘Allah'ın lütfuna” çevirerek, fırsata dönüştürme gayesindedir. İktidar hem durumu kazanıma dönüştürmeye çalışırken hem de salgın gerekçesiyle yaşanan toplumsal krizi öteleme, ülkedeki muhalefeti bastırma, faşizmi kurumsallaştırma adımları atmaktadır. Tam da bu nedenle salgın gerekçesiyle çıkarılan İnfaz Yasasıyla yandaşlar, çeteler, tecavüzcüler ve kadın katilleri serbest bırakılırken; iktidar gibi düşünmeyen herkesi hedef haline getirecek adımlar atılmış, binlerce insan virüsün kol gezdiği cezaevlerinde ölüme mahkum edilmiştir. Hatta birkaç gün önce kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın öncüler faşist AKP-MHP iktidarı tarafından hukuksuzca bayram günü tutuklanmıştır. 

Faşizmin hedefinde toplumun en dinamik kesimi olan gençler yer almaktadır

Pandemi sürecinde, iktidarın uygulamaları ve izlediği politikalar en çok gençleri olumsuz etkilemektedir. Saray rejimi 20 yıllık iktidarı boyunca gençleri sindirmeye, vasıfsız kılmaya, a-politize etmeye çalışmıştır. Her geçen yıl artan faşizmin hedefinde toplumun en dinamik gücü olan gençler yer almaktadır. Gençlere geleceksizlik, umutsuzluk dayatılmaktadır. Korona Virüsün yayıldığı bir dönemde gençler için zaten zor olan yaşam koşulları daha da zorlaştırılmıştır. Artan politik baskılar, ideolojik saldırılar, eğitim alanındaki sorunlar, işsizlik, yoksulluk, taciz, tecavüz ve istismar gibi sorunlar büyüyerek gençlerin hayatını hedeflemektedir. 

AKP tek başına kararlar alarak milyonlarca öğrencinin eğittim hakkını gasp ediyor

Pandemi sürecinde eğitime ara verilmiştir, uzaktan eğitim sistemine geçilmiştir. Milyonlarca öğrencinin hayatını etkileyen bu karar yine iktidarın tek başına aldığı ve başarısızlıkla sonuçlanan bir karar olmuştur. Alt yapı sorunları çözülmeden uzaktan eğitim sürecine geçilmesiyle milyonlarca gencin eğitim hakkı gasp edilmiştir. Bu sisteme giriş yapabilmek için internet ve bilgisayar gerekmektedir. Fakat milyonlarca öğrenci bu imkanlardan yoksundur ve sisteme giriş yapamamaktadır. Özellikle Kürdistan’da bulunan milyonlarca öğrencinin sisteme hiç giriş yapmadığı tespit edilmiştir. Kırsal kesimlerde mevcut teknolojik imkansızlıklardan kaynaklı sisteme giriş yapamayan binlerce öğrenci bulunmaktadır ve bu öğrencilerin mağduriyetinin giderilmesine yönelik yapılan tek bir çalışma dahi bulunmamaktadır.

Öğrencilerin yüzde 63’ü internete erişemiyor

Aynı sorunlar milyonlarca üniversite öğrencisini de mağdur etmiştir. Yapılan araştırmalara göre lisans öğrencilerinin yüzde 63’ünün evinde internet bağlantısı bulunmamaktadır. Ayrıca öğrencilerin üçte birinin bilgisayar veya tableti yoktur. Araştırmaya katılan öğrencilerin dörte biri internetlerinin veya bilgisayar/tablet vb. olmaması nedeniyle eğitimlerini sürdüremediklerini ifade etmişlerdir. Lisans öğrencileri, salgın sürecinde üniversite yönetimlerinden ve özellikle dijital içerik/öğretim materyallerden memnuniyetsizlik duyduğu ortaya çıkmıştır.  

Gençlerin eğitim hakkı gasp edilerek işsizlik ve yoksulluk dayatılıyor

Ayrıca 18 bin lisans öğrencisiyle yapılan bir araştırmaya göre de; öğrencilerin yüzde 66’sının interneti olmadığı, yüzde 63’ünün de bilgisayar / tableti bulunmadığını ortaya koymuştur. İktidar, gençlere bu imkanları sağlamak yerine işsizliği ve yoksulluğu dayatmaktadır. Üniversitelerdeki uygulamalı derslerin mevcut sistem ile aktarılamaması, yine teorik derslerin çok fazla ödevlere boğulması aslında bu sistemin ne kadar verimsiz ve özensiz olduğunu göstermektedir. 

Milyonlarca gencin hayatını etkileyecek olan sınav tarihlerinin sürekli değiştirilmesi gençlerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemektedir. Ekonomik kaygılardan kaynaklı yaklaşık 2,5 milyon öğrencinin hayatını, birkaç turizm işletmesi ve sermayedarlara peşkeş çekmek iktidarın gençlere yönelik politikasının gerçek görüntüsüdür.

Her 3 gençten biri işsizdir, genç işsizlik salgınla birlikte 2 katına çıkmıştır

Mevcut krizden kaynaklı işsizlik ve yoksulluk oranı her geçen artarak devam etmektedir. İşsizlik ve yoksulluk en çok gençleri etkilemektedir. Bugün Türkiye’de her 3 gençten biri işsizdir, gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 25’i geçmiştir. Pandemi süreci ile beraber bu oranın neredeyse 2 katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Çalışmakta olan milyonlarca genç ise açlık sınırının altında, güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışmak zorundadır. Bu güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda kalıp iş cinayetlerine kurban giden kişilerin çoğunluğunu gençler oluşturmaktadır. 2020 yılı işsizlik rakamlarına bakıldığında üniversite mezunu gençlik işsizlik oranı yüzde 32’dir. Sadece bu veri bile eğitim sisteminin çarpıklığı ve gençlerin yoksulluğa mahkum edildiğini göstermektedir. Kayyım atanan birçok belediye daha önce gençlere verilen bursları faiziyle geri istemeye başlamıştır. İktidar her alanda gençleri açlık ve işsizlikle terbiye etmeye çalışmaktadır.

Gençlere yönelik saldırılar artmıştır, saldırıların hedefinde HDP Gençlik Meclisi bulunmaktadır

Pandemi sürecinde bile gençlere dönük baskı, tutuklama ve sindirme operasyonları hızını kesmemiştir. Gençlerin bir söz dahi kurmasına tahammül edemeyen iktidar sürekli saldırmaktadır. Bu süreçte sırf düşüncelerini sosyal medya üzerinden ifade ettikleri için 433 kişi gözaltına alınmıştır ve bunların çoğunluğunu gençler oluşturmaktadır. Salgın boyunca Van’da 60, İstanbul’da 47, Muş’ta 4, Ağrı’da 1 HDP Gençlik meclisi üyesi gözaltına alınmıştır. HDP Gençlik Meclisi Yürütme üyesi Büşra Kuyun, Van’da polis olduğunu iddia eden kişiler tarafında kaçırılmış ve tehdit edilmiştir. Bu süreçte çıkarılan ayrımcı İnfaz Yasası ile siyasi mahpuslar cezaevlerinde ölüme mahkum edilmiştir. Cezaevlerinde kalamayacak durumda olan çok sayıda genç hasta mahpus bulunmaktadır. 20 yaşında kanser ve KOAH hastası olan Berfin Doğan, bu hasta mahpuslardan sadece biridir. Muhalif gençlere ve özellikle de HDP Gençlik Meclislerine dönük bu yönlü kindar saldırıların kabul edilebilir bir tarafı yoktur.

AKP ve MHP rejimi gençler için virüsten daha tehlikeli hale gelmiştir

Saray rejimi bu süreçte halkın sağlığını düşünmek yerine kendi iktidarını ve faşist politikalarını kalıcı hale getirmeye çabalamaktadır. Başta gençler olmak üzere tüm toplumun sağlığını ve geleceğini hiçe saymaktadır. AKP-MHP faşist bloğu gençler ve toplum için virüsten daha tehlikeli bir konuma gelmiştir. Bizler için asıl virüs bu zihniyetin ta kendisidir. Yıllardır toplumu ve gençleri zehirleyen bu anlayış, açlığın, yoksulluğun, asimilasyonun, yozlaştırmanın asıl kaynağıdır. Bizler, toplumu asıl virüs olan bu zihniyetten arındırmak için örgütlü mücadelemizi yükselterek devam ettireceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. 

27 Mayıs 2020