Gazeteci Canan Coşkun, belgeselci Kazım Kızıl ve Şaban Vatan derhal serbest bırakılmalıdır

Ankara Milletvekilimiz Filiz Kerestecioğlu'nun açıklaması:

Dün, Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümünün araştırılması için kurulan Meclis Komisyonunun çalışmalarını takip eden gazeteci Canan Coşkun ve belgeselci Kazım Kızıl’ın, bugün ise Rabia Naz’ın babası Şaban Vatan’ın gözaltına alınması; Rabia Naz’ın ölümüne ilişkin gerçeklerin aydınlatılması için gösterilen çabalara gölge düşürmektedir. Giresun Valiliğinin bugün temelsiz iddialara dayanarak yaptığı açıklama ise Rabia Naz davasını tamamen şaibeli hale getirmektedir. Bir ilin en üst idari makamı olan Valiliğin kamuoyunu yönlendirmesi, davanın seyrini etkileyecek çok ciddi bir sorumsuzluk örneğidir.

Kamuoyu tarafından bilindiği gibi, Rabia Naz’ın ölümünden tam 17 ay sonra, kamuoyunun ve muhalefet partilerinin ısrarı sonucu bir Komisyon kurulabilmiştir. Bu Komisyonun üyesi olarak, yargı makamının görevini üstelenerek karar verme yetkim bulunmamakla birlikte; bir siyasetçi ve insan hakları savunucusu olarak, Eynesil’de yerinde yaptığımız inceleme ve görüşmelerden de edindiğim izlenimle; özellikle soruşturmanın ilk aşamalarında yeterli ve etkin bir incelemenin yapılmadığını ifade etmek isterim. Olayın üzerinden yaklaşık bir yıl geçtikten sonra, baba Şaban Vatan’ın çabaları, kamuoyunun ve gazetecilerin baskısıyla; araştırmaları daha detaylı yürütmek amacıyla bir teknik ekip kurulmuştur. Ne var ki, soruşturmada halen fizik ihtisası sahibi ve adli mimarlık konusunda uzman kişilerin görüşlerine başvurulmaması ve başkaca eksiklikler mevcuttur.

Esas olarak Rabia Naz Vatan’ın ölümüyle ilgili üç iddia bulunmaktadır. İlki, ailenin ifade ettiği gibi, aracın çarpması ve sonrasında Rabia Naz’ın ölümünün siyasetçiler tarafından karartılması iddiasıdır. İkinci olarak, Rabia Naz’ın evin ön tarafından atladığı, sundurmayı aşarak ön tarafa düştüğü yönünde, bazı raporlara da yansıyan intihar iddiası bulunmaktadır. Üçüncüsü ise ön taraftan atlayarak intihar etmesinin akla yatkın olmadığı anlaşılınca öne sürülen, yan tarafa düştüğü; beli ve bir ayağı kırık biçimde, hareket edemezken, sürüne sürüne binanın önüne geldiği iddiasıdır. Henüz bu iddialarla ilgili bir sonuca varılmamıştır. Komisyon Eynesil’de inceleme yaparken bizlerle birlikte olan gazeteci Canan Coşkun ve belgeselci Kazım Kızıl da gerçeğin ortaya çıkması için gazeteci kimlikleriyle bu iddiaları araştırmaktadır.

Gazetecilerin avukatıyla yaptığım görüşmede, gazeteci Canan Coşkun’un olayın tanığı Mürsel Küçükal ile izin isteyerek görüştüğü, Küçükal’ın kendisini evine davet ettiği; bu görüşmenin ardından gazeteci Canan Coşkun ve belgeselci Kazım Kızıl’ı olayın yaşandığı yere götürerek canlandırma yaptığı, Şaban Vatan’ın ise olay yerine gelerek canlandırmayı izlediğini öğrenmiş bulunmaktayım. Önemli haber ve belgesellere imza atan gazeteciler ve bilindiği gibi daha önce akıl hastanesine dahi gönderilmeye çalışılan baba Şaban Vatan hakkında ortaya atılan; “şantaj, kasten yaralama, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” gibi iddiaların gerçek dışı ve tamamen mesnetsiz olduğunu ifade etmek isterim. Gerçeklikten uzak bu iddiaların Valilik tarafından kamuoyuyla paylaşılması, Rabia Naz’ın şaibeli ölümünün karartılmaya çalışıldığına ilişkin şüpheleri güçlendirerek, üyesi olduğum Meclis Komisyonunun çalışmalarına gölge düşürmekte, kamuoyunun adalete inancını derin biçimde zedelemektedir. Son yıllarda yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının neredeyse tamamen ortadan kalkması ve iktidar partisine mensup siyasetçilerin devlet organları ve yargı üzerinde kurduğu tahakküm, yurttaşların yargıya güveninin kaybolmasına neden olmuştur. Bugün kamuoyunda, siyasetçilerin yargı üzerinde etkisi olduğu görüşü hakimdir. Kanaatimce bu durum, ülkemiz için en tehlikeli sorunlardan birisidir. Rabia Naz Vatan’ın veya Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümleriyle yeniden tartışılmaya başlanan siyasetçilere ve yargıya karşı bu güvensizlik, yurttaşların adalete erişim için çabalarına ve inancına darbe üstüne darbe vurmaktadır. Ülkemizde, öncelikle tesis edilmesi gereken,  her cenahta yeniden yargıya güvendir. Bu nedenle, gazeteci Canan Coşkun, belgeselci Kazım Kızıl ve Şaban Vatan derhal serbest bırakılmalıdır. Komisyonumuzun çalışmalarına devam edeceğini ve Komisyonun bir üyesi olarak gerçeğin aydınlatılması için elimden gelen tüm çabayı göstereceğimi ifade etmek isterim.

Türkiye’de tüm çocukların güvenli, özgür ve korkusuz biçimde yaşaması için bu davayı duyarlılıkla takip eden kamuoyuna saygılarımla,

Filiz Kerestecioğlu
HDP Ankara Milletvekili
14 Kasım 2019