
Merkez Yürütme Kurulu üyemiz Garo Paylan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı büyüme rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Paylan şunları belirtti:
Ekonomimiz 2017 yılında yüzde 7,4 büyümüş. Elbette ekonomiyi rakamlarla büyümüş olarak gösterebilirsiniz, yüzde 7,4 büyüdük diyebilirsiniz. Ama ortada çok önemli bir soru var: Türkiye yüzde 7,4 büyüdü, ama kim büyüdü? Kimi büyüttünüz?
Size cevabını vereyim. AVM’ler büyüdü, memleketin her yerini AVM’lerle donattınız, AVM’ler büyüdü, mahallenizin kasabı, bakkalı, manavı küçüldü.
İşçiler açlık sınırının altında bir gelire sahipler
İşçilere soralım, asgari ücretli bir işçi 1.603 TL maaş alıyor. Şimdi yine seneye göre baktığımızda, işçilerin geliri Dolar bazında da, Euro bazında da, enflasyon bazında da gerilemiş durumda. İşçiler açlık sınırının altında bir gelire sahipler. Baktığımızda, işçilerin ekonomisi büyümedi. Emeklilere bakıyoruz; emeklilerin alım gücü artmadı. Çiftçilere bakıyoruz; çiftçiler borç altında ve 5 TL’nin üzerindeki mazot giderleriyle, gübre zamlarıyla inim inim inliyorlar.
Yandaş zenginler büyüdü, yandaş finansçılar büyüdü, yandaş inşaat şirketleri büyüdü
Şimdi çiftçiler, işçiler, emekliler büyümediyse kim büyüdü? Toplumun yüzde 1’i büyüdü. Yandaş zenginler büyüdü, yandaş finansçılar büyüdü, yandaş inşaat şirketleri büyüdü. Elbette Kredi Garanti Fonu’yla ve devlet kaynaklarıyla bu yandaşlar büyütüldü. Ancak toplumun geniş kesimleri yoksullukla, açlıkla ve borç altında inim inim inliyor.
Vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu yoksulluk sınırının altında ise biz bu büyümeden ne anladık?
İşsizlik yüzde 10’un üzerinde, genç işsizlik yüzde 20’nin üzerinde ve bu geniş kesimler o açlık sınırının altındaki gelire dahi sahip değiller. Vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu açlık sınırının, yoksulluk sınırının altında ise biz bu büyümeden ne anladık? Bütün kamu kaynaklarını yandaşlara, o küçük azınlığa devrederek büyümeyi sağlayabilirsiniz, ama bu büyüme, geniş kesimlerin hayrına bir büyüme değildir.
Ekonomi büyüdü, ama enflasyon yüzde 12’den aşağı düşmüyor. Dolar kuru 4 TL. Mevduat faizleri yüzde 15-16'ya, kredi faizleri yüzde 20’ye tırmanmış durumda. Bu nasıl ekonomik büyüme? Bu büyümenin sağlıklı bir büyüme olmadığını, ne esnafımıza, ne emeklimize, ne çiftçimize, ne de işçimize hayrı olmadığını söylüyoruz.
Büyüme diyorsak, asgari ücreti yükseltmemiz lazım
Bizim önerimiz, bir an önce geniş kesimler hayrına olan büyümeyi sağlamamız. Büyüme diyorsak, asgari ücreti yükseltmemiz lazım. Eğer bir refah varsa, asgari ücretli de faydalanmalı, emekli de faydalanmalı. Ama bunu yapamazlar, çünkü yandaşlar hep daha fazlasını istiyor, sermaye hep daha fazlasını istiyor. Ülkede hukuk güvenliği olmadığı için, demokrasi olmadığı için sermaye daha fazla teşvik, daha fazla kredi istiyor. Bu da sürdürülebilir değildir.
Güvenlikçi politikaları yükseltmek üzerine bir siyaset güdüyor iktidar
Güvenlikçi politikalar... İktidarın bildiği tek şey bu. Geniş kesimleri büyüme varmış gibi gösterip, onları susturmak için milliyetçiliği, savaşı, güvenlikçi politikaları yükseltmek üzerine bir ekonomik politika ve siyaset güdüyor iktidar. Yalnızca 2 yılda silah için, güvenlikçi politikalar için 100 milyar TL ilave harcama yaptı. Bunu da nereden karşıladı? Enflasyonu yükselterek ve vatandaşımızı daha çok borçlandırarak karşıladı. İktidar bizlerin ekmeğinden çalıp S-400’lere, patriot füzelerine yatırıyor.
“Bu büyümeden bana niye pay düşmedi” diye soran vatandaşlara sesleniyorum: Bir an önce bu iktidarı güvenlikçi politikalardan da, yandaşlarını zenginleştiren bu ekonomi politikalarından da vazgeçirmek için iktidara uyarıları hep beraber yapalım.
29 Mart 2018