FETÖ yapısına dahil olan yargı mensupları tarafından yürütülen dosyaların incelenmesine ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin düşürülmesine gerekçe olan suçlamaların ve mahkeme kararlarının, halihazırda FETÖ davalarından tutuklu veya hükümlü hakimler ve savcılar tarafından verilmiş olmasının araştırılması, FETÖ yapısına dahil olan yargı mensupları tarafından yürütülen dosyaların incelenmesi amacıyla TBMM’ye araştırma önergesi verdi. Meclis Genel Kurulunda AKP-MHP oylarıyla reddedilen önergenin metni:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Leyla Güven ile Musa Farisoğulları’nın milletvekilliklerinin düşürülmesine gerekçe olan suçlamaların hâlihazırda FETÖ davalarından tutuklu/hükümlü savcılar tarafından düzenlenen iddianamelerle; mahkeme kararlarının ise aynı davalardan tutuklu/hükümlü olan hâkimler tarafından verilmiş olması, yargılamaların objektif yürütülmediği noktasında derin kuşkular barındırmaktadır. Hukuken yargılamanın yenilenmesine gerekçe olan bu hal nedeniyle dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerinin davalarının yeniden görülmesi gerekirken kesinleştirilmiş olması; yargıya güveni derinden sarsmış olup tutuklu/hükümlü hâkim-savcıların verdikleri kararların araştırılması ve yol açtığı telafisi imkânsız zararların çözümüne ilişkin Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

GEREKÇE

Kamuoyunda KCK operasyonu olarak bilinen yargılamaların; Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye halklarının birçok alanda karşılaştığı sorunların demokratik siyaset zemininde çözümünü savunan partimizin politik aktörlerini hukuki yöntemlerle bastırma, sindirme ve pasifize etmeye dönük hamleler olduğu, bu yargılamaların cemaatçi yapılanmanın kurmaca olarak düzenlediği operasyonlar olduğu, düzenlenen iddianamelerle yargılamaların bütününün FETÖ yapılanmasının bazı süreçlere engel olmak adına yürütüldüğü bilinmektedir. 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından 2745 hakim-savcı görevden alınmış; pek çoğu yargılanmış, yargılamalar esnasında da bazı itiraflarda bulunmuşlardır.

17 – 25 Aralık sürecinde de cemaat yapılanması tarafından yapılan çalışmalar hükümet yetkililerince kamuoyuna açıklanmış; KCK dışında Balyoz, Ergenekon gibi yargılamaların da cemaat yapılanmasının yürüttüğü operasyonlar olduğu ifade edilmişti. Bu kapsamda onlarca hakim-savcının yerlerinin değiştirildiği ve rütbelerinin düşürüldüğü bilinmektedir. 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından ise yargı alanında topyekün bir ihraç süreci devreye sokulmuş, cemaat yapılanmasına dahil savcı ve hakimler tutuklanmış, görevden alınmış ve bir kısmı ağır cezalara çarptırılmıştır. Böylelikle FETÖ yapılanmasına dahil savcılar tarafından hazırlanan iddianameler ile bu yapıya dahil hakimler tarafından yapılan yargılamaların şaibeli geçmişi ortaya çıkmıştır.

Leyla Güven ile Musa Farisioğullarının milletvekilliklerinin düşürülmesine gerekçe gösterilen yargı kararlarının ardında, FETÖ davalarından ötürü ihraç edilen, tutuklanan ve hatta ağır cezalar alan hakim-savcılar olduğu tüm kamuoyunun malumudur. KCK yargılamalarına bakan hakimlerden Menderes Yılmaz, Ömer Yıldırım ile Bekir Soytürk ve üye hakimler Ömer Sevgiliocak, Suna Yeşil, İsmail Gözükara ile 175 Kürt siyasetçi hakkında iddianame hazırlayan Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy, dava savcıları Levent Kaya, Adem Özcan, Ergun Tokgöz ile İbrahim Baytekin’in FETÖ kapsamında yargılanan isimlerden olduğu bilinmektedir. Hakeza Durdu Kavak, Ahmet Karaca da FETÖ davalarının önemli isimlerindendir.  Adı geçen yargı mensuplarının KCK yargılamalarının tüm aşamalarında yer aldıkları noktasında kuşku yoktur.

CMK’nun 311/1-e bendi : “yeni olaylar ve yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa…” hükmünü; 311/1-c bendi ise :  “Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise”  hükmünü taşımaktadır. Yani FETÖ üyeliği kapsamında yargılanan/ceza alan yargı mensuplarının yürüttüğü davalar yargılamanın yenilenmesine esas teşkil etmektedir. Askeri Yargıtay’ın 05.12.2016 tarih,  2016/73 E. – 85 K. sayılı emsal kararında yüksek mahkeme; hükümle sonuçlanan yargı aşamalarında görev yapmış muhtelif sayıdaki yargıcın FETÖ soruşturmalarında meslekten ihraç edildiği, gözaltına alındığı veya tutuklandığını belirterek, bu durumun e bendine göre yeni delil ve vakıa olarak değerlendirilmesi gerektiğine oybirliği ilehükmetmiştir. Kamuoyunda yakından takip edilen Balyoz ve Ergenekon davalarında da verilen kararlar bozulmuş, bu davaların sanığı sıfatında olanlar beraat ederken, meşhur savcıları bir anda firari sanık konumuna geçmiştir. Özcesi FETÖ kapsamında görevlerine son verilen savcı ve hâkimlerin dâhil olduğu yargılamalarda yargılamanın yenilenmesi yönünde kararlar verilmesine karşın KCK yargılamalarında bu hükmün uygulanmaması ağır bir hak ihlalidir. Hele de kumpas olduğu yetkililer tarafından da açıklıkla ifade edilen davalardan ötürü cezalandırılan milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesinin hukukla bağdaşır bir yanı bulunmamaktadır.

Anayasaya göre hukuk kuralları herkese eşit bir biçimde uygulanır. Bazı davalara göre ayrımlar yapılması ve kurmaca olduğu bilinmesine rağmen bazı yurttaşların kurmaca hukuka göre cezalandırılması aynı zamanda adalet ihlalidir. Hukukun kişilere, mekâna ve zamana göre uygulanması söz konusu olamaz. Aksi türlüsününse tüm toplumun yıkımına ve telafi edilemeyecek denli büyük zararlara maruz kalmasına neden olacağı açıktır. Bu bahisle FETÖ yapısına dâhil olan hâkim ve savcılar tarafından yürütülen dosyaların incelenmesi, oluşan zararların giderilmesine dönük çalışmaların yürütülmesi için bir araştırma komisyonu kurulması elzemdir. 

16 Haziran 2020