
Mardin Milletvekilimiz Ebru Günay, Meclis’te devam eden bütçe görüşmelerinde Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine söz aldı. Günay, şu ifadeleri kullandı:
Adalet herkes için lazım olan, yeri zamanı geldiğinde herkesin ihtiyaç duyacağı bir mekanizma. Her iktidar yaptığı yanlış işlerden sonra kendi çıkarttığı hukuk dışı yargılamalarla yargılanmıştır. Dolayısıyla yasal düzenlemeler yaparken bu işin dönüp dolaşıp size de değebileceğini hesaplayarak yargı süreci başlatmanız lazım.
Erkek aklı kadınlara gerçek adalet tesis edemez
Ben milletvekili olmadan önce avukattım ve şu sözü çok söylüyorduk: Erkek adalet değil gerçek adalet için mücadele etmeliyiz. Şu an bu tabloya baktığımda sadece bir kadın bürokrat görüyorum. Erkek aklının kadınlara gerçek adalet tesis edemeyeceğini biliyoruz. Nitekim kadın cinayetlerinde erkeklerin yargılanmaması, ceza almaması ya da yargılamaların sürüncemede bırakılmasının çok somut tablosu burada. Umarım ve dilerim bundan sonraki süreçte değişir.
Tahir Elçi konusunda hassasiyet beklerdik
Avukatlar yargı mekanizmasının en temel aktörlerinden biri. Ama biz bu ülkede avukat tutuklamalarını, meslektaşımız Tahir Elçi’nin katlini gördük. Failler henüz yargılanmadı, Adalet Bakanlığından katledilen bir avukat hakkında hassasiyet beklerdik.
Türkiye’deki önemli mekanizmalardan biri Adalet Akademisi’ydi. Özellikle Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde Türkiye’deki uyumu yasaları sürecini takip etmek, yine adalet alanında eğitimler vermek üzerinden kurulmuş bir mekanizmaydı ama nedense kapatıldı. Yani biz Avrupa Birliği standartlarına henüz ulaşmadık. Neden kapatıldı? Bu konuda açıklama getirilmelidir.
Beni yargılayan hakim FETÖ’den yargılanıyor
Türkiye’de maalesef bağımsız, tarafsız, adil bir yargılama mümkün değil. Ben 5 yıl cezaevinde yattım, beni yargılayan hakim şu an FETÖ dosyasından üç defa ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor. Ve maalesef aynı dosyada benimle beraber yargılanan birçok arkadaşım ceza aldı ve bu konuda hiçbir şey yapılmadı. Hukuka aykırı elde edilen delillerle, gizli tanık ifadeleriyle, onlarca yıl cezaya çarptırıldılar. Ve aslında o kararı veren hakim şu an üç ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasına rağmen istinaf mahkemesi kararı onayladı. Bu Türkiye tarihine bir kara leke olarak yazıldı.
Her gün onlarca cezaevinden işkence, kötü muamele, onur kırıcı davranış şikayetleri geliyor. Temel sıkıntı şu: Bu sürecin çok aktif bir şekilde yargı sürecinde takip edilmemesi, görevlilerin cezai bir süreçle karşılaşmaması. Cezaevine girerken çıplak aramayı dayatmak kadar onur kırıcı bir şey yok, bu insanlık onuruna aykırı bir tutum. Ama maalesef özellikle son bir yılda bu yönlü şikayetler çok ciddi artmaya başladı. Bu konuda gerekli girişimler yapılmıyor, cezasız kalan bir süreç var.
Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesine dair somut bir karar var mı?
Cezaevlerine dair de söyleyeceklerim var: 27 hasta tutsak, Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen hala cezaevinde. Bu konuda bakanlığınızın bir çalışması var mı? İmralı Cezaevindeki tecrit politikasına bakanlığınızın yaklaşımı nedir? Bakanlığınızın, Sayın Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşünün yaptırılmamasına dair somut bir kararı var mı?
20 Kasım 2018