DTKye yönelik usulsüz uygulama iddiaları

Grup Başkanvekilimiz Ahmet Yıldırım'ın, Demokratik Toplum Kongresi'ne (DTK) yönelik usulsüz uygulama iddialarına ilişkin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi:

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Diyarbakır merkezli olmak üzere 20 ilde faaliyet yürüten bir sivil toplum platformu ve bu yüzlerce sivil toplum kurumunun katıldığı bir çatı kuruluşudur. Çalışmalarını eğitimden sağlığa, ekolojiden yerel yönetimlere, cinsiyet eşitliğinden gençliğin sorunlarına, sanatın yaşamsallaşmasından hukukun evrensel normları gibi birçok alanda toplumsal sorunların sebebini ortaya çıkarmak, proje geliştirmek ve çözmeye çalışmak için 10 yıldır faaliyet yürütmektedir. Bu faaliyetler ulusal veya uluslararası paneller, seminerler, çalıştaylar ile geniş bir yelpazeye yayılmış ve farklı siyasi düşüncelere sahip akademisyen, milletvekili, sanatçıların katıldığı bu çalışmalar çoğu zaman medyada yer almıştır.

Birçok Hükümet Üyesinin etkinlikleri için davetine mazhar olmuş DTK, ayrıca 19 Ocak 2012 tarihinde TBMM tarafından dönemin Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek tarafından Demokratik Toplum Kongresine anayasa çalışmalarına katkı sunması için “23.01.2012 tarihinde değerli Kongrenizin uygun göreceği temsilci ya da temsilcilerini dinleyecektir” ifadesinin yer aldığı A.01.1.AUK.0.00.00.00-13002/43184 sayı numaralı bir yazı göndermiştir. Bunun dışında 09.05.2017 tarihinde TBMM Başkanlığı'na DTK’nin göndermiş olduğu anayasa önerisinin kopyasının tarafıma verilmesini rica ettim. TBMM Başkanlığı da 25.05.2017 tarihinde 60172018-622.03-100615 sayı numarası ile DTK’nin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna göndermiş olduğu “Yeni Anayasaya İlişkin Talep ve Öneriler” dosyasını tarafıma sunmuştur.

Yukarıda detaylı bir şekilde anlatmaya çalıştığım DTK ile ilgili son günlerde bazı yargı organlarınca Kongrenin şeffaf çalışma ağı ve devletin kurumları arasındaki yazışmalar, görüşmeler dikkate alınmaksızın dosyalar hazırlanmıştır. Sizin Bakanlığınızın çalışma alanı ile ilgili de DTK kurum binası ve çalışanlarına yönelik son zamanlarda yoğunlaşan gözetleme, izleme ve görüntü almaya çalışılmaktadır. Ayrıca, kendini polis veya Bakanlık görevlisi olarak tanıtan bazı kişiler, bu Kurumun yönetici ve çalışanlarını kafelerde veya pastanelerde sohbet etme niyeti ile sorgu mekanizmalarında bulunmaya zorladıkları DTK yetkililerince tarafıma iletilmiştir. Bakanlığınız personeli olduğunu iddia eden şahısların izlemiş olduğu bu yönteme ilişkin bazı soruların cevaplanması elzem olmuştur.

Bu bağlamda;

1.      Bakanlığınız tarafından DTK üyeleri ile Emniyet Müdürlüğü dışında sohbet adı altında görüşme yapmak amacıyla görevlendirilmiş bir yetkili var mıdır? Var ise bu şekilde bir görüşme isteği hangi yasal dayanak ile yapılmaktadır?

2.      Bakanlığınıza bağlı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memurlarının kendi kurumları dışında DTK üyelerini farklı mekânlarda sohbete çağırması Bakanlığınız ve Bakanlığınıza bağlı kurumların bilgisi dâhilinde midir? Bilgisi dâhilinde ise hangi yasal dayanak ile sohbet adı altında kurum dışında sorgulama yapılıyor?

3.      Bakanlığınızın soruşturduğu kurum ve kişileri pastane, kafe gibi yerlerde sorgulamasına dönük alınmış bir karar var mıdır? Var ise yasal dayanağı nedir?

4.      Bakanlığınız bilgisi dışında emniyet müdürlükleri veya karakollar dışında yürütmüş olduğu sohbet adı altındaki sorgulara dair şimdiye kadar bu sohbeti yapan polis veya farklı sıfattaki memurlar hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmış ise hangi kapsamda başlatılmış mıdır? Başlatılmamış ise bu usulün teamül olmaması için bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?

21 Haziran 2017