Dersim Katliamına ilişkin araştırma önergemiz

Grup Başkanvekilimiz Meral Danış Beştaş'ın, üzerinden 83 yıl geçen Dersim Katliamının sebep ve sonuçlarının ortaya çıkarılması, mağdurların yaşadığı yıkımın tüm boyutları ile irdelenmesi ve geçmişle yüzleşmenin sağlanması amacıyla TBMM'ye verdiği araştırma önergesi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Üzerinden 83 yıl geçen Dersim Tertelesinin sebep ve sonuçlarının ortaya çıkarılması, yaşanan can kayıpları ile mağdurların yaşadıkları yıkımın tüm boyutları ile irdelenmesi, geçmişle yüzleşmenin sağlanması ve buna ilişkin gerekli girişimlerin yapılabilmesi için çalışmalar yürütülmesi amacı ile Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.

GEREKÇE

Türkiye’nin yakın geçmişinde hala yaraları sarılmayan ve her biri ayrı bir kırılma noktasına tekabül eden katliamlar mevcuttur. Bu katliamların üzerlerinin kapatılmaya devam edilmesi ise, kutuplaştırma iklimini tetiklemektedir. Oysa hakikatlerin ortaya çıkarılması ve geçmişle yüzleşmenin sağlanması sağlıklı bir toplum için olmazsa olmazdır.

Kuşkusuz bu elim hadiselerden birisi de Dersim Tertelesidir. 25 Aralık 1935 yılında 2884 sayılı ‘‘Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında” kanun çıkarılarak; ‘tedip’ ve ‘tenkil’ harekâtı için çerçeve belirlenmiştir. Bu kanun ile Dersim adı Tunceli olarak değiştirilmiş ve 4 Mayıs 1937 günlü  Bakanlar Kurulu kararıyla da on binlerce insanın yaşamını yitirdiği büyük bir yıkım gerçekleşmiştir.  Resmi verilere göre Dersim Tertelesi esnasında 13 bin 160 kişi öldürülmüş ve 11.818 kişi de batı illerine sürgüne gönderilmiştir. Ancak bu sayı yerel kaynaklara göre  70 bin civarı insanın öldürüldüğü ifade edilmektedir. Sürgün sırasında ise başka bir travmatik hadise devreye sokularak binlerce çocuk batı illerinde başka ailelere evlatlık olarak verilmiştir. Binlerce çocuk, ailesinden, toprağından, dini inancından ve kimliğinden azade büyütülmüştür. Dersim’in kayıp kızlarının akıbeti ise hiç bilinemezken, o dönem evlatlık olarak verilen şimdi ise yaşları ilerlemiş binlerce kişinin yaşadığı travma ne yazık ki kuşakları boyu aktarılmaya mahkumdur. Zira bu tür toplumsal hadiselerin yarattığı buhranlar yüzleşme ve barış sağlanmadığı müddetçe son bulamaz.

Türkiye’nin yakın geçmişinde yaşanan Maraş Olayları, Çorum Olayları, Sivas Katliamı gibi ağır travmalar hakikatlerin araştırılmasını ve geçmişle yüzleşmeyi gerekli kılmaktadır. Keza bu tür toplumsal hadiselerin haricinde daha onlarca suikast ve cinayet de benzer etki ve nedenlerin bir neticesidir. Dersim Tertelesi ve devamında süregiden buna benzer hadiseler, saldırılar ve cinayetler bir bütünlük arzetmekte ve geçmişte yaşanan bu yıkımların araştırılmaması gelecekte benzer olayların yaşanacağı kaygısını ülke halklarına her daim yaşatmaktadır.

Bu tür acı olaylara dair resmi bir girişimde bulunulmaması, bu olayların neden ve sonuçları ile ortaya çıkarılmaması ise mevcut kutuplaşma ve çatışmayı toplumun tümüne yayarak sürekli kılmakta, toplumsal barış iklimini bozmakta ve şiddet eylemlerini tetiklemektedir. Aynı zamanda birbiri ile devamlılık arzeden ve geçmişte yaşanan yıkımların ortaya çıkarılarak sorumlularının yargılanmaması, sonrasında meydana gelecek olaylar açısından bir nevi teşvik niteliği taşıdığı ise unutulmamalıdır.

Dersim Tertelesi yarattığı yıkım ve can kayıplarının çokluğu ile birlikte nazara alındığında etkisi son derece büyük ve bir o kadar da vahimdir. 15 Kasım 1937 tarihinde idam edilen Seyid Rıza ve onunla birlikte çatışmalarda yer alan şahsiyetlerin mezar yerlerinin dahi bilinmemesi mevcut acıları katlamaktadır. Bu nedenle o yıllara ait tüm arşivler açılmalı ve halk iradesinin vücut bulduğu bu parlamentoda yaşanan acılar gün ışığına çıkarılmalıdır. Seyid Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin belirlenmesi geçmişle yüzleşme için önemli bir adım olacaktır. Yine sürgün edilen aileler ile evlatlık verilen çocukların kimliklerinin açıklanması en temel insan haklarından olup, insanların gerçek kimliklerinin açıklanması da elzemdir. Halihazırda Dersimli yurttaşlar için adı her daim Dersim olan kentin adı iade edilmeli, halklar tarafından benimsenmeyen Tunceli ismi kaldırılmalıdır. Tüm bu çalışmaların gerçekleştirilmesi halkların bir arada ördüğü ortak yaşamın sağlam temellerle ilerlemesine büyük katkı sunacaktır.

İzah etmiş olduğum hususlar doğrultusunda 4 Mayıs Dersim Tertelesinin neden ve sonuçları, bu kıyımın oluşmasına neden olan süreçlerin ortaya çıkarılması, mağdurların maruz kaldıkları zararların tespit ve tazmini için meclis araştırması açılması elzemdir.

4 Mayıs 2020