Depremlerde can kayıplarının önlenmesi için gerekli girişimlerin başlatılmasına ilişkin araştırma önergemiz

Van Milletvekilimiz Muazzez Orhan'ın depremlerde can kayıplarının, yaralanma ve engelli kalma durumlarının daha az yaşanması, maddi ve manevi kayıpların önlenmesi için gerekli girişimlerin başlatılması ve yasal değişiklik ihtiyaçlarının ortaya çıkarılması amacıyla TBMM'ye verdiği araştırma önergesi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye’de geçmiş dönemlerde yaşanan depremler; deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrasında yapılması gerekenler konusunda hem kamunun hem de devletin gerekli önlemleri almadığını göstermektedir. Depremlerde can kayıplarının en aza indirilmesi, yaralanma ve engelli kalma durumlarının azaltılması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç tüzüğün 104’üncü ve 105’inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.             

GEREKÇE

Türkiye’nin ve özellikle bazı bölgelerinin/illerinin deprem riski yüksek olduğu tarihsel ve bilimsel olarak ortaya çıkmıştır. Bingöl, Muş, Van, Erzurum, Erzincan, İstanbul ve Çevresi başta olmak üzere son yüz yıl içerisinde deprem yaşanmayan ve depremlerin tekrar etmediği bir bölge neredeyse yok gibidir. Van ilinde yaşanan Erciş (1941), Çaldıran (1976), Van (2011) depremleri ilin, depreme yönelik politikasının olması gerektiğini göstermektedir. Aynı şekilde özellikle metropol kentlerdeki deprem riskinin yaşanan acı tecrübelere rağmen dikkate alınmadığı gereken politika değişikliklerinin yapılmadığı görülmektedir. 6-7 şiddeti üzerinde yaşanan Adapazarı, Erzincan, Niksar-Erbaa, Tosya-Ladik, Bolu-Gerede, Varto, Karlıova, Gönen, Gediz, Yenice, Lice, Erzurum, Çaldıran, Erzincan, Ceyhan, Gölcük, Düzce ve Van depremlerinin saniyelerle ifade edilen süresi yüz bine yakın yurttaşın ölümü ve yüz binlercesinin yaralanması ile sonuçlanmıştır. Deprem sonucu evsiz barksız kalan yurttaşların yaşadığı sorunlara, 2011 yılında evleri yıkılan yurttaşların bir kısmının halen prefabrik konutlarda kalması örnek olarak verilebilir. 23 Ekim 2011 günü Türkiye saati ile 13:41'de Van'da meydana gelen ve 25 saniye süren depremde resmi verilere göre 604 kişi hayatını kaybederken 4.152 kişi de yaralanmıştı.Son olarak, Elazığ’da yaşanan  ve Malatya başta olmak üzere birçok bölgede hissedilen depremde son verilere göre  41 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, 1600’ün üzerinde yurttaş yaralanmıştır.

Depremler önlenemediğine göre deprem durumunda alınabilecek önlemlere odaklanan politikalara öncelik verilmelidir. Yüzde 98’i aktif ve farklı deprem kuşakları üzerinde yer alan bir deprem ülkesi olarak Türkiye’de, birçok başlıkta deprem riskleri yüksektir. 30 Büyükşehir dışında kalan köylerde zorunlu deprem sigortası bulunmamaktadır. Türkiye genelinde binaların tasarımı, malzeme seçimi ve kullanımı açısından birçok risk artarak devam etmektedir. “İmar barışı” adı altında deprem risklerini arttıran bir uygulama olmuş ve imar planları kâğıt üzerinde kalan metinlere dönüşmüştür. Son İstanbul depreminin yeniden hatırlattığı “toplanma alanları sorunu” sadece İstanbul’a özgü değildir.

Depremlerde can kayıpları ve yaralanmaların önemli bir nedeninin yapı kalitesizliği ile ilgili olduğu bilinmektedir. Kar ve rant hırsı ile hızlı bir şekilde betonlaşarak dönüşen kentlerde olası bir deprem öngörüsü dikkate alınmamıştır. Büyük toplu konut projelerinde ve kentsel dönüşümlerde deprem riski göz ardı edilmemelidir. Depremlerde yaşanılan can kayıplarının ve yaralanmaların önemli bir nedeni deilk 72 saat içerisinde müdahalenin yetersizliğine bağlı risklerin yüksek olmasıdır. Özellikle nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu merkezlerde acil müdahale ekiplerinin hazırlıklı oluşu ve gerekli eğitimlerden geçirilmiş olması can kayıpları ve sakatlanmaların daha az olmasına imkan sağlamaktadır. Kentlerde altyapı, toplu ulaşım, yangından korunma gibi sistemler, deprem riski öngörüsüyle inşa edilmelidir. Yurttaşların deprem farkındalığı ve kendilerinin almaları gereken önlemler hakkında bilinçlendirilmesi için de gerekli girişimler başlatılmalıdır.

Depremlerde can kayıplarının, yaralanma ve engelli kalma durumlarının daha az yaşanması, maddi ve manevi kayıpların önlenmesi için gerekli tespitlerin ortaya konulabilmesi, gerekli girişimlerin başlatılması ve yasal değişiklik ihtiyaçlarının ortaya çıkarılması amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

28 Ocak 2020