Deniz Poyraz Davası: Katilleri tanıyoruz, hesabını mutlaka soracağız

İzmir il binamıza 17 Haziran 2021 tarihinde yapılan silahlı saldırı ve Deniz Poyraz yoldaşımızın katledilmesine ilişkin görülen davanın 5’inci duruşması İzmir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülüyor. 

Duruşmayı Parti Sözcümüz Ebru Günay, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonumuz, milletvekillerimiz, kadın örgütleri ile çok sayıda avukat ve kurum temsilcisi takip ediyor. Duruşma öncesi adliye önünde yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Burada konuşan Parti Sözcümüz Ebru Günay, şunları söyledi:

Kurum temsilcileri, kadın yoldaşlarımız, Barış Anneleri ve değerli halkımız. Bir kez daha İzmir Adliyesi önünde toplanıyoruz. 5 duruşmadır neler yaşandığını kamuoyu biliyor.  Deniz’in katledildiği andan itibaren katillerin nasıl korunduğunu, faillerin nasıl gizlendiğini ve IŞİD artığı çetelerin nasıl bu suikasti düzenlediklerini ve hakikatlerin nasıl gizlenmeye çalışıldığını tüm Türkiye başta da kadınlar olmak üzere yakından takip etti. Katilin duruşmadaki tavırları herkesin malumu, ama hakikatin ortaya çıkması için mücadele etmesi gereken temel işi bu olan mahkeme heyetinin tavrı ortada. 

Kadınların mücadelesi katillerden önünde sonunda hesap soracaktır

Geçen duruşmada avukat arkadaşlarımız, yargılamada asıl önemli olan soruyu sormaya başladı. Hem katilin hem de mahkeme heyetinin tavrı hakikatin ortaya çıkmasını engellemeye yönelikti. Katilin arkasındaki gerçeğin ortaya çıkmaması için engelleyici bir tutum sergilediler. Bizler bütün katliam dosyalarında, kadınların, Kürtlerin, HDP’lilerin katledildiği dosyalarda, 10 Ekim, Suruç katliam dosyalarında mahkeme heyetlerinin tutumunu, iktidarın tutumunu biliyoruz. Bu tutum cezasızlık, gerçeklerin açığa çıkmasını engelleme, failleri korumanın, hesap sormamanın tutumudur. Bizler bunun yabancısı değiliz. Buna karşı mücadele etmeye kararlıyız. Bu tutumumuzdan asla geri adım atmayacağız. Bugün belki gerçek manada bir yargılama gerçekleştirilemeyecek ama bizlerin, kadınların mücadelesi, kadınların özgürlük ve adalet arayışı, bu topraklardaki barış mücadelesi katillerden önünde sonunda hesap soracaktır. Katiller başta kadınlara, halka, gönlünü demokrasiye adamış, barış mücadelesi herkese bunun hesabını verecektir. Bunu mücadelemizle, ısrarımızla, direnişimizle gerçekleştireceğiz. 

Asıl failin iktidar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Her gün ekranların karşısına geçip partimizi ve kadınları hedef gösterenler bu katliamın arkasındaki karanlık güçlerdir. Bu karanlık güçler işin ucu kendilerine ulaşmasın diye olayın üstünü örtmeye ve hakikati karartmaya çalışıyorlar. 

Jina Mahsa’yı katleden zihniyet ile Deniz Poyraz’ı katleden aynı zihniyettir

Bugün biz kadınlar için daha acı bir gün. Yine aynı katliamcı zihniyetin, kadın ve Kürt düşmanı zihniyetin katlettiği Nagihan Akarsel arkadaşımızın doğduğu topraklarda defnedileceği gün. Deniz’in katilleri ortaya çıksaydı, hesap vermiş olsaydı, gerekli tedbirler alınmış olsaydı bugün Nagihan arkadaşımız bir suikastle yaşamını yitirmeyecekti. Bu iktidar örgütlenen kadından korkuyor, özgürleşmek için mücadele eden kadından korkuyor, bunun için tam bir kadın kırım politikasıyla saldırıyor. Jîna Mahsa Amini’yi katleden zihniyet ile Nagihan Akarsel ve Deniz Poyraz’ı katleden zihniyet aynı zihniyettir. Erkek akıl, Kürt ve kadın düşmanı akıldır. Bu akıldan mücadelemizle hesap soracağız. Bu topraklara Deniz’in mücadelesini yürüttüğü, sözünü verdiğimiz barışı getirerek soracağız. Barışı, eşitliği getirerek bu hesabı soracağız. Deniz’e sözümüzdür; bu topraklara barış ve özgürlüğü mutlaka getireceğiz. Nagihan’a ve İran’da saçını bayraklaştıran kadınlara sözümüzdür; biz bu topraklara barışı ve kadın renginin hayata geçmesi elimizden geleni yapacağız. İranlı kadınların da söylediği gibi jin, jiyan, azadî bu topraklarda özgürlüğün sesi ve nefesidir. Bizler de kadın, yaşam ve özgürlük için mücadele etmeye, katledilen her bir arkadaşımıza söz vererek bunun mücadelesini vereceğiz. And olsun ki bu katiller herkese, kadınlara, halklara hesap verecek. 

Sezgin Tanrıkulu: Sanığa kahraman muamelesi yapılıyor

Günay’ın ardından söz alan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da şunları söyledi: Katliamın üzerinden 16 ay geçti, 5 duruşma yapıldı. Katliamı incelerken, işlenmeden önceki süreç, işlendiği süreç, ondan sonraki süreci incelediğimizde katillere ulaşabiliriz. İzmir’in orta yerinde HDP’nin önünde bir karakol var, gelen giden takip ediliyor ama nedense bu katil takip edilmiyor. Cinayetin gerçekleştiği anda müdahale edilmiyor kendisine. Katliamdan sonra kahraman muamelesi görüyor. Tweet attığınız için günlerce gözaltında kalıyorsunuz. Bu katil 24 saat gözaltında tutulmadı, arkasındaki hiçbir ilişki araştırılmadı. Olay yerindeki dijital evraklar babasına teslim edildi. 

Gözümüz mahkeme heyetinin üzerinde; bu suça ortak olmayın, katili korumayın!

Bu cinayet sonuçta, siyasal iktidarın yarattığı nefret söylemi, kutuplaştırma üzerine işlenmiştir. İktidar bu cinayetin ortağıdır, azmettiricisidir. Biz onlardan hesap soracağız, siyaseten hesap soracağız. Ama buradan İzmir Adliyesi önünde bu yargılamayı yapan savcılara sesleniyorum; tümünü takip ediyoruz. Bu suça ortak olmayın, azami özen gösterin, sanığı ve arkasındakileri korumayın. Hiç olmazsa adalet gerçekleşecek izlenimini yaratın ama bunu yapmayın. 5’inci duruşmaya kadar kaç kez başkan değişti. Sanığa aylardır bir kahraman muamelesi yapılıyor. Görevini yerine getirmiş insan muamelesi yapılıyor. Bunları izliyor ve görüyoruz. Hafızamıza kaydediyoruz. Bunların tümünden hesap soracağız, ama adil ve hukuk kuralları içinde hesap soracağız. Bu cinayetleri de unutmayacağız. 

İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü Platformundan Didar Gül: Sorulacak hesabımız var

Bugün bir kere daha gerçek adalete için adliye önünde buluştuk. Tam 5 duruşmadır burada olmaktan geri durmadık. Geri adım atmaya da niyetimiz yok. Biz Deniz’i katledene de erkek yargısına da güvenmiyoruz. Buradayız, çünkü birbirimizden güç alarak mücadelemizi büyütüyoruz. Erkek devlet karşısında mücadele ettiğimizi bıkmadan, usanmadan söylüyoruz. Buradayız çünkü sorulacak hesabımız, söyleyecek sözümüz var. Burada olmakla sınırlı kalmıyor mücadelemiz. 8 Mart alanlarından Newroz alanlarına, 25 Kasımlardan 1 Mayıs’a bu öfkeyi büyütüyoruz. İşte bu öfke barikatları yıkan öfke, bu öfke uykuları kaçıran öfke, bu öfke erkek egemenliğinin saltanatını sallamakta olan öfke. Bu öfkeyi kız kardeşlerimize verdiğimiz sözle büyütmeye devam ediyoruz. 

5 duruşmadır adliye önünde çeşitli hukuksuzluklarla karşılaşıyoruz. Her mahkemede katil gözümüzün önüne baka baka tehdit ediyor, ama kadınların önüne barikat kuruluyor. İsterseniz 5 bin mahkeme geçsin burada olmaya devam edeceğiz. 

Katliamın tek faili tetikçi Onur Gencer değildir

Kadınlar adına hazırlanan ortak açıklamayı Kadınlar Birlikte Güçlü adına Zilan Kubat okudu. Açıklama özetle şöyle: 

17 Haziran 2021’de HDP İzmir İl binasında katledilen Deniz Poyraz’ın 5’inci duruşması için bulunuyoruz. Deniz Poyraz erkek devletin faşist saldırısı ile katil Onur Gencer tarafından katledildi. Deniz kız kardeşimiz, mücadele arkadaşımız, bu ülkede kadın olmanın, Kürt olmanın, yoksul olmanın bedelini canıyla ödemiştir. Aynı zamanda bu tarihsel dava yıllardır Kürt halkına yönelik sindirmenin davasıdır. Ülkemizde yıllardır omuz omuza faşizme karşı kenetlenmiş halklara kadınlara, LGBTİ+’lara karşı derin devlet güçlerin örgütlü ve planlı saldırısıdır. Katil Onur Gencer HDP binası önündeki polis ablukasından elini kolunu sallayarak geçip parti binasına girmiş, saldırıyı gerçekleştirmiş ve kolluk kuvvetlerince “abiciğim” denilerek, sarmalanarak göstermelik gözaltına alınmıştır. Katilin yapacağı saldırıdan önce hazırlık çalışmaları gösteriyor ki bu katliamın tek faili tetikçi Onur Gencer değildir. Bizler biliyoruz ki yıllardır toplumsal muhalefeti ablukaya almaya çalışan devlet ve kolluk kuvvetleri bu ırkçı ve kadın düşmanı saldırının failleridir. Bu sebeptendir ki katil Onur Gencer'e 5 duruşmadır psikolojik olarak “rahatsız” denilerek, davanın üstü kapatılmaya çalışılarak esas failler korunuyor.  

Deniz’in düşlediği dünyayı hep birlikte kuracağız

Bu ülkenin egemen güçleri, erkek iktidarı ve onun mekanizmaları bilmelidirler ki kana buladıkları bu topraklarda adil ve eşit bir yaşam isteyen, bunun içinde sokak sokak, mahalle mahalle örgütlenen kadınların gücü onların iktidarını ve koltuğunu devirecek. İşte korkuları bu sebeptendir. İstanbul Sözleşmesini fesh etmeleri bu sebeptendir. Bugün bulunduğumuz adliyeye biz kadınların sokulmak istenmemesi ancak geçen duruşmada gördüğümüz gibi eli silahlı tetikçilerin ellerini sallayarak girmesi bu sebeptendir. Tüm faşist uygulamalara karşı biz yine alanda erkek adalet değil, gerçek adalet çağrımızı yükselteceğiz. Bugün yine burada haykırıyoruz, Deniz’in düşlediği dünyayı hep birlikte kuracağız. Yoldaşımız, kız kardeşimiz Deniz’in mücadelesi kadınların omuzlarına yükselecek. Deniz gibi mücadelesinden korktuğunuz her kadının sesi, nefesi mücadelemizle büyüyecek ve güçlenecek. Hayatlarını çaldığınız her nefes için bizler bin katıp haykıracağız isyanımızı. Bu saldırının tüm sorumluları yargı önünde hesap verene dek erkek adalet değil, gerçek adalet işletilene dek bu davanın takipçisi olacağız. 

12 Ekim 2022