Demokratik siyasete darbeyi kabul etmiyoruz...

14 Nisan 2009’da KCK adı altında Kürt demokratik siyasetine yönelik gerçekleştirilen siyasi kırım operasyonları sonucunda 10 binden fazla kişi tutuklanmış, birçok Kürt siyasetçi uzun yıllar hukuksuz şekilde cezaevlerinde tutulmuştu. Dün Diyarbakır’da görülen ‘KCK Ana Dava’da Kürt siyasetçilerine yüzlerce yıl ceza verildi. Tamamen siyasi nedenlerle, hukuk dışı ve bütün demokratik hukuk ilke ve teamüllerinin çiğnenmesiyle verilen bu cezalar çok açık bir şekilde demokratik siyasetin tasfiyesinin hedeflendiğini göstermektedir. Bunun başka hiçbir izahı yoktur.

15 Temmuz darbecilerine karşı mücadele ettiğini söyleyen iktidar, diğer taraftan o darbecilerin hazırladıkları tasfiye operasyonunun sahibi olmuştur. Ne yaman bir çelişki ve ikiyüzlülüktür ki, davayı açan savcılar ve yürüten mahkeme heyetleri, yani hakimler Cemaat soruşturmasından görevden alınmıştır. Ancak buna rağmen hukuksuz delillerle Kürt siyasetçileri cezalandırma hevesi sona ermemiştir. Buna karşılık Balyoz ve Ergenekon davaları aynı gerekçeyle bozulmuş, hatta Erdoğan’ın kurduğu ittifakla itibarları iade edilmiştir.

Onlarca kişinin demokratik siyasetten tasfiye edilmesi, şimdiye kadar bu alana yönelik gerçekleşen en büyük darbedir. 15 Temmuz darbe girişiminden demokrasiye dönülmemiş, yeni bir darbe süreci başlatılmıştır. Son olarak bunun somut bir göstergesi daha, ‘KCK Ana Davası’ adlı operasyonda demokratik siyasetçilere verilen cezalarla karşımıza çıkmıştır.

Demokratik siyasete yönelik bu darbe ve Kürt sorununun siyasi çözüm talebini kriminal hale getirme  adımı asla kabul edilemez. Bu kararlar hukuksuzdur. Demokratik siyasete alan açılması, başta Kürt sorununun çözümü olmak üzere Türkiye’nin demokratikleştirilmesi için bu hukuk garabeti yargılama üst mahkemede bozulmalıdır.

Demokratik siyaseti tasfiye etme plan ve hedefini tüm demokrasi ve barış güçleriyle birlikte boşa çıkarma mücadelemizi sürdüreceğiz.

Halkları Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
29 Mart 2017