Demokratik Mücadele Programının 2. aşamasını başlattık: Gelin itirazımızı yükseltelim, birlikte inşa gücü olalım

Demokratik Mücadele Programımızın ikinci aşaması olan Demokrasi Buluşmalarının startını verdik. İlk aşamada Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya Demokrasi Yürüyüşü gerçekleştiren partimiz, ikinci aşamada Demokrasi Buluşmalarını hayata geçirecek. İkinci aşamanın detayları bugün Meclis'te Eş Genel Başkanlarımız Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Meclis Grubumuzun katılımıyla açıklandı. Açıklamayı yapan Sancar, şöyle konuştu:

Partimizin demokratik mücadele programının ikinci aşamasını başlatmak üzere toplanmış bulunmaktayız.

Birinci aşamayı Ankara’da sonlandırdık, ikinci aşamayı Ankara’dan başlatıyoruz

Bildiğiniz üzere 1 Haziran’da başlattığımız Demokratik Mücadele Programımızın ilk aşaması Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya yürüyüş şeklinde gerçekleşti. Bu yürüyüşümüzün adı Darbelere Karşı Demokrasi Yürüyüşüydü. 20 Haziran'da bu yürüyüşümüzü Ankara’da, TBMM parkında sonlandırdık. 

Emekçilerle, kadınlarla, gençlerle, inanç gruplarıyla, ekolojistlerle buluşuyoruz

Şimdi de ikinci aşamayı TBMM’den, Ankara’dan başlatıyoruz. Ankara’dan, Türkiye’nin dört bir yanında buluşmalar için yola çıkacağız. Bu buluşmalarımız emekçilerle, inanç gruplarıyla, ekolojistlerle, gençlerle, kadınlarla, aydınlarla olacak. Yürüyüşle ortaya koyduğumuz itirazı buluşmalarla bir inşa gücüne dönüştürmeyi hedefliyoruz.

Adaletsizliğe itiraz için yola çıkmıştık, şimdi bunu inşa gücüne dönüştürmek istiyoruz

Yürüyüşümüz esas olarak bir itirazı dillendirmek içindi, itirazın yüksek sesle, Türkiye’de bütün demokratik kesimlerle buluşması içindi. Adaletsizliğe itiraz ediyorduk. Şimdi bu buluşmalarla adalet inşa edecek gücü yaratmak istiyoruz. 

Despotluğa, baskıya, yoksulluğa, ayrımcılığa itiraz ediyoruz; özgürlüğü inşa ediyoruz

Despotluğa itiraz ediyoruz, demokrasiyi inşa için buluşacağız. Yoksulluğa, sömürüye itiraz ediyoruz, eşitliği kurmak için buluşacağız. Baskıya ve yasaklara itiraz ediyoruz, özgürlüğü inşa etmek için buluşmalar gerçekleştireceğiz. Tekçiliğe itiraz ediyoruz, çoğulculuğu inşa edeceğiz. İnançlar konusunda her türlü dayatmaya ve inançlar arasında ayrımcılığa itiraz ediyoruz, halkların özgürlüğünü ve inançların eşitliğini inşa etmek için buluşmalar yapacağız. Artvin’den Kaz Dağlarına ve Kanal İstanbul’a kadar doğanın talanına itiraz ediyoruz, ekolojik bir toplum kurmak için buluşmalara gidiyoruz.

Bu iktidar intikamcıdır; kontrol edemediği, diz çöktüremediği kesimlerden intikam alıyor

Bu iktidar intikamcıdır; kontrol edemediği kesimlerden, dize getiremediği toplumsal çevrelerden intikam için hareket ediyor. Gençliğin itirazına sosyal medyayı kapatarak cevap vermek istiyor, gençlerden dislike’ın intikamını almak istiyor. Barolara diz çöktüremiyor şimdi Meclis'te bulunan kanun teklifiyle barolara, savunmaya bir intikam operasyonu gerçekleştiriyor.

Arkadaşlarımızı 7 Haziran’ın intikamı için rehin aldılar

7 Haziran 2015’ten beri partimize, partimizle birlikte hareket eden her çevreye intikam saldırıları gerçekleştiriyor. Bu intikam saldırılarının en önemli örneği 4 Kasım 2016 tarihindeki rehin alma operasyonuydu. Demirtaşları, Yüksekdağları, Balukenleri ve diğer arkadaşlarımızı intikam amacıyla, 7 Haziran’ın intikamı için rehin aldılar. 

31 Mart'ta ve 23 Haziran’da bu iktidarı durdurduk, o nedenle irade gaspı operasyonları başlattılar, bir intikam operasyonu olarak irade gaspına yöneldiler.

Bu intikamcı zihniyete itiraz ediyoruz

Kayyım atadılar, milletvekillerinin vekilliklerini düşürdüler. İşte biz bu iktidarın intikamcı zihniyetine itiraz ediyoruz, bu zihniyeti değiştirmek için buluşmalar gerçekleştireceğiz. Adaleti, hakkı, hukuku, hakkaniyeti toplumun çeşitli kesimleriyle birlikte inşa edeceğiz.

Barolar düzenlemesi adaleti sahipsiz, toplumu savunmasız bırakma düzenlemesidir

Biliyorsunuz gündemde barolarla ilgili bir kanun teklifi var. Bu kanun teklifi hem bir biat operasyonudur hem de bir intikam hamlesidir. Bu iktidar kontrol edemediği alanları kapatmaya veya kendisine biat edecek bir noktaya getirecek düzenlemeler yapmaya yöneliyor. Burada amaç basit bir kanun değişikliği değildir. Asıl amaç adaleti sahipsiz, toplumu savunmasız bırakmaktır. Bu yasa teklifine karşı başından beri sürdürdüğümüz demokratik muhalefeti Genel Kurulda da güçlü ve etkili bir biçimde sürdüreceğiz.

Baroların itirazını selamlıyoruz, destekliyoruz

Komisyonda sabahlara kadar süren oturumlarda vekillerimiz toplumu savunmak, adaleti savunmak adına büyük bir emekle çalıştı. Barolar itirazlarını yollara dökülerek ortaya koydu, baro başkanlarının anayasal meşru hakkı olan yürüme toplanma hakkı defalarca bu iktidar tarafından engellendi. Ama barolar yürüdüler, barolar itirazlarını ortaya koymaktan vazgeçmediler. Biz baroların bu itirazını, bu yürüyüşünü selamlıyor, destekliyor ve şunun altını çiziyoruz: Umut bulaşıcıdır, cesaret bulaşıcıdır. Ahlaki çölde tek bir kişi adaleti haykırdığında mutlaka yankı bulur o haykırış. 

Başlattığımız yürüyüş bir haykırıştı, bu haykırış karanlığı aydınlatan çığlığa dönüştü

İşte HDP’nin Edirne ve Hakkari’den başlattığı yürüyüş bir haykırıştı. O haykırış zifiri karanlığı yaran bir işaret fişeği olmuştur. Karanlığı aydınlatan bir çığlık olmuştur, baroların da bu çığlığı aydınlığa doğru bir ilerlemedir.

İktidar TTB ve TMMOB’dan da intikam almak istiyor

Bundan sonrasına da başka örgütlü kesimler var sırada, meslek odalarına da diz çöktürmek istiyor iktidar. Bu iktidar TTB’den intikam almak istiyor, o nedenlerle hazırlıklarını sürdürüyor. TMMOB’dan intikam almak istiyor, kamu iradesini tümüyle kontrol altına almak istiyor,  o nedenle gündemde güvenlik soruşturması yasa teklifi var.

İktidar yargıyı, muhalefeti susturmak ve tasfiye etmek için sopa olarak kullanıyor

Yargı bu iktidarın uzun zamandır kontrolüne aldığı bir aygıt durumuna gelmiştir. Bu iktidar yargıyı, muhalefeti susturmak ve tasfiye etmek için bir sopa olarak kullanıyor. Esasen ortada yargı denebilecek bir kurum kalmamıştır. Yargıda adaleti yeniden canlandırma mücadelesinin öncülüğünü bugün savunma mesleği mensupları yapmaktadır.

Alman Yazar Kurt Tucholsky’nin dediği gibi bu yargı yargı değildir

Mevcut yargı gerçekten de evrensel anlamda "yargı" adını hak etmekten çıkmıştır. Daha önce de kullandığım bir anekdotu burada tekrar paylaşmak istiyorum. Ünlü Alman yazar Kurt Tucholsky’nin yargıyla ilgili sözleridir. 1920'lerde Nazilerin iktidar yürüyüşü zamanında yargının içinde bulunduğu durumu özetlemek için bu satırları yazmıştı: "Benim gördüğüm bu yargı kötü bir yargı değil, benim gördüğüm bu yargı yanlış yargı da değil, benim gördüğüm yargı eksik yargı da değil. Bu yargı kesinlikle yargı değil." Aynen 1920’lerin Almanya'sında yaşanan tabloyu bizler bu ülkede yaşıyoruz. Ama buna mahkum değiliz, buna boyun eğmek zorunda değiliz.

Yaşananlar kader değil, değiştirecek gücümüz var

Bu bizim kaderimiz olamaz bunu değiştirecek gücümüz vardır. Hep birlikte yürürsek hep birlikte itiraz edersek inşa konusunda güçlerimizi birleştirirsek bu gidişatı durduracağız. Kimsenin karamsar olmasına gerek yok. Dünya tarihi ve ülkemizin tecrübeleri en koyu karanlık zamanlarda bile mücadele azmini yitirmeyenlerin mutlaka bu gidişatları değiştirdiğini göstermiştir. Mücadele inancını koruyanların mutlaka başardığını göstermiştir. Biz de diyoruz ki; adalet demokrasi özgürlükler mutlaka kazanacaktır. Bunun en önemli şartı güçlerimizi birleştirmektir. İşte biz de bu güçlerimizi birleştirmek için Ankara’dan harekete geçiyoruz. 

Çağrımız demokrasi güçlerinin inşa gücü olmasıdır

Demokrasi güçlerinin bir inşa gücü olmasıdır çağrımız. Sadece itiraz etmek yetmez, aynı zamanda inşa iradesini de ortaya koymak lazım. Adalete inanan her kesime, demokrasi isteyen her bölüme, baskıya karşı nefes almak isteyen her bir bireye çağrımızdır: Gelin hep birlikte özgürlüğün, demokrasinin, adaletin ve en önemlisi de bunlarla birlikte barışın inşa gücü olalım. Son olarak şunu belirteyim. Bu buluşmamızda ekolojistlerle, inanç gruplarıyla, kadınlarla, gençlerle, aydınlarla bir araya geleceğiz. 

Başlattığımız bu yolun sonu barışa çıkmaktadır

Hep birlikte yolumuza devam edeceğiz, bu gücü inşa edeceğiz. Bu yolun ucu barışa çıkmaktadır, biz savaşa karşı çıkıyoruz, 'barışı inşa edeceğiz' sloganını en gür şekilde haykırmaya çağırıyoruz herkesi. Bunun için demokrasi güçlerinin buluşması yeni bir enerji, yeni bir irade, yeni bir umut ve cesaret yaratacaktır. Bundan şüphe duymuyoruz, bu ülkedeki demokrasi güçleri hep birlikte hareket ettiklerinde mutlaka kazanacaktır. 

Çağrımız toplumun her kesiminedir 

Soru: CHP başta olmak üzere muhalefet HDP ile yan yana durmamaya çok özen gösteriyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Bizim çağrımız sadece belli kesimlere, sadece siyasi partilere yönelik değildir. Bizim çağrımız Türkiye’deki her kesimedir. Bunun sorumluluğunu içinde duyan, harekete geçen herkes bu mücadelede üzerine düşeni yapmış olacaktır; sorumluluğu duymayanlardan hesabı halk ve tarih soracaktır. Kimseye özel bir çağrımız yok. Çağrımız bütün topluma ve toplumdaki bütün demokrasi güçlerinedir.

7 Temmuz 2020