Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, İstanbul’da Özgür Radyo’nun konuğu oldu. Radyo programı başlamadan önce gazetecilere gündem değerlendirmesinde bulundu.

Demirtaş yaptığı değerlendirmede:

Özellikle hukukçulardan, avukat arkadaşlarımızdan, barolardan güvenli bir seçim ve sayım işlemi yapılması konusunda destek istiyoruz.

Oylara sahip çıkılması çok önemli

Oy kullanmak kadar o oyun güvenliğini sağlamak da çok önemlidir. Bu konuda müşahit olabilirsiniz. Seçmeni olduğunuz partinin sandık kurulu üyesi olabilirsiniz. Ayrıca Oy ve Ötesi gibi bağımsız gözlemciler var. Bağımsız gözlemciler aracılığıyla destek olabilirsiniz. Özellikle hukukçulardan, avukat arkadaşlarımızdan, barolardan güvenli bir seçim ve sayım işlemi yapılması konusunda destek istiyoruz. Bunu sadece HDP açısından değil, bütün partilerin oylarının korunması olarak biz hassas davranacağız.

Koalisyon Türkiye’ye nefes aldıracaktır

Şunu artık herkes çok iyi biliyor; AKP'nin tek başına iktidar olmadığı bir Türkiye, istikrarlı bir Türkiye'dir. Şu 6 aylık geçiş döneminde seçim hükümeti, ondan önce geçici hükümet döneminde yapılanlara baksanız tek başına iktidar olduklarında ne yapacaklarını çok daha iyi anlayabilirsiniz. Bundan dolayı ülkemizde barış, huzur, istikrar ve güven isteyenler artık koalisyon dönemlerinin başladığını, başlayacağını görmeli ve bundan ürkmemeli, korkmamalı. Bu Türkiye'ye nefes aldıracaktır.

Milletvekili sayısı itibariyle üçüncü parti olacağız

Bütün veriler şunu gösteriyor ki parlamentoda milletvekili sayısı itibariyle 3. parti olacağız. Bütün koalisyon tekliflerine ilkelerimiz çerçevesinde açık duran bir parti olarak, ülkemizi yönetme, sorunlarımızı çözme konusunda sorumluluk üstlenerek 1 Kasım seçimlerine gidiyor olacağız.

Dünyanın en yoksul cumhurbaşkanlarından biri bizim ülkemizde yaşıyor. Merhamet fukarası, insani değerler fukarası, evrensel değerler fukarası, halk sevgisinden yoksun; bundan daha büyük fukaralık var mı?

Dünyanın en yoksul Cumhurbaşkanı bizim ülkemizde yaşıyor

Dünyanın en yoksul cumhurbaşkanı olarak tanımlanmasını doğru bulmuyoruz. Bizce o dünyanın en zengin cumhurbaşkanı… Dünyanın en yoksul cumhurbaşkanlarından biri bizim ülkemizde yaşıyor. Merhamet fukarası, insani değerler fukarası, evrensel değerler fukarası, halk sevgisinden yoksun; bundan daha büyük fukaralık var mı? Dünyanın en yoksul cumhurbaşkanlarından biri bizim ülkemizde yaşıyor. Dolayısıyla ben ülkemizi ziyaret eden eski sayın cumhurbaşkanını dünyanın en yoksulu değil en zengini kabul ediyorum.

Başbakanın kendisi karar vermiyor

Ben, cumhurbaşkanının bu medya sansüründe baş aktör olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz Başbakan açıklama yaptı, 'Bana kalsaydı seçim öncesinde kayyum işi olmazdı' dedi. Demek ki, başbakanın kendisi karar vermiyor. Cumhurbaşkanı bu kararları veriyor. Zaten başbakanın hiçbir etkisi olmadığını biliyorduk. Bunu da itiraf etmiş oldu. Medyanın özgürleşmesi konusunda cumhurbaşkanından hiç kimsenin beklentisi yok. Bizim de yok, uluslararası kamuoyunun da olmaması gerekir. Çünkü kendisi medyanın sınırlanması konusunda bir görüş sahibidir. Medyayı bir tehdit ve tehlike olarak görüyor. Kendisi ne içeriden ne de dışarıdan eleştiri kabul etmiyor.

Dünkü fotoğraf tek adamlık sisteminin en net fotoğrafıdır

Dünkü fotoğraf tek adamlık sisteminin en net fotoğrafıdır. Halktan uzaklaşmış, halkı tehdit olarak gören, korku ve panik halinde sarayına hapsolmuş, yalnızlaşmış cumhurbaşkanı haline getirdi kendisini... Aslında böyle değildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Başbakanlığından itibaren halk ile doğru ilişki kurmayı başarabilmiş bir liderdi. Doğru bir üslup ve tarz ile halk ile ilişkilerde çok başarılıydı. Ancak gelip geldiği nokta 150 metre ileriden, sarayın balkonundan halka el sallayabilecek bir noktaya geldi. Kendini saraya hapseden, yalnızlaştıran, hiçleştiren bir noktaya kendi çabalarıyla geldi. O noktadan kendi çabalarıyla çıkmak isterse bizler bu konuda yapıcı davranırız.