Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, Fatih'teki Asur Otel'de İslami kesim temsilcileriyle bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen görüşme öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Demirtaş, Türkiye'deki "yeni" adı altında bugüne kadar birçok şeyin yapıldığını, "yeni" kavramının en çok yıpratılmış kavramlardan biri olduğunu söyleyerek, "Bugünün Türkiye'sinde yeni adına, gerçek adına üretilen hiçbir siyasetin, projenin hem toplum sorunları hem de toplumsal barışa getirdikleri çözümler açısından yeni olmadıkları, eskinin güncellenmiş, aktüel hale getirilmiş tekrarından ibaret olduğunu görüyoruz" dedi.

Türkiye'de klasik bir seçim taktiği ve stratejik kalıcı bir birliğe dönüşmeyen deneyimlerden bugüne kadar hiçbir sonuç alamadığını söyleyen Demirtaş, "Siyasi partilerin bir araya gelerek oluşturdukları ya da oluşturmaya çalıştıkları ittifaklar, toplumda ve siyasette hiçbir değişime yol açmıyor. Çok anlamlı da olmuyor. Geçmiş deneyimlerimiz bize ispatladı" dedi. Geniş toplumsal birliktelik ve birleşik toplumsal mücadelenin önemine vurgu yapan Demirtaş, "Bunu başardığımız takdirde daha seçim sandıkları kurulmadan, çok daha büyük bir kazanım elde etmiş olacağız" dedi.

'Çok yüksekten bakınca halkı göremezsiniz'

HDP'nin toplumun her kesiminin eleştirilerine açık olduğunu söyleyen Demirtaş, HDP'nin köklü demokratik mücadeleler sonucunda bir araya gelen Türkiye'nin en yeni partisi olduğunu belirtti. Toplumun kendi içinde birçok kimliği barındırdığını ve HDP'nin amacının yeni bir kimlik yaratmak olmadığını söyleyen Demirtaş, "Temel problem bu kimliklerin kabul edilmiyor, haklarının teslim edilmiyor olmasıdır" ifadelerini kullandı. AKP iktidarının öncüllerinde olduğu gibi kimlikleri tekleştirme anlayışına karşı mücadele edeceklerini ve toplumsal kimlik ve inançlar arasında hiçbir fark gözetmeden herkesin haklarını savunacaklarını dile getiren Demirtaş, Bülent Arınç'ın, "Translar da HDP'ye oy veriyor" şeklindeki ifadelerini hatırlatarak, "Hükümet sözcüleri zaman zaman hakaret etmek için veya kendilerini toplumun muhafazakar temsilcileri, bizi de marjinal grupların temsilcileri göstermek istedikleri için bunu yapıyor. Ayrımcılığa uğrayan bütün grupların haklarını savunmak bizim için onur kaynağıdır. Sayın Bülent Arınç, Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerinin, sorunlarının farkında olmayabilir. Bir hükümet sözcüsü olarak ülkede nelerin yaşandığını görmüyor olabilir çünkü çok yükseklerden bakınca halkı göremezsin. Bugüne kadar bize dayatılan bu Bülent Arınç tarzı, Tayyip Erdoğan tarzı olan üstenci siyaseti bitirmek için geliyoruz. Bir gün HDP'nin ya koalisyonla ya da tek başına kuracağı iktidarla 90 yılımızı ne kadar heba ettiğimizi insanlar daha iyi anlayacak" ifadelerini kullandı.

'Cumhurbaşkanı'nın istirahata çekilmesinde fayda var'

Gazetecilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhalefet partilerine ilişkin açıklamalarına ilişkin sorularını da yanıtlayan Demirtaş, "Ülkenin Cumhurbaşkanı, muhalefet partilerine bu şekilde cevap veriyorsa, başkanlık sitemine erken bir geçiştir. Hükümet politikası, pratiği eleştiriliyor. Hükümetin yürütme kurulunun başkanı Başbakan'dır. Biz siyasi partiler olarak Cumhurbaşkanı ile polemiğe girmeyi doğru bulmuyoruz. Cumhurbaşkanı'nın da bu tür mevzulara muhalefet partilerini hedef alarak girmemesinde fayda görüyoruz. Eğer 'ortada bir Başbakan yok' diyorsa, 'Başbakan da benim Cumhurbaşkanı da benim' diyorsa, Ahmet Davutoğlu'nun bu konuyu netleştirmesi lazım. Kendisi Başbakan olmadığını kabul ediyorsa biz de bunu bilelim ve ona göre hareket edelim. Sayın Cumhurbaşkanı muhalefete laf yetiştirmekten vazgeçse iyi olur. Seçim dönemine giriyoruz, bir müddet sarayında istirahata çekilmesinde fayda var. Seçim kampanyası sürdüreceğiz çünkü. Cumhurbaşkanı'nın işi değildir seçim kampanyası yürütmek."

24.01.2015