
Bizim, milletvekillerimizle birlikte sivil bir darbe sonucu adeta rehin alınmış olmamız sadece şahsımıza yönelik bir saldırı değildir.
Adım adım tek adam yönetimini kalıcılaştırmak için her türlü senaryoyu devreye koyanların bu amaç doğrultusunda attıkları yeni bir adımdır.
Ülkemizde kardeşçe, eşitçe, özgürce ve barış içinde yaşamı savunan bizlere yönelik bu saldırının bütün demokrasi güçlerine yapılmış ortak bir saldırı olduğu unutulmamalıdır.
Elbette baskıcı bu tür rejimlere karşı her koşulda yan yana durmak ve faşizme karşı ortak mücadeleyi büyütmek tek çıkış yoludur.
Avrupa kamuoyunun ve demokratik kurumlarının hukuk dışı bu baskılar karşısında çok daha etkili ve sonuç alıcı bir tutum sergilemelerini bekliyor ve diliyoruz.
Bu korku imparatorluğu en kısa zamanda dağılacaktır. Bizler, demokratik siyasete olan inancımızı kaybetmeden bulunduğumuz her koşulda mücadeleye devam edeceğiz. Dört duvar arasında da olsak, aynı göğün altında olduğumuzu unutmadan dışarıdaki mücadelenin bir parçası olmaya, süregelen özgürlük halayının neşesinden yararlanmaya devam edeceğiz.
Dışarıda çalışma yürüten bütün yoldaşlarıma, gençlere, kadın arkadaşlara özel selam ve sevgilerimi iletiyorum.