Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, Küçükçekmece'de bulunan Garip Dede Dergahı'nda Alevi Vakıfları Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu ve Alevi Federasyonu temsilcileriyle bir araya geldi. Demirtaş'ın Dergah'ta bulunan yurttaşlarla selamlaşmasının ardından açılış konuşmasını yapan Garip Dede Dergahı Genel Başkanı Celal Fırat, "Nerde bir haksızlık ve zalimlik varsa biz o haksızlıkların karşısında durduk. Çünkü biz bunu pirlermizden öğrendik" diyerek zalimlerin karşısında durmaya devam edeceklerini söyledi.

'Kimliklerin özgürce yaşayacağı toplumsal koşullar oluşturulmalı'

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yrd. Baki Düzgün ise, Alevi toplumunun çözümü için yapılan görüşmelerin muhatabının Alevi federasyonları olduğunu belirterek, "Alevi federasyonlarımız ülkemizde demokrasinin yerleşmesi, bütün kimliklerin özgürce yaşayacağı toplumsal koşulların oluşturulması, Alevi toplumumuzun talepleri için birlikte çalışma ve ortak eylemde bulunma ikrarını verdiler" dedi. "Alevi toplumunun sorunları için muhatap alınacaklar biziz. Çakma Alevi örgütleriyle sorunlar çözülemez" diyen Düzgün, Alevilere yönelik inkarcı politikaların AKP hükümeti döneminde arttığına dikkat çekti. Düzgün, "Ülkemizin en temel sorunlarında biri Alevi toplumunun inanç kimlik sorunudur. Bu sorun, politik, ekonomik, sosyal, kültürel, inançsal ve günlük yaşamın tüm alanlarını kapsıyor. Sorunun çözümü devleti, siyasi partileri, STK'lar ve diğer inanç kesimlerini ilgilendirmektedir" diye konuştu. Alevilerin taleplerine de dikkat çeken Düzgün, "AİHM'in aldığı kararların yaşama geçmesi sağlanmalı. Katliamların araştırılması için Hakikatlerle Yüzleşme Komisyonu kurulmalı. Devlet tarafından el konulan Alevi dergahları ve mal varlıkları Alevilere iadesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalı. Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrılan bütçenin bireysel inanç özgürlüğü açısından tüm inançlara eşit ayrılmalı. Alevi toplumunun inanç merkezi olan Cemvelerine kavuşmalıdır" dedi. Düzgün, Alevilere çağrıda bulunarak HDP'nin 8 Şubat'ta Maltepe'de düzenleyeceği "Birlik ve Dayanışma Mitingi"ne katılmalarını istedi.

'Aleviler topluma onurlu bir miras bırakmıştır'

Alevi temsilcilerine kendisini Dergah'ta kabul ettikleri için teşekkür ederek konuşmasına başlayan Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş da, "Kendi yaşamı için bedeller ödemiş tüm halklar erdemli ve onurlu bir miras bırakmıştır. Alevi toplumu da erdem ve onurlu bir miras bırakmıştır topluma. Alevi toplumuna asimliasyona rağmen bu erdemli duruşlarından dolayı teşekkür ederiz" dedi.

'Türkiye'deki gerilimin nedeni hükümettir'

Konuşmasına Paris'te Charlie Hebdo katliamına ilişkin yapılan yürüyüşte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılıp derginin 4 sayfasını yayınlayan Cumhuriyet gazetesine yönelik yaptığı, "Gelin bize saldırın" açıklamasını eleştirerek devam eden Demirtaş, "Bu ülkenin Başbakanı hükümet sözcüleri ve milletvekilleri günlerdir büyük bir provokasyon faaliyeti yürütüyorlar. Bu gerilimi yaratan onlardır. Başbakan'ın kendisi Paris'te 'katliamı lanetliyorum' iddiası ile yürüyüşe katılıyor, buraya döndüğünde de o dergiyle dayanışma gösteren Cumhuriyet gazetesine teşekkür etmeliydi. Gazetede de Paris'teki katliama karşı bir dayanışma vardı. Buna rağmen Başbakan'ın çıkıp 'bize saldırın' demesi bir utanç vericiydi" diye konuştu. Hükümete seslenen Demirtaş, "Bugüne kadar sizler bu ülkede insanların mezhebinden dolayı bu kadar ayrıştırma yapmasaydınız toplumda gerilim de olmayacaktı. Bu gerilimin nedeni sizsiniz. Senin köşe yazarların çıkıp 'cemevi cümbüş evidir' dedi. Kaç tane Alevi çıkıp silahla camii bastı. Başbakan bu hedef gösteren tutumundan derhal vazgeçmelidir" dedi. Türkiye'de hükümetin Charlie Hebdo dergisiyle dayanışma gösterenleri hedef göstermekten vazgeçmesi gerektiğinin altını çizen Demirtaş, "Hz. Peygamber küçük bir grubun malı değildir. AKP, çıkıp IŞİD işbirlikçiliğinin hesabını versin. Tüm militanları Türkiye üzerinden geçti. Bunların hesabını vermeyen bir hükümet başka çevreleri Paris katliamı üzerinden hedefe göstermeye çalışmasın" diye konuştu.

'Bizleri besleyen dereler başka da olsa biz hepimiz aynıyız'

Ezilenlerin her zaman bu ülkede demokrasi adına daha fazlasını isteyenler olduğunu belirten Demirtaş, "Bizleri besleyen dereler başka da olsa biz hepimiz aynıyız. Çok mücadele ettik ayakta kalmak için. Bizler, sadece varız, yaşıyoruz kimliğimizi ispatlamak için mücadele ettik, ağır bedeller ödedik. Biz artık varız, tüm ezilenler olarak bu ilkenin sahibiyiz. Bu ülkeyi kuran ve var edenleriz. Şimdi madem ki bu ülkenin gerçeğiyiz Haklarımızın artık anayasasal güvence altına alma zamanı geldi. Alevilik din midir mezhep midir, Kürtçe dil midir, Kürtçe dilinde roman mı yazılır, bu kimseyi ilgilendirmez" dedi.

'Bizler muhalefet olarak bir arada durabilsek değişimin öncü gücü oluruz'

Türkiye'nin değişim ve dönüşüm sürecine girdiğine dikkat çeken Demirtaş, bu değişim ve dönüşümün AKP'den kaynaklanmadığını toplumsal bir ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı. Demirtaş, "Biz mücadele eden tüm toplumsal kesimler çok bedeller ödeyerek bu değişimi ortaya çıkardık. Bizler kendi anavatanlarımızı terk etmek zorunda kaldık ama bıkmadık, teslim olmadık. İşte, bunlar 12 yıldır bizlerin yarattığı mirası yiyorlar. Toplumdaki mirası kendi yelkenlerine doldurdular. Kendi değirmenlerine su taşıyan çarka dönüştürdüler. Bizler muhalefet olarak bir arada durabilsek değişimin öncü gücü bizler olacaktık. Şimdi 2015 bize tarihsel bir fırsat sunuyor. Biz devleti hep birlikte yönetebilirsek o zaman herkes rahat bir nefes alacak" dedi.

'Devlet bizi memur yaparken bile 40 defa araştırıyor'

"Uğruna öldüğümüz devlet bugün bizi memur yaparken bile 40 defa hakkımızda araştırma yapıyor" diyen Demirtaş, bu şekilde devlette kendilerini güvende hissetmediklerini belirterek, bunun alternatifinin devletin herkesin olması olduğunu söyledi. Türkiye'de tek adam, tek parti ve tek mezhep sisteminin olduğunu dile getiren Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 16 Türk devletini temsil eden askerle çekmiş olduğu fotoğraftan anlaşıldığını söyleyerek, "O fotoğrafta biz yokuz. O fotoğrafta kadının rengi yoktur. Orada tek bir Alevi inancı tek bir Türk olmayan yoktur. Ne yapacağız peki? Biz çalışacağız bunların tek bir kol saati bile bizim yüzlerce yıllık asgari ücretine denk gelecek. O yüzden burada radikal bir müdahaleye ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

'Biz de direnişte yan yana durmalıyız'

"Bizim tarihimiz direniş tarihidir. Eğer ki Kaypakkaya Diyarbekir zindanlarında ser vermeyip sır verseydi kendisi yaşıyor olabilirdi. Ya da Denizler, Mazlum Doğanlar, Hallacı Mansurlar, Pir Sultanlar... yani bunların her biri toplumsal bir değişim yaratabildilerse devrimci fedai kültürden kaynaklıdır" diyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: "Biz de direnişte yan yana durmalıyız. Bu sandık mevzusunu aşan bir ihtiyaçtır. Bizler birbirimize benzemek zorunda değiliz. Tam tersine biz bu tekçiliğe karşı direndiğimiz için rengarenk çiçek bahçesi gibiyiz. Bugün burayı ziyaret sebebimiz yoldaşlığın baki olduğunu dosta düşmana göstermektir. Bu ülkede hiç birmiz yalnız ve sahipsiz değiliz. IŞİD barbarlığı bu halkın karşısında yenilmeye mahkumdur. Bu topraklara onlar yabancıdır yerlisi biziz. Bu barbarlar daha önce de tarihi boyunca istila seferi düzenlediler Ancak biz bakiyiz. Alevi toplumu da duruşuyla demokrasi mücadelesine güç katıyor. Alevi toplumun başına getirilenler tarihte yazılmadı bile. Bu gidişatı durdurmamız lazım. Parti olarak hem 8 Şubat Maltepe mitinginde hem de Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebiyle yan yana olduğumuzu söylemek istiyorum."

Demirtaş, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cizre'de yaşanan olayların sorulması üzerine Demirtaş, "Cizre 90'lı yıllarda benzer bir duruma gelmeyecek. Biz buna izin vermeyeceğiz. Cizre'de devlet içerisinde çöreklenmiş bir ekip var. Devlet de bunların kim olduğunu biliyor. Devletin bunları bulması gerekiyor" şeklinde cevapladı.

16.01.2015