
Diyarbakır Milletvekilimiz Çağlar Demirel, Mardin Derik'te görevini kötüye kullanan kolluk kuvvetlerine ilişkin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Önergenin gerekçesi şöyle:
İki ayı aşkın bir süredir başta Silvan, Sur, Cizre ve Nusaybin olmak üzere bölgede hukuki temelden yoksun olarak ardı ardına sokağa çıkma yasakları ilan edilmektedir. Yasaklar esnasında en temel insan hakları ihlal edilmekte, çok sayıda can kaybı ve yaralanma yaşanmaktadır. Son olarak 26 Kasım itibarıyla Mardin’in Derik ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sekiz gün sürmüş ve yasak süresince ilçeyle bağlantı tamamıyla kesilmiştir. Halkın yaşam koşullarından endişe duyduğumuz için yaşananları yerinde görmek ve olası can kayıplarının önüne geçmek üzere milletvekilleri, yerel yöneticiler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan çeşitli heyetlerin abluka altındaki ilçeye defalarca gitme girişimlerine karşın bu heyetler her seferinde kolluk kuvvetleri tarafından ilçe girişinde durdurularak girişlerine mani olunmuştur.
30 Kasım 2015 öğle saatlerinde milletvekillerimiz Meral Danış Beştaş, Gülser Yıldırım ve Mahmut Toğrul ile ilçe girişine vardığımızda yine aynı uygulamaya maruz kaldık. Çevik Kuvvet araçları tarafından kapatılan yola yaya olarak çıkarak Jandarma güçlerine ilçeye giriş yapmak istediğimizi bildirdik. Uygulanan yasağın herhangi bir hukuki dayanağı olmadığını ifade ettiğimiz üniformalı askerler bizi zor kullanarak dışarıda tutmaya çalışırlarken, arkamızda duran beyaz sivil bir dolmuştan inen sivil giyimli bir kişi de kendisini tanıtma gereği dahi duymadan doğrudan bulunduğumuz yere yöneldi. “Çıkın dışarı” diye bağırarak üzerimize yürüyen bu saldırgan şahıs kendisine kim olduğunu sorduğumuzda bir başçavuş olduğunu iddia etmiştir. Halkı temsil etme yetkisini elinde bulunduran milletvekillerine saldıracak kadar kontrolden çıkmış olan bu şahıs ancak Jandarma erlerinin araya girmesi ile durdurulabilmiştir. Kameralar karşısında milletvekillerine karşı böyle bir tutumu takınabilen şahısların abluka altındaki yerlerde imza atabilecekleri hukuksuzlar, şiddet ve baskıcı uygulamalar her geçen gün daha da büyük bir endişe kaynağı haline gelmektedir. Açıktır ki; bu tür hukuksuzlukların doruğa ulaşmış olması, bu uygulamaları yürütenlerin ve yetki verenlerin devletin üst mercileri tarafından nasıl bir denetime tabi tutuldukları konusunda soru işaretleri uyandırmaktadır.
Bu itibarla;
-
1
Heyetimize yönelik saldırgan tutumu sergileyen şahıs kimdir? Kendisinin 1990'larda faaliyet gösteren ve bölgede hukuk ve insan hakları ihlalleriyle bilinen JİTEM ile herhangi bir bağlantısı var mıdır?
-
2
Heyetimize saldıran bu kişi gerçekten bir başçavuş ise ve görevini yapmak üzere o mıntıkada bulunuyordu ise; görevi esnasında neden üniformalı değildir?
-
3
Başçavuş olduğunu söyleyen bu şahıs hangi komutanlığa bağlı olarak ve ne zamandan beri görev yapmaktadır? Milletvekillerine yönelik saldırı emrini kimden almıştır? Bu şahıs ya da saldırı emrini verenler hakkında adli ve idari bir soruşturma başlatacak mısınız?
-
4
Doksanlı yıllarda Derik İlçesinde meydana gelen birçok sivil infaz, tecavüz, gözaltında işkence ve kayıp suçlarından yargılanan; Türkiye’de sonuçlanan davaların tamamında beraat etse dahi AİHM'e yansımış birden çok davada Türkiye'nin mahkum olmasına neden olan Musa Çitil’in Ağustos ayında Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı’na atandığı bilinmektedir. Bu saldırıların emrini Derik ilçesine yönelik baskıcı tutumlarını devam ettirmek amacıyla Musa Çitil mi vermektedir?
-
5
Bölgede JİTEM’in yürürlükte olduğu dönemde görev yapmış ve adı ‘Derik Celladı’na çıkmış Musa Çitil’in bugün yeniden OHAL koşullarının yaşanmaya başlandığı bölgede görev yapmasının sebebi yeni bir JİTEM yapılanmasına gidilmesi midir?
-
6
Doksanlarda JİTEM adlı örgütte faaliyet gösterdiği şüphesiyle JİTEM davalarında yargılama süreci devam eden kaç kişi şu anda Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanlığı ve Mardin İl Jandarma Komutanlığı’nda görev yapmaktadır?
-
7
Topluma devletin geçmişiyle yüzleşeceği mesajını veren hükümetiniz savaş suçu işlemiş devlet adamlarını terfi ettirmek suretiyle bölgeye göndererek yeni katliamlar yaratmayı mı hedeflemektedir?