
Halkımızın siyasi iradesine yönelik önceden tasarlanan kayyım darbesini meşrulaştırmak için her türlü kirli propaganda aygıtı eş zamanlı harekete geçirildi. 19 Ağustos Darbesi gerçekleştiği günden beri havuz medyası başta olmak üzere bütün basın yayın organları, HDP’yi, halk iradesiyle seçilen belediyeleri her türlü yalan haber, manipülasyonla hedef göstermektedir.
Bu algı operasyonunun başını çeken ise ne yazık ki halkın vergileriyle finanse edilen Anadolu Ajansı’dır. Bilindiği üzere Anadolu Ajansı 24 Haziran seçimlerinde taraflı davranmış ve 31 Mart seçimlerinde verilerin akışını durdurarak büyük bir ahlaksızlığa imza atmıştı. Habercilik sicili bozuk olan bu yandaş kurum her geçen gün toplumsal şiddeti kışkırtarak TRT ve havuz medyasıyla eşgüdümlü bir yalan şebekesine dönüşmüştür. Halkın vergileriyle var olan ve her kesime eşit mesafede yayıncılık yapması gereken Anadolu Ajansı, özellikle demokratik siyasete ve halk iradesine karşı iktidarın özel savaş aygıtı rolünü üstlenerek bütün muhalif kesimlere saldırmaktadır. Anadolu Ajansı 31 Mart seçimlerinde üstlendiği kışkırtıcı ve manipülatif rolünü bugün de HDP’ye karşı sürdürmektedir. Kayyım darbesiyle birlikte iktidar basınının ve AA gibi kamu kuruluşlarının yaptığı “habercilik” tam bir yalan ve çarpıtma örneğidir.
Anadolu Ajansı’nın evrensel basın ahlakı ve habercilik ilkleriyle bağdaşmayan bu tutum ve beyanları hem demokratik, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya bir teşebbüstür, hem de tek adam rejimini yaşatmaya çabasının göstergesidir. AA başta olmak üzere iktidar basını bu suçu işlemeye gönüllü olmuştur. Kamu düzenini bozan ve alenen darbe savunuculuğu yapan AA anayasal suç işlemektedir.
Kayyım darbesini topluma anlatamayan, yapılan yolsuzluk ve hırsızlığı gizlemeye çalışan iktidar ve yandaş basın kurumları, manipülasyonlarla HDP’yi hedef haline getirmeye çalışmaktadır. Türkiye’nin en şeffaf siyasetini yürüten HDP ve onun seçmenlerini kriminalize ederek hedefe koymuştur. Demokratik ve meşru siyaset kanallarını kullanarak en etkili muhalefeti yapan partimize asılsız suçlamalar yöneltmek kaygı vericidir. Partimizin bütün karanlık güç odaklarının hedefi haline gelmesinin amacı tam da budur.
Son olarak Anadolu Ajansı’nın dolaşıma soktuğu “oğlu dağa kaçırılan anne HDP il binası önünde oturma eylemi yapıyor” yalanı daha ilk günde çökmüştür. Dağa kaçırıldığı ileri sürülen M. A. Diyarbakır’da basın yayın organlarına konuşarak, “Haberler yalan, ben ailevi nedenlerden dolayı evden ayrıldım” demesine rağmen aynı yalan haberler, konunun öznesi kişinin beyanları yok sayılarak yayınlanmaya devam edilmektedir. Bu manipülasyonları yapanların, yayanların, algı oluşturanların amacının gerçeğe ulaşmak olmadığı bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Bu algı yönetimi 28 Şubat sürecindeki algı operasyonlarının devamından başka bir şey değildir.
19 Ağustos Kayyım Darbesi ve onun medya ayağı AA başta olmak üzere bütün destekçileri, halklarımız tarafından mahkum edilecektir. Elbette işlenen bu anayasal suçun sorumluları demokratik hukuk düzeni içinde bağımsız mahkemeler karşısında hesabı verilecektir.
Azad Barış
Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu
Eş Genel Başkan Yardımcısı
24 Ağustos 2019