
Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Ümit Dede'nin açıklaması:
Türkiye Cezaevlerinde, geçilmesi amaçlanan F Tipi sistemini protesto etmek amacıyla 20 Ekim 2000 tarihinde yüzlerce tutuklu ve hükümlü 19 temel taleple açlık grevine başlamış; grevcilerden bir kısmı da grevlerini 45’inci gününde taleplerinin karşılanmaması nedeniyle ölüm orucuna dönüştürmüştür. Dönemin hükümeti tarafından tutsakların bu talepleri kulak arkası edilmiş ve 19 Aralık günü sabaha karşı saat 04:30 sıralarında 20 cezaevinde aynı anda operasyon başlatılmıştır.
“Hayata Dönüş” adı verilen bu operasyonda, ağır silahlar, bugün dahi ne olduklarına ilişkin açıklama yapılamayan kimyasal yakıcı maddeler, iş makineleri, helikopterler ve gaz bombaları kullanılarak, cezaevlerinin çatıları delinip, duvarları yıkılarak tutsaklara vahşice saldırılmıştır. Yüzlerce asker, polis, gardiyan ve kontrgerilla birliği ile yapılan saldırı sonucunda 28’i tutsak 32 kişi katledilmiş, yüzlercesi ağır şekilde yaralanmıştır. Bu katliama “Hayata Dönüş Operasyonu” adı verilmiş olması, mevcut sistemin gerçeği ters yüzme etme, yalanı hakikat gibi pazarlama politikasının yansımasıdır. 19 Aralık katliamı bu ülkenin tarihindeki en büyük utançlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır.
Operasyon emrini verenler, kimyasal gazları kullananlar ve bu insanlık dışı katliamı gerçekleştirenler cezalandırılmamış, emir eri durumundaki 39 jandarma erinin yargılandığı göstermelik bir davayla gerçeklerin üstü örtülmüştür. MGK tarafından alınan bir kararla başlatıldığı açığa çıkan “Hayata Dönüş Operasyonunun” sorumluları olan ve emri veren dönemin Adalet ve İçişleri Bakanları, Jandarma Genel Komutanı, Bölge ve İl Jandarma Komutanları, Başsavcı ve cezaevinden sorumlu savcılar, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü ve diğer sorumlular hakkında işlem yapılmamıştır.
Bu katliamın 20’inci yılında bugün cezaevleri işkencenin, hak gasplarının, saldırıların, her türlü ihlalin merkezi haline getirilmiştir. Bu katliamın 20’inci yılında bugün yine cezaevlerinde hak talepleri ve tecride yönelik protestolar nedeniyle açlık grevleri yaşanmaktadır. İşkence ve insanlık dışı kötü muameleler giderek artmakta, cezaevlerinde ölümler yaşanmaktadır. Yeni 19 Aralıkların yaşanmaması için siyasi iktidar ve tüm yetkililer, yaşananlardan ders çıkarmalı; cezaevlerinde insan onurunu zedeleyen yaklaşımlar bir an önce son bulmalıdır.
Ümit Dede
Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
19 Aralık 2020