
OHAL öncesi ve sonrasında cezaevlerinde yaşanan ihlaller büyük önem arz ediyor. Olağanüstü hâl öncesinde yani 7 Haziran ve darbe arasında ve darbe girişimi sonrasında yaşanan ihlaller ne yazık ki hiç konuşulmuyor fakat hepimizin bildiği üzere olağanüstü hâl kararının aslında ilk yansımasını bulduğu alan cezaevleri.
Türkiye cezaevlerinde -geçmiş tarihine baktığımız zaman- ağır insan hakları ihlalleri, işkence vakaları ile dolu ve Türkiye bu sebeplerle tazminatla yükümlü kılınmış ülkelerden. Fakat son günlerde yaşanan ağır ihlalleri konuşmak gerekir. Nedir bunlar? Mesela tespit edilmiş işkence vakaları var, gözaltı ve tutuklamaya kadar olan süreçte bir de cezaevi idarelerinin bizzat, gözetimi altında, onların bilgisi dahilinde yaşanan darp, fiziki ve psikolojik işkence,çıplak arama var. Olağanüstü hâlden sonra yaşanan ihlallerle bağlantılı olarak bu uygulamalar artık kronik bir hâle geldi. Kronikleşen cezaevi uygulamalarının en somut örneği de cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri.
Öncelikle Şırnak Cezaevi'nden bahsedeceğim. Orada 2 çocuğumuz hayatını kaybetti. Bu 2 çocuk, uyuz hastalığı sebebiyle tedavi edilmemesinin ardından cezaevinde gerçekleştirdikleri isyan sonrasında cezaevinde çıkan yangında duman zehirlenmesinden dolayı hayatını kaybetti.
Tabii, Şırnak Cezaevi diğer bir yandan şu sebeple önemli: Şırnak'ta yedi ayı aşkın bir süre devam eden sokağa çıkma yasakları ne yazık ki cezaevini de etkiledi. Orada lojistik destek gıda, su kesilmeleri, elektrik kesilmeleri, tutuklu ve hükümlülerin aileleriyle görüşmesinin önüne geçti.
Bizim için önemli olan bir diğer cezaevi Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi. Burası bizatihi ziyaret ettiğimiz bir cezaevi ve yaptığımız ziyaretlerde de ihlalleri gördük ve açık bir şekilde ortaya koyduk. Fakat olağanüstü hâlden sonra bu ihlaller çok daha şiddetlendi. Özellikle Sincan'dan Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi'ne nakledilenler çok ağır ihlallerle karşı karşıya kalmış durumda.
Bunun yanı sıra, kadın tutuklu ve hükümlülere yönelik de ciddi muamele ve müdahaleler var. Özellikle Alanya Cezaevi'nde kadın tutuklu ve hükümlülerin banyolarına kameraların yerleştirildiğine dair iddialar var. İddia diyoruz. Çünkü ne yazık ki hâlen orayı bir heyet olarak gidip ziyaret etmiş değiliz. Umut ediyorum ki alt komisyon üyesi olarak da ben, yakın zamanda Alanya ve buna benzer örneklerin yaşandığı cezaevlerinde yerinde tespit yapmak üzere bir ziyaret gerçekleştirebilirim.
13 Ekim 2016