Buldan: Tarih de rüzgâr da bizden yanadır!

Büyük bir katılım ile devam eden kongremizde Eş Genel Başkanlarımızın salona girmesiyle coşku doruğa çıktı. Divan Eşbaşkanlığına Hakkı Saruhan Oluç ve Dilan Dirayet Taşdemir, Divan üyeliklerine Dersim Dağ, Serpil Kemalbay ve Necdet İpekyüz seçildi.  

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan on binlerce kişinin katıldığı kongremizde konuştu. Buldan, şunları söyledi:

Mücadelemizi omuzlayarak bugünlere taşıyan değerli halkımız merhaba! Direnişi ve mücadelesiyle yaşamı var eden Deniz Poyraz’ın yoldaşı sevgili kadınlar merhaba! Özgürlük yürüyüşünün genç umudu sevgili gençler merhaba! Sevgili Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, tutsak anneleri merhaba! Alınteri mücadelesiyle harami düzene meydan okuyan değerli emekçiler merhaba! “Hak insanda, insan hakta” diyen değerli Alevi Canlar merhaba! Siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin, demokrasi güçlerinin kıymetli temsilcileri merhaba! Partimizin değerli emektarları, sevgili yoldaşlarım, Yurt içi ve yurt dışından bizleri onurlandıran saygıdeğer konuklar ve basının değerli emekçileri, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz. Bize güç verdiniz! Onur verdiniz! Hûn hemî bi xêr hatin! Em bi vê coşa we dilşadin, bi vê hêza we em serbilindin! Hun bi xêr hatine serseran serçavan hatine.

Geleceği kuracak güç bu salondadır

Buradan cezaevlerinde insanlık onuru için direnen bütün yoldaşlarıma, yol arkadaşlarıma, kadın yoldaşlarıma ve sürgünde mücadelesini sürdüren tüm arkadaşlarıma sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum. Mücadelemizde yitirdiğimiz ve bıraktıkları onurlu mirasla yolumuzu aydınlatan tüm değerlerimizi saygıyla minnetle anıyorum. Bugün güneş bir başka güzel doğdu. 8 Mart’ın, Newroz’un ve 1 Mayıs’ın coşkusunu bugün bu salona taşıdınız. Karanlığa inat yarattığınız bu coşku seliyle bugün burada yeni bir tarih yazdınız. Ne mutlu size, ne mutlu bize. Ne mutlu hepimize. Herkes bu salondaki büyük değişim iradesine iyi baksın! Geleceği kuracak güç işte burada, bu salondadır.  Bu ses, gümbür gümbür geliyorum diyen halkların değişim sesidir. 

Kimseye biat etmeyeceğimize huzurunuzda söz veriyoruz

Herkes bu salondaki halkların renklerine iyi baksın. Buradaki irade, Kürdün de, Türkün de Alevi’nin de, Ermeni’nin de, Arap’ın da, Çerkes’in de, Süryani’nin, Êzidî’nin, Rum’un, Laz’ın, Hristiyan’ın, Musevinin, Roman’ın, Pomak’ın da eşitçe birlikte yaşam sözleşmesidir. Evet, bugünlere kolay gelmedik. Engelleri, barajları, korku duvarlarını yıka yıka geldik. Komploları, kumpasları, darbeleri aşa aşa geldik. Gelmeye de devam edeceğiz. Bir an bile mücadelemizden vazgeçmedik, kimsenin önünde diz çökmedik. Kimseye biat etmedik bundan sonra da kimseye diz çökmeyeceğimize biat etmeyeceğimize sizlerin huzurunda söz veriyoruz. Demokrasi yürüyüşümüzle Edirne’den Hakkâri’ye demokrasi köprüsü olduk. Tarlada, fabrikada, atölyelerde kadın yoksulluğuna karşı mücadele eden kadınlarla birlikte alınteri olduk.

Kadın muhalefetini demokratik siyasetimizin temel gücüne dönüştürdük

Herkes için adalet diyerek, adalet arayanların sözünü omuzlarımızda taşıdık. Her bir inanç ve kimlik için eşit yurttaşlık dedik. Alevilerle birlikte Can olduk.  Ezilenlerin, engellilerin, mültecilerin, çocukların sesi ve sözü olduk. Yalnız değilsiniz, HDP var dedik. Parlamentoda yürüttüğümüz çalışmalarla başka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu gösterdik. Her gün büyüttüğümüz kadın mücadelemizle, siyasette eşit temsiliyetin yollarını açtık. Bir kadın partisi olarak; kadın muhalefetini demokratik siyasetimizin temel gücüne dönüştürdük. Meydanlardan parlamento kürsüsüne kadar her yerde onurlu barış siyasetinin en güçlü sesi olduk. Bunca direniş ve mücadelemize dayanarak diyoruz ki evet sözümüz var, çözüm biziz, değişim gücü biziz diyoruz.

Zalim iktidara karşı mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz

İşte o güç sizlersiniz! Gücümüz, ülkenin her sorununda söz söyleme ve çözüm üretme fikriyatımızdır. Umudu ve cesareti nasıl ayakta tutmayı başardıysak, yeni yaşamı da inşa etmeyi mutlaka ama mutlaka başaracağız. Halkımızın bize verdiği siyasal gücü her şart altında sonuna kadar kullanacağız. Zalim iktidara karşı her şart altında mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz. Bizlere emanet ettiğiniz iradeyi en güçlü şekilde temsil etmek ve sizlere layık olabilmek için mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Her yere sesimizi ve sözümüzü ulaştıracağız. Herkesin elini tutacağız! Ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayan herkesi HDP’de buluşturacağız. HDP’ye yönelik herkesin beklentisinin ve umudunun giderek arttığını biliyor ve görüyoruz.

İttifaklarımız umudu daha da büyütmektedir

Büyüyen demokrasi ittifakımız ve Kürdistani partilerle olan ittifakımız umudu daha da büyütmektedir. Bunun için demokratik siyasetteki çözüm rolümüzü en güçlü şekilde oynayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu final dönemini halklarımızın demokratik zaferine mutlaka dönüştüreceğiz. Bir kez daha sizlere söz veriyoruz. Başarılarımıza yeni başarılar eklemeye devam edeceğiz. Zaman ileriye ve yeniye doğru ilerlerken, AKP-MHP zihniyeti ise, inkâr ve bastırma politikasıyla ülkeyi geriye götürmekte ısrar etmektedir. 

Öcalan’ın çağrısına ağır tecritle karşılık verilmesi çözümsüzlük kaosunu daha da büyüttü

Bu coğrafyaya 100 yılını kaybettiren Kürt sorunu bir hakikat olarak ülkenin ve siyasetin önünde durmaktadır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. “Bir haftada çatışma ihtimalini ortadan kaldırırım” diyen Sayın Öcalan’ın çağrısına ağır tecritle karşılık verilmesi, çözümsüzlük kaosunu daha da büyüttü. Tecritte ısrar, İmralı sistemiyle Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak her yönüyle kontrol altında tutan uluslararası çözümsüzlük ve komplo aklına hizmet etmektedir. Bu yanlış yoldan bir an önce dönülmeli ve tecrit sonlandırılmalıdır. 

Tarih de rüzgâr da bizden yanadır!

Bir kez daha diyoruz ki; Bir yüzyıl daha aynı acılarla böyle devam etmeyecektir. Savaş ve ilhak politikalarınızla, Kürt karşıtı dış politikanızla Kürt sorunu gerçeğini ve Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldıramayacaksınız. Ortadoğu ve Suriye sizin Kürt düşmanlığı zihniyetinizle değil, Kürt halkının birlik iradesiyle ve bir arada yaşadığı halklarla kurduğu demokratik ittifakla şekillenmeye devam edecektir. Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlılığı ve Türkiye demokrasi güçleriyle omuz omuza yürüttüğü büyük demokrasi mücadelesi bu ülkenin ortak geleceğinde kesinlikle belirleyici olmaya devam edecektir. Tarih de, rüzgâr da bizden yanadır!

Çözümün adımları…

Buradan diyoruz ki çözümün yolu “demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk” temelinde diyalog ve demokratik müzakeredir. Çözümün adımları eşit yurttaşlıktır, anadilde eğitimdir, güçlü yerel demokrasidir ve yargı sisteminin yarattığı tüm tahribatların giderilmesidir. Çözüm yeri diyalog ve siyasal mutabakat zemini olan parlamentodur. Bu demokratik yol ve yöntemleri, ülkenin geleceği adına siyaset yürüten herkesin ortak sorumluluğu olarak görüyoruz. Çözümsüzlük siyasetlerine karşı ülkeyi bu çatışma ikliminden çıkaracak gerçek çözüm fikriyatı bizdedir, HDP’dedir.

Çözmeyen siyaset dönemi kapanacak, HDP dönemi başlayacak

Çözüm biziz! Demokratik uzlaşıya dayalı müzakereci siyasetimizdir! Önceki deneyimlerimizden de aldığımız güçle bu meselenin her aşamasında güçlü rol oynamaya sonuna kadar kararlıyız ve hazırız. Meydanı; çatışmacı siyasete asla bırakmayacağız. Yaşam siyasetini ve barış ihtiyacını savunan çözüm fikriyatımızı siyasetin ve toplumun temel gerçeğine dönüştürme konusunda sonuna kadar kararlıyız. Çözmeyen siyasetlerin dönemi kesinlikle kapanacaktır ve HDP’nin dönemi başlayacaktır!

Bu harami düzene karşı bizler tertemiz aydınlık bir ülkeyi mutlaka inşa edeceğiz

AKP-MHP rant ve talan iktidarı, yarattıkları büyük ekonomik buhranla Türkiye’yi milyonların açlık sınırında yaşam savaşı verdiği bir sefalet ülkesine çevirdiler. Kamu kaynaklarını bir bir kendi özel servetlerine dönüştürdüler. Yolsuzluk çarkını merkezden yerele kadar her yere yaydılar. Zam ve vergi furyasıyla halkın cebine ve sofrasına çöktüler. Milyonları, ekonomik güvencesiz bıraktılar. Bu iştahlı talancılara diyoruz ki sizler gidicisiniz, sizler gideceksiniz. Bu ülkeyi halklarımız yönetecek, HDP ve ittifaklarımız yönetecek. Ama bu ülkenin sahibi var. Biziz, emekçi halklarımızdır. Bu harami düzene karşı bizler tertemiz aydınlık bir ülkeyi mutlaka inşa edeceğiz. Ülkenin ekonomik kaynaklarını, yağmacıların emrinden çıkartıp, halkların hizmetine sokulması için değişim gücümüzü sonuna kadar kullanacağız. Herkesin hakça bölüştüğü, emeğinin karşılığını aldığı, üretenin, emekçinin söz ve karar sahibi olduğu, kadın yoksulluğunun son bulduğu müreffeh bir ülkeyi ve sosyal devleti, sosyal devleti, adaleti hep birlikte tesis edeceğiz.

Sistemi değiştirmek için tüm gücümüzü ve imkânlarımızı seferber edeceğiz

Bunun için halkı yolsuzluk ve sömürü çarkından bir an önce kurtaracağız. “Aç yatmak istemiyorum” diyen çocukların çığlığı, “Geçinemiyoruz” diyen milyonların öfkesi, “Yeter artık bu iktidardan kurtulmak istiyoruz” diyen milyonların değişim talebi bizim omuzlarımızdadır. Sözümüzdür. Asgari yaşam değil, insan onuruna yaraşır bir yaşamın sağlanması için en güçlü mücadeleyi yürüteceğiz. Sistemi değiştirmek için tüm gücümüzü ve imkânlarımızı seferber edeceğiz. Omuz omuza vereceğiz ve birlikte başaracağız! 

Adaletsizlik, hukuksuzluk, parlamento ve siyaset üzerindeki iktidar vesayeti, halk iradesini gasp eden kayyım rejimi, cezaevlerindeki ağır işkence ve neden olunan ölümler, kumpas davaları, özgür basına yönelik sansür girişimleri, kadına yönelik her türlü şiddet ve gençlerin ömrünü çalan uygulamalar, demokratik hakların kullanımına yönelik baskılar, yakıcı sorunlar olarak karşımızda durmaktadır. 

Adaletsizlik karanlığının Türkiye halklarının geleceğini teslim almasına kesinlikle izin vermeyeceğiz

Avrupalı dostlarımız da aramızda bizimle birlikte. Son yıllarda güvenlikçi-askeri politikaların/pazarlıkların sürekli ön plana çıkması, AB’nin temelini oluşturan evrensel hukuku, temel insan haklarını ve demokratik değerleri geri plana itti. Herkes bunun farkında. Bu tablodan bir an önce çıkılması ve demokratik değerler sistemine dönülmesi temel beklentilerimiz içerisindedir. Uluslararası alanda demokrasiyi geri plana iten yaklaşımları fırsat bilen AKP iktidarı, hukuksuzluk rejimiyle ve siyasi kumpas davalarıyla ülkeyi dizayn etmeye çalışmaktadır. HDP ve demokrasi güçleri mücadelesiyle buna asla vermeyecektir. Adaletsizlik karanlığının Türkiye halklarının geleceğini teslim almasına kesinlikle izin vermeyeceğiz ve bunun önüne bir barikat çekeceğiz. Bugüne değin tüm adaletsizliklere karşı büyük direndik. Aldığımız bu güçle, gerçek ve onarıcı bir adalet düzeninin kurulması mücadelesini de aynı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Söz veriyoruz!

Adaletsizlik üreten, gaspçı, kayyımcı, hukuk talancısı iktidarı kesinlikle göndereceğiz

Gezi aileleri için, 480 gündür direnen Emine Şenyaşar için, Cumartesi anneleri için, Çorlu aileleri için, Soma Aileleri için, Roboski aileleri için, Adalet nöbetindeki tutuklu anneleri için, erkekler tarafından katledilen ve şiddete uğrayan tüm kadınlar için, adaleti aranır değil, yaşanır hale getireceğiz. Çözüm gücü biziz. Sözümüz var. Sorunu kaynağında çözeceğiz. Her gün adaletsizlik üreten, gaspçı, kayyımcı, hukuk talancısı iktidarı kesinlikle göndereceğiz, göndereceğiz, göndereceğiz.

HDP seçimlerde temel belirleyendir 

Büyük değişimin arifesindeyiz. Hukukla ve halkın gerçekleriyle bağı kalmayan Saray saltanatından illallah eden herkes yeni bir geleceğin hayalini kurmaktadır. Türkiye’nin ihtiyacı; çoğulcu, katılımcı demokratik bir sistemdir. Güçlü yerel demokrasidir. Geniş yetkiye sahip, çoğulcu bir parlamentodur. Biz bu sistemin inşasını hedefliyoruz. Evet, önümüzde önemli bir seçim süreci var. Bu seçimler, kimin cumhurbaşkanı ya da başbakan olacağı seçimi değildir. Asıl mesele; kriz üreten bu sistemin değiştirilmesi ve demokratik eşitlikçi yeni bir düzenin kurulması meselesidir. HDP bu seçimlerin ve sonrasındaki sürecin temel belirleyenidir. Yeni dönemin siyasal gücüdür. 

Türkiye halkları kriz iktidarına mahkum ve muhtaç değildir

27 Eylül deklarasyonumuzda ilkelerimizi, nasıl bir gelecek hedeflediğimizi net bir biçimde ortaya koyduk. Aynı noktada olduğumuzun altını bir kez daha önemle çiziyorum. Biz, halkımızın ve ülkenin gündemindeki yakıcı sorunlara ve bunların kalıcı çözümüne odaklıyız. Şunu da net olarak ifade etmek isterim ki Türkiye halkları, kriz iktidarına da, restorasyon siyasetine de asla mahkum ve muhtaç değildir. Sistemi değiştirme iddiasında değil, iktidarı ele geçirme hedefinde olan bir siyaset asla yeni bir gelecek sunamaz. Kendisini yeni bir gelecekte görmek isteyenlerin duracağı yer ve çizgi HDP’dir.

HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır

Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır. Bizler başka bir yol var diyoruz. O yol da, HDP’nin kararlılıkla savunduğu üçüncü yoldur. Bu da tüm demokrasi güçleriyle birlikte yol alacağımız Türkiye’nin demokrasi ittifakı dediğimiz Demokratik İttifaktır. Demokrasi ittifakı savaş karşıtı mücadele ortaklığıdır, emeğin mücadele birliğidir, kadınların mücadele ittifakıdır, gençliğin özgür ve güvenceli yaşam ittifakıdır. Doğa talanına karşı ekoloji ittifakıdır. Halklar ve inançların eşit yurttaşlık ittifakıdır. Sivil toplumun, engellilerin, ezilenlerin hak ve eşitlik ittifakıdır. Demokrasi ittifakı tarihsel bir mücadele ortaklığıdır. Cumhuriyeti güçlü demokrasiyle buluşturma kararlılığıdır. 

En geniş katılımlı temsiliyeti parlamentoya taşımamız hayati önemdedir

Bu ittifakı tüm toplumsal kesimler adına geleceğin güçlü bir teminatı, sigortası olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönem demokrasinin kurulması sürecinde en güçlü rolü oynayacak olan, demokrasi ittifakıdır. Bunun için; en geniş katılımla siyasal ve toplumsal temsiliyeti parlamentoya taşımamız, güçlü demokrasinin inşası ve hak temelli yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılması için hayati önem taşımaktadır. 

İstanbul Sözleşmesini mutlaka uygulayacağız

Ülkedeki bütün halkların, kimliklerin, eşit yurttaşlık haklarını, kadınların eşitlik ve özgürlük haklarını güvence altına alan çoğulcu demokratik bir anayasayı demokrasi ittifakıyla birlikte yapacağız. Buradan bir kez daha söz veriyoruz. İstanbul Sözleşmesini yaşatacağız ve mutlaka uygulayacağız. Kadınlara bir kez daha söz veriyoruz. Her ağaç nasıl kendi kökleri üzerinde yaşam buluyorsa her aidiyet de anayasal güvence altına alınmış haklarıyla varlığını devam ettirecektir. Yarına dair sözü olan, eşit, birlikte yaşamdan yana olan herkesi, tüm toplum kesimlerini, demokratik örgütlenmeleri Demokrasi İttifakında buluşmaya çağırıyoruz. Bu güçlü temsiliyetle hem parlamentoyu gerçek çözüm zeminine dönüştüreceğiz. Hem de yarınları şekillendirecek kurucu sözün, kalıcı çözümlerin sahibi olacağız. Anadolu ve Mezopotamya halklarının yeni yüzyılını güçlü demokrasiyle ve onurlu barışla mutlaka buluşturacağız.

Kadın ittifakımızla ülkeyi bu karanlıktan mutlaka çıkaracağız

Sevgili Kadınlar, kadın yoldaşlarım, hem direnen, hem de yaşamı inşa eden biz kadınlarız. Yöneten de biz kadınlar olacağız. Kadınların kurucu olmadığı hiçbir denklem başarılı olmayacaktır. Seçimlerin de, ortak geleceğin de belirleyicisi biz olacağız. Kadın ittifakımızla ülkeyi bu karanlıktan mutlaka çıkaracağız.

Büyük değişimi gençlerle başaracağız

Sevgili Gençler, sizin gücünüz, çözümün gücüdür. Sözünüz, sözümüzdür! Büyük değişimi sizinle başaracağız. Yeni dönemin mimarı sizler olacaksınız! Sizleri ayrıca sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Değişim isteyen herkesi büyük yürüyüşümüzde birlikte olmaya, yan yana durmaya ve büyük kazanmaya çağırıyorum. 

Çözüm biziz, sözümüz var

Sözlerime son verirken; geçen 2 yıllık süreçte çalışmalarımıza sımsıkı sarılan ve mücadeleye emek veren, katkı sunan, mücadelemizin bugünlere gelmesinde büyük emeği ve katkısı olan tüm yönetici arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Çözüm biziz, sözümüz var diyorum. Sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Hepinizin ve hepimiz yolu açık olsun! Hızır yardımcımız olsun! An Serkeftin, An Serkeftin! Serkeftin ya me ye. Jin Jiyan Azadi!

3 Temmuz 2022