Buldan: Sn Öcalanın devrede olduğu 2013-2015 arası dönemde bu ülkede ne ekonomik kriz ne de istikrarsızlık yaşandı

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan Manisa 4’üncü İl Kongremize katıldı. Kongrede konuşma yapan Buldan, şunları söyledi:

Sevgili arkadaşlarım, burada sizlerle birlikte olmaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Geçmiş dönemde emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum; yeni seçilecek, bu onurlu ve zorlu görevi devralacak arkadaşlarımıza da şimdiden başarılar diliyorum. Yolumuz ve yolunuz açık olsun.

2022’de faşizm durmadı ama biz de durmadık, faşizm saldırdı ama biz de direndik 

2022 yılının son günlerindeyiz. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki 2022 yılı zor geçti. Büyük saldırıların gerçekleştiği, büyük inkarların olduğu, büyük engellerin olduğu bir yılı geride bırakmış bulunuyoruz. 2023’e yeni bir heyecan, inanç ve umutla girmeyi temenni ediyorum. 2022 tüm demokrasi güçleri açısından zorlu bir yıl oldu. Büyük saldırılar gerçekleşti hem HDP’ye hem de HDP bileşenlerine.  Ancak aynı zamanda demokrasi güçlerine, barış isteyenlere, bu düzen değişsin diyenlere yönelik büyük saldırıların gerçekleştiği bir yıldı. 2022 bizim için bir mücadele yılıydı. Faşizm durmadı ama biz de durmadık. Faşizm saldırdı, biz direndik ve mücadele ettik. Faşizm her yerdeydi, sokaklarda ve meydanlardaydı. Faşizm bu ülkenin her yerindeydi ama demokrasi güçleri ve HDP hem alanları hem meydanları terk etmedi, direnmeye ve mücadeleye devam etti. Biz 2023 yılında büyük bir başarıyı elde edeceğimizi, büyük bir zaferi kazanacağımızı biliyoruz. Faşizmin bu kadar tavan yaptığı bu ülkede direnmekten ve mücadele etmekten başka bir yolumuzun olmadığını çok iyi biliyoruz. O yüzden 2023 yılı bizim yılımız olacak. Yeni yüzyıl Kürtlerin, demokrasi güçlerinin, HDP’nin, kadınların ve gençlerin yılı olacak.

İktidar HDP’nin karşısına siyasetle değil yargı darbesiyle çıkıyor

HDP Türkiye’nin çözüm partisidir. HDP çözüm partisi olduğu için bu kadar büyük saldırılarla karşı karşıya kalıyor. HDP çözüm gücü olduğu için her gün bir saldırıyla, her gün bir operasyonla karşı karşıya kalıyor. Bu ülkeyi yönetenlerin bizim karşımıza siyaseten çıkmadığını, bizim karşımıza yargı darbesiyle çıktığını herkesin bilmesi gerekir. Bu ülkeyi yönetenler HDP’nin karşısına siyasetle değil yargı darbesiyle çıkıyor. Bu yüzden HDP Kapatma Davası ve Kobanî Kumpas Davasının devam ettiği bir dönemde saldırılar hiç hız kesmeden devam ediyor.

AKP’nin yalanlarına ve oyunlarına karnı tok bir Türkiye toplumu var

Bu davalar HDP’yi zayıflatmak, kolunu kırmak ve güçten düşürmek için kurulan kumpas davalarıdır. HDP Kapatma Davası, Kobanî Kumpas Davası, her gün parlamentoya gönderilen fezlekelerle düşürülen vekillikler, cezaevine atılan siyasetçiler, bütün bunlar ülkeyi yönetenlerin bizimle siyaseten baş edemediklerinin göstergesidir. Bunu yapmalarının altında elbette büyük nedenler var. Bunu yapmalarının nedeni bir kez daha iktidara gelmektir, yapılacak seçimleri kazanmak içindir. Artık Türkiye halkları bütün bunları görüyor. AKP’nin yalanlarına ve oyunlarına karnı tok bir Türkiye toplumu var.

HDP fikriyatı, siyaseti ve mücadelesini engellemek kimsenin haddi ve harcı değildir

Yine 2 gün önce DBP Eş Genel Başkanını ve il eşbaşkanlarını gözaltına almalarının sebebi, seçimlere yakın bu süreçte HDP bileşenlerine bir operasyon düzenlemek ve HDP’yi güçsüz bırakmaktır. HDP’yi operasyonlar, tutuklamalar ve engellemelerle zayıf düşüreceklerine inananlar çok büyük yanılıyor. Çünkü HDP milyonlardır, milyonlar olmaya da devam edecektir. HDP’nin kapısına kilit vurarak siyasetin dışına atamayacaklarını bilmeleri gerekiyor. HDP fikriyatı, siyaseti ve mücadelesini engellemek kimsenin haddi ve harcı değildir.

Çiller’in aklıyla hareket edenler zafere değil tarihin çöplüğüne gidecektir

Onlar Tansu Çiller'in aklıyla hareket edenlerdir. Tansu Çiller’in aklıyla hareket edenler zafere değil tarihin çöplüğüne gidecektir. Çiller'in, geçmişte Kürtleri inkar edenlerin, Kürtleri demokratik siyasetin dışına itmek isteyenlerin sonunun ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Kürtleri inkar edenlerin bugün esamesi okunmuyor. Kürtleri ve demokratik güçleri siyasetin dışına atmak isteyenler, bugün siyaset tarihinde yoklar. Bu yüzden AKP’nin tarihin çöplüğünde yer alacağı yeni bir dönemi başlatıyoruz. Bu yeni dönemde AKP’siz demokratik siyasetin, gerçek anlamda adaletin ve hukukun işletildiği bir zihniyeti bu ülkeyi hakim kılmak da bizim görev ve sorumluluğumuzdur.

Bizimle uğraştıkları kadar ekonomiyle uğraşsalardı ülke istikrara kavuşurdu

Bizimle uğraştıkları kadar bu ülkenin sorunlarıyla uğraşsalardı, bugün Türkiye bu halde olmazdı. Bizimle uğraştıkları kadar ekonomiyle uğraşsalardı, ülkede açlık, sefalet ve yoksulluk olmazdı; ülke istikrara kavuşmuş olurdu. Tek işleri ve dertleri HDP, Kürtler, demokrasi güçleri ve bu ülkede barış isteyenlerdir. Oysa Türkiye’nin kaynakları barışa aktarılmış olsaydı, bu yaşananlar yaşanmış olmazdı. Bu ülke tarihinin en büyük yoksulluk, ekonomik kriz ve sefaleti yaşanıyor. İşte bunun nedeni ülkenin kaynaklarının barışa değil savaşa aktarılmasıdır. Bu ülkenin kaynakları savaşa aktarılıyor. Ülkeyi yönetenlerin zihinlerinin sadece buna yoğunlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Nerede Kürtler, demokrasi güçleri, barış talebi varsa oraya dönük savaş politikalarını yönelten bir zihniyetle karşı karşıyayız. Her savaşın Türkiye haklarına maliyetinin de ekonomik kriz olarak döndüğünün farkındayız.

Halkımız seçimleri bekliyor, halkımız onları göndereceği tarihi bekliyor

Savaş istemiyoruz dediğimizde bizi teröristlikle suçlayanlar, barış gelsin dediğimizde hakkımızda fezlekeler hazırlayanlar, ülkenin demokrasi ihtiyacı var dediğimizde bizimle ilgili soruşturma açanlar, ülkeyi yönetenler aslında kendi koltuklarını koruyabilmenin hesaplarını yapıyor. Bu zihniyet bu karanlık ortamdan besleniyor. Onlar aydınlığı değil karanlığı seçenlerdir, onlar barış yerine savaşta tercih yapanlardır, onlar özgürlükleri ve demokrasiyi değil faşizmi yükseltenlerdir. Bunu bilerek yapıyorlar. Halkımız da bunun bilincinde ve farkında. Halkımız seçimleri bekliyor, halkımız onları göndereceği tarihi bekliyor.

Sayın Öcalan'ın devrede olduğu dönemde ülkede ne ekonomik kriz ne de istikrarsızlık yaşandı

Biz savaş olmasın diyoruz, onlar tecritte ısrar ediyor. Bugün İmralı'da Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış bir tecrit var. Tecridin bir insan hakları ihlali, demokrasi ayıbı olduğunu ve meşru bir tarafı olmadığını her yerde söyledik. Bir kez daha ifade ediyoruz; kendi yasalarına bile uymayan, Anayasayı bile uygulamayan ve keyfi davranarak İmralı’ya avukatları ve ailesini göndermeyen bir zihniyet var. Oysa 2013-2015 yılları arasında Sayın Öcalan'ın devrede olduğu dönemde, barış, huzur, müzakerenin olduğu o dönemde, bu ülkede ne bir ekonomik krizin yaşandığını ne bir istikrarsızlığın yaşandığın gördük. Barışın, müzakerenin ülkeye faydalarını, ağlayamayan anneleri, gencecik insanların toprağı düşmediğini gördük. Çünkü o dönem bir diyalog süreci vardı. 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Mutabakatının yok sayılmasıyla birlikte Kürtlerle barış yerine Kürtlerle düşmanlığı esas aldılar. O tarihten itibaren Sayın Öcalan'a yönelik tecrit ağırlaştırıldı ve derinleştirildi. Kürtlerin bütün kazanımlarına el konuldu, Kürtler demokratik siyasetin dışına atılmak istendi ve bu politikalar hala da devam ediyor. Cezaevlerinde binlerce siyasetçi var. Figen Yüksedağlar, Selahattin Demirtaşlar, Gültan Kışanaklar, İdris Balukenler, Ayla Akat Atalar, Sebahat Tunceller, belediye eşbaşkanlarımız var. Belediyelerimizde her bir kayyımın Kürtleri inkar ettiği, hırsızlığın tavan yaptığı bir süreci başlattılar. Belediye eşbaşkanlarımız yerine atanan kayyımların Sayıştay raporlarında da yer alan binlerce usulsüzlüğü ve hırsızlığı var. Kürt düşmanlığını esas alanlar sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde Kürt halkına büyük bir nefret ve ırkçılıkla yaklaştılar.

Paris'teki katliamın arkasındaki siyasi hesaplar bir an önce ortaya çıkarılmalıdır

2 gün önce Paris'te 3 Kürdün katledilmesi sıradan bir olay değildir. Paris'teki katliamın arkasındaki siyasi nedenlerin ve siyasi hesapların bir an önce ortaya çıkması çağrımızı bir kez daha yenilemek istiyorum. 9 Ocak 2013’te yine Paris'te 3 siyasetçi Kürt kadın katledilmişti. Bu 3 Kürt kadının araştırılmayan, açığa çıkarılmayan ve hesabı tam anlamıyla sorulmayan katliamının arkasından göz göre göre gelen yeni bir katliamla karşı karşıyayız. Bir an önce bu cinayet ve arkasındaki güçler ortaya çıkarılmalı ve gerekli cezalar verilmelidir. Özür ve başsağlığı dileyerek geçirilecek bir durumdan bahsetmiyoruz. Macron’un “Kürtler Fransa'da hedef oldu” açıklaması her şeyi açıkça ifade ediyor. Kürtler dünyanın her yerinde hedeftir, hedef olmaya devam ediyor. Kürtlere karşı nefreti körükleyenler bunun müsebbibidir. Ancak onlar bilsinler ki; Kürtler mücadele etmeye, siyaset yapmaya, var olmaya ve yaşamaya devam edecek. Biz bu tür süreçleri çok gördük, faili meçhulleri yaşadık, köylerimizin yakılıp yıkıldığını gördük, sürgüne gönderildiğimiz yılları gördük. Her birimiz ağır bedeller ödedik ama mücadelemizden, kimliğimizden ve kültürümüzden hiçbir zaman taviz vermedik. Bundan sonra da bu böyle olacak. Kürtlerin siyasetini, mücadelesini, varlığını ve kimliğini herkes duyacak, duymak zorundadır.

Önümüzdeki dönemin belirleyici gücü olan tek parti HDP’dir

Bütün bu faşizm koşullarında, bütün bu baskı, şiddet ve engellemelerin olduğu dönemde seçimlere gidiyoruz. Seçimler kritik ama önemli olacak. Kulislerde konuşulan 3 ayrı seçim tarihi var. 30 Nisan, 14 Mayıs, 18 Haziran. Bu tarihlerden birinde Türkiye yeni yönetimi ve parlamentoyu seçmek için seçim yapacak. Aydınlık ve karanlığı oylayacağı bir seçim yapacak. Demokrasi ve faşizmi oylayacağı bir seçim yapacak. 20 yıllık AKP iktidarının artık ülkeyi yönetemediğinin ispatlandığı yeni bir seçim yapılacak. Hangi tarihte olursa olsun biz seçimlere hazırız. Halkımızın bu konuda hiçbir kaygısı ve şüphesi olmasın. Önümüzde bir kapatma davası yokmuş, engel yokmuş gibi seçim çalışmalarını yapmak zorundayız. Yeni dönemi ancak ve ancak HDP’nin başarısı belirleyecek. Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, Çerkesiyle Ermenisiyle, Süryanisiyle, kadınıyla, genciyle bütün kesimlerin, farklı inanç ve kimliklerin yüksek sayıda milletvekiliyle parlamentoya girmesinin önemini özellikle belirtmek istiyorum. Önümüzdeki dönemde büyük ve belirleyici güç olacak tek parti HDP’dir. Bunun için çalışmalarımıza şimdiden ev ev dolaşarak, insanların yüreklerine dokunarak, girmedik ev bırakmayarak yürütmek zorundayız.

Recep Tayyip Erdoğan'ı gönderecek büyük güç biziz

Büyük bir başarı elde etmenin yolunun da çalışmaktan geçtiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de önemli görev ve sorumluluğun HDP’de olduğunun bilincindeyiz. HDP’nin anahtar bir role sahip olduğunun bilincindeyiz. Bütün çalışma ve hazırlıklarımızı da buna göre yaptığımızı herkes bilmelidir. Halkımız hiçbir kuşku ve kaygıya kapılmasın. Biz üzerimizdeki sorumluluk gereği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini değiştirecek ve Recep Tayyip Erdoğan'ı gönderecek büyük bir gücüz. Bu büyük güçle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu seçimler hepimiz açısından önemlidir. O yüzden gece gündüz çalışmak, başarmak ve kazanmak zorundayız. Yapacağımız bütün çalışmaların Türkiye halkalarının geleceğine dair büyük moral ve motivasyon kazandıracağına yürekten inanıyorum. Çalışmalarımızı da bu moral ve motivasyonla yaparsak, büyük kazanacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Yolumuz uzun ve engellerle dolu ama arkamızda barış isteyen, demokrasi isteyen güçler, kazanmak ve başarmak isteyen güçler var. Biz de size söz veriyoruz; hep birlikte başaracağız, kazanacağız. Hepimizin yolu açık olsun. An serkeftin, an serkeftin.

25 Aralık 2022