Buldan: Orta Doğuda 3üncü Dünya Savaşı koşulları yaşanıyor, Kürtler Ulusal Birliğini sağlamak zorunda

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, Ankara'da düzenlenen HDK Kadın Konferansında konuştu. Güncel gelişmeleri değerlendiren Buldan şu ifadeleri kullandı: 

Hûn bi xêr hatine, serseran serçavan hatine. Değerli arkadaşlar HDK’nin Kadın Konferansı’nı bugün gerçekleştiriyoruz. Yarın da Genel Kurul yapılacak. HDP’nin varoluş sürecini yaratan ve HDP’nin partileşme sürecine önemli katkılar sunan bu yapının, hem kadın konferansı hem de Genel Kurulunda güçlü tartışmalar yaşanacağını ve güçlü kararların alınacağını biliyoruz. Sevgili Gülistan Kılıç Koçyigit arkadaşımız HDK Eş Sözcülüğünü bugün bırakacağını açıkladı. 

Her birimiz HDK’nin büyümesi için çalışmaya devam edeceğiz

Ancak biz, her şart ve koşulda, başta Gülistan arkadaşımız olmak üzere bütün kadın arkadaşlarımızın katkıları ve desteğiyle HDK’nin büyüyeceğini biliyoruz. Bu katkıları sunacağımızı bugün buradan ifade etmek istiyorum. Yarın Genel Kurul’da da üçlü tartışmalar yapılacak. Genel Kurul’daki tartışmalar sonucunda önemli kararlar alınacağını umut ediyorum. 

3’üncü Dünya Savaşının yaşandığı yeni bir dönemi yaşıyoruz

Hem divanın sunuşunda hem de Gülistan Koçyiğit ve Leyla Güven'in sunumlarında vardı; Orta Doğu ve Türkiye’ninde içinde olduğu önemli gelişmelerden geçiyoruz. Bugün dünyanın 3’ncü Dünya Savaşı’na doğru gittiği gelişmeler yaşanıyor. Her ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda yeni savaşlar başlattığı bir dönem ne yazık ki. Özellikle son Libya tezkeresi bir kez daha Türkiye’nin içinde olduğu, 3’üncü Dünya savaşına doğru giden ve Türkiye’nin de bir parçası olduğu yeni bir süreci hep birlikte yaşayacağız. Kasım Süleymani’nin öldürülmesini Orta Doğu’da yeni denklemin ortaya çıkacağı bir dönemi olarak görmemiz lazım. Dünya artık 3’üncü Dünya Savaşı’na hazırlanıyor, bunu görüyoruz.

Savaş kararını erkekler alıyor kadınlar iki kez ölüyor

Bu kararı alanlar erkekler ancak iki kez ölenler ne yazık ki kadınlar. Savaş kararlarını alan erkekler bu savaşlarda ölse de kadınlar iki kez ölüyorlar. Bütün dünyada, Orta Doğu başta olmak üzere her sorunun diyalog, müzakere ve diplomasi ile çözüleceğine olan inancımızı belirtmek istiyoruz. Savaşlar, ölümler, katliamlar, hiçbir soruna çözüm olmadı. Çünkü her savaş bir başka savaşı tetikledi, başka insanların ölümüne zemin hazırladı. En son İran ve Irak’ın da içinde yer alacağı yeni bir savaşa, yeni bir döneme girerken Türkiye’nin ara bulucu olması, her türlü sorunun çözümü için diyalog ve müzakere sürecinden yana olması gerektiğini belirtiyor ve bu yönlü bir kararlar almasını bekliyoruz. 

Türkiye çıkan her savaşın parçası olmaya hevesleniyor

Ancak Libya tezkeresi bize bir kez daha gösterdi ki, ne yazık ki Türkiye bütün savaşların içinde yer almaya, her savaşa ordusunu, askerini gönderen ve bu savaşların bir parçası olmaya heveslenen bir yol ve yöntem izlemeye çalışıyor. Bu kararlar Türkiye halklarından bağımsız alınıyor, Türkiye halklarının bu savaşlara asla onayının olmadığını biliyoruz, itirazlarının yüksek olduğunu biliyoruz. Çünkü her savaş Türkiye halklarına yeni bir kriz ve kaos olarak geri dönüyor. 

Filler tepişirken Kürtler ezilecek: Ulusal Birlik elzem hale geldi

Bu dönemde filler tepişirken Kürt halkının da ezileceğini biliyoruz. Bu son savaşta filler tepişecek ve altta çimenler ezilecek, bunun altında kalacak olan Kürtler, kadınlar, ezilenler olacak. Bir kez daha Kürt halkının ulusal birlik meselesinin artık taçlanması ve olgunlaşması gerektiği bir döneme gireceğiz. Ulusal birlik olmadığı sürece Kürt halkı ezilmeye, inkar edilmeye devam edecek. Kürt halkının öncülerinin bu konuda somut adımlar atması 2020 yılı açısından bunun zeminini oluşturması ve Kürt ulusal birliğinin bir an önce kurulması gerektiğini belirtmek isterim. 

2019’daki saldırılar mücadele kararlığımızı ve cesaretimizi pekiştirdi

2019 yılını geride bıraktık, yeni bir yıla girdik, 2020 yılına girdik. 2019 yılında elbette büyük acılar yaşandı. Özellikle AKP’nin kadınlar başta olmak üzere HDP’ye, Kürtlere, barış ve demokrasi isteyenlere, özgürlük isteyenlere karşı sürekli saldırgan bir tutum içinde olduğu, her ağzını açanı cezaevine koyduğu, hak talep edeni cezaevine koyduğu bir yılı geride bıraktık. 2020 yılına girerken elbette umutlarımızın, cesaretimizin, kararlılığımızın bir kez daha pekişeceği önemli mücadele süreçlerinin bizi beklediğini biliyoruz. Bu mücadele süreçlerinde kadınların bir bütün olarak birliğine ve omuz omuza bir arada yürümesine ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bugün buraya farklı yerlerden farklı illerden gelen arkadaşlarımız var, farklı mücadele deneyimleri yaşayan arkadaşlarımız var bu salonda. Belki her biri geldikleri yerlerden sıkıntılarını, yaşadıklarını anlatacaklar ancak şunu biliyoruz ki; nerede olursak olalım, birlikte mücadele etmeye, birlikte başarmaya büyük bir ihtiyaç var. 

Bizlerin vereceği mücadele, cezaevinde olan arkadaşlarımızın özgürleşmesine vesile olacak

Bizler mücadele ederken cezaevinde olan arkadaşlarımız da bizim mücadelemize her zaman katkı sundular. Bize cezaevinden emekleriyle, görüşleriyle, savunmalarıyla, katkı sunan başta Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Selma Irmak, Çağlar Demirel, Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk arkadaşlarımız başta olmak üzere cezaevlerinde olan tüm kadın yoldaşlarımıza konferansımızdan binlerce selam gönderiyorum. Onları saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bizlerin vereceği mücadele, cezaevinde olan arkadaşlarımızın özgürleşmesine de vesile olacak.

Bir kez daha bu dönemin kadın özgürlüğünün, cinsiyet eşitliğinin, barış adalet demokrasinin olduğu bir dönem olmasını temenni ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Gülistan Koçyiğit'e teşekkür ediyorum, yeni seçilecek arkadaşlarımıza da üstün başarılar diliyorum.

4 Ocak 2020