
Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, Leyla Güven’in tutuklu yargılandığı davanın Diyarbakır’da görülen duruşması sonrasında açıklama yaptı. Buldan şunları söyledi:
Sevgili Leyla Güven’in duruşmasını izlemek üzere buradayız. Bugün tarihi bir duruşmaya tanıklık ettik. Bugün parlamentonun tek tutuklu milletvekili olan Leyla Güven’in duruşmasına tanıklık ettik. Tarihi bir duruşma diyoruz çünkü Leyla Güven, Hakkari halkının temsilcisi DTK Eş Başkanı ve 49 gündür bedenini açlık grevine yatırmış bir siyasetçi olarak duruşması görülen bir arkadaşımızdır. Leyla Güven'in Türkiye’nin geleceği ve Türkiye barışı açısından bedenini açlık grevine yatırmış olmasının sebebi, İmralı Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit uygulanan Sayın Öcalan’ın durumuna dikkat çekmektir. Sevgili Leyla Güven, 49 gündür İmralı’da ağırlaştırılmış tecride maruz bırakılan Sayın Öcalan’ın durumuna dikkat çekmek hem de bu konunun gündeme alınmasının gerektiğini ifade etmek üzere bu eylemi başlatmıştır. Şunu açık ve net söylemek isteriz ki bugün Leyla Güven hem kadın, hem HDP'li bir milletvekili hem de tecride karşı bedenini açlık grevine yatırmış olduğu için tahliye edilmedi. Duruşma 25 Ocak tarihine ertelendi. Bu kararı veren mahkeme heyetinin özellikle 3 kadından oluşması ve bu konuda karar vermiş olması ayrıca dikkat edilmesi ve üzerinde durulması gereken bir husustur.
Mevcut krizin nedeni tecrit ve Kürt sorunun çözümsüzlüğüdür
Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu kaosun ve krizler döneminin başlıca sebepleri Kürt sorununa yaklaşım, Kürt halkının temsilcilerinin cezaevinde olması ve İmralı Cezaevinde Sayın Öcalan'ın tecride maruz bırakılmış olmasıdır. Sayın Leyla Güven kendi koşulları için bedenini açlık grevine yatırmamıştır. Asla böyle bir talebi yoktur. Kendi talebine ilişkin şunları söylemiştir: “Ben bu heyetten, bu mahkemeden tahliye talep etmiyorum” demiştir. O nedenden kaynaklı zaten bugün duruşmaya katılmamıştır. Çünkü siyasi iktidarın, AKP’nin Kürtlere, kadınlara, HDP’lilere yaklaşımını kendisi de çok iyi bilmektedir. Bundan kaynaklı hem mahkemeye çıkmayarak hem de tahliye istemeyerek Leyla Güven, bugün üzerinde durulması gereken ve tartışılması gereken birçok meseleye işaret etmiştir. Biz de tekrar söylüyoruz; Leyla Güven’in talebi hepimizin talebidir, milyonların talebidir. Tecrit bir an önce kalkmalı ve bu hukuksuzluğa bu haksızlığa bir an önce son verilmelidir.
Türkiye tecridin kaldırılması talebini ve açlık grevini bir an önce gündemine almalıdır
Sayın Öcalan’ın en doğal hakkı olan ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkı elinden alınmış ve 3 yıldır kendisi hiçbir şekilde kimseyle görüştürülmemektedir. Bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmelidir. Biz de Türkiye’nin Sevgili Leyla Güven’in başlattığı bu grevi, tecrit meselesini bir an önce gündemine almasını ve tecridin bir an önce kaldırılması yönünde adımlar atılmasını istiyoruz. Bu hepimizin talebidir Kürtlerin, kadınların, Türkiye’de barış ve demokrasiden yana olan, hak ve hukuk isteyen herkesin talebidir. Bu talep geri çevrilemeyecek kadar, iktidarın elinin tersi ile öteleyemeyeceği kadar önemlidir. Sevgili Leyla Güven’e de buradan kucak dolusu sevgilerimizi ve selamlarımızı gönderiyoruz.
26 Aralık 2018