Buldan: Bu kadar çok savaş istiyorsanız kendi çocuklarınızı gönderin

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, seçim çalışmaları kapsamında İstanbul’daydı. Sancaktepe^de halk buluşmasına katılan Buldan, burada bir konuşma yaptı:

Ege’de de Hakkari’de de rüzgar HDP’den yana

İnanın artık herkes kararını vermiş. Türkiye halkları, Türkler, Kürtler, Ermeniler, Aleviler, Sünniler, Süryaniler, Çerkesler, Araplar, kadınlar, gençler herkes kararını vermiş. Gittiğimiz her yerde aynı coşkuyu görüyoruz. Ben Ardahan’dan, Kars’tan geliyorum. Hakkari’den, Van’dan geliyorum. Oralarda da aynı coşku var. Ege’ye de gittik. Çukurova’ya da gittik. Orada da aynı coşku var, hava bizden yana, deniz bizden yana, toprak bizden yana. Öyle bir rüzgar var ki, bu ülkede güçlü bir değişimi gerçekleştirecek olan bir rüzgar var. Bu rüzgar HDP’den, bu rüzgar Demirtaş’tan yana esiyor.

Bize oy verenler içinde asker de var polis de

Burada bizim için; “Türkiye partisi değilsiniz” demişler. Biz 7 Haziran’da 6 milyonun oyunu aldık. Bu 6 milyonun içerisinde Kürdü de, Türkü de, Ermenisi de, Süryanisi de, Alevisi de, Sünnisi de vardı. Bu 6 milyonun içinde askeri de, polisi de vardı. Her türlü inanç vardı. Bu 6 milyon insanı yok saymak kimsenin hakkı da haddi de değidir. HDP bir Türkiye partisidir. Herkesin sorunları ile ilgilenen bir partidir. Karadeniz’de HES’lere karşı direnenlerin, Ege’de, Akkuyu’da direnenlerin, Kürdistan’da zulme karşı direnenlerin partisidir.

Milletvekillerimizi cezaevine koydular. Belediye başkanlarımızın yerlerine kayyum atadılar. O kayyumlar bölgede Kürt halkının tüm değerlerine hakaret etmeye çalıştı. Ağrı’da Êhmedi Xane’nin heykelini yıktılar. Kızıltepe’de Uğur Kaymaz’ın heykelini yıktılar. Kürtçe levhaları söktüler. Bu inkar eden anlayışı, önümüze çıkacak olan ilk sandığa gömeceğiz.

Bilmiyorlar ki biz tutuklandıkça çoğalan bir partiyiz

Onlar zannediyorlar ki, biz bütün bunları yaparsak Kürt halkı taleplerinden vazgeçer, geçmişini inkar eder. Onlar zannediyor ki, tutukladıkça öldürdükçe bunlar bir daha sokağa çıkamaz, meydanlarda toplanamaz. Onlar bilmiyorlar ki, biz tutuklandıkça çoğalan bir halkız. Biz öldürüldükçe yeniden küllerimizden, kendi kendimizi yaratan bir halkız. Geçmişte de katlettiler, tutukladılar. Bizler büyük direnişlerden gelen bir halkız, büyük bedeller ödedik. Geçmişi asla unutmayız. Kayıpları yaşadık, köylerimiz yakıldı, yıkıldı ama hiçbir zaman ilkelerimizden taviz vermedik. Kimsenin önünde diz çökmedik. And olsun ki Erdoğan’a da biat etmeyeceğiz. Biz cezaevindeki yoldaşlarımıza söz verdik. Biz Roboski’de, Ankara’da Suruç’ta, Reyhanlı’da, Kilis’te yaşamını yitirenlerin ailelerine söz verdik. Onların mücadelesi bizim mücadelemiz dedik. Onların hesabını 24 Haziran’da sandıklarda soracağız.

24 Haziran’da bu ülkeyi Erdoğan’ın kabusu olan Demirtaş yönetecek

Selo Başkan, Recep Bey’in korkulu rüyası olmuş. Gece gündüz Selo Başkan’dan bahsetmeden duramıyor. Her gece Recep Bey Demirtaş’ı rüyasında görüyor, kabusu olmuş kabusu. O kabus devam edecek. 24 Haziran'da bu ülkeyi yönetmeye gelecek.

Erdoğan talimatlarını itiraf etmiş oldu

Recep Bey “TRT’ye talimat verdim gitsinler, cezaevinde Demirtaş’ın çekimini yapsınlar” dedim diyor. YSK’ya, AYM’ye, hakimlere, savcılara, TRT’ ye emir verdiğini biliyorduk. Kendisi de itiraf etmiş oldu. İnanın 24 Haziran’da o Saray’ı sizler yöneteceksiniz. Demirtaş Cumhurbaşkanı olunca o Saray’da oturmayacak. Biz onun gibi saraylara bağlı değiliz, biz köylerden geldik, biz emekçiyiz, biz köylüyüz.

Bu kadar çok savaş istiyorsanız kendi çocuklarınızı gönderin

Biz Karadeniz’de boncuk bocuk ter akıtarak emeğini elde eden kadınlarız, biz Türkiye’nin  neresinde sorun varsa orada siyaset yaparız. Biz halkımızla birlikte simit de yeriz peynir de. Türkiye halklarının sorunlarıyla hiçbir zaman ilgilenmeyen iktidar partisi, 16 yıldır zulümden başka kandan başka hiçbir şey getirmedi. Bakın bu ülkenin çocuklarını başka ülkelere savaşa gönderdiler. O çocukların o askerlerin cenazeleri Türkiye’ye geri geldi, buna hakkınız var mı? Bu ülkenin yoksul çocuklarını ölüme göndermek günahtır. O çocuklar saraydan çıkmıyor, o çocuklar yoksulun çocukları, anne baba evladı. Peki sizin çocuklarınız niye gitmiyor savaşa. Eğer bu kadar çok savaş istiyorsanız, kendi çocuklarınızı gönderin. Biz çocuklarımızın geleceğini garanti altına almak istiyoruz. HDP’nin 24 Haziran’da güçlü bir şekilde Parlamento’ya girmesi ile gerçekleşeceğine inanıyoruz.

HDP bu ülkenin umududur. HDP bu ülkenin güvencesidir. Barış için, adalet için, insan hakları için, kadınlar ve çocuklar için bir güvencedir. Bir ülkede huzur yoksa, umut yoksa o ülkenin diğer sorunlarının çözümünden bahsetmek mümkün değildir. Eşit koşullarda, barış içinde bir yaşam HDP ve Demirtaş’la mümkündür. Buna inanalım ve bunu gerçekleştirelim.

Eğer buna inanıyorsak, kendi geleceğimiz için 24 Haziran’da iyi bir tercih yapmamız lazım. Bir karar verilecek, ya 16 yıllık AKP’nin karanlık dönemine bir kez daha evet denilecek ya da ikinci yol tercih edilecek. İkinci yol barışın yoludur, adalet yoludur, ikinci yol Türkiye’nin  umudu olan HDP’nin yoludur. İstanbul’da yaşayan halklarımız bu değişimin İstanbul’dan gerçekleşeceğine inanarak oyunu kullanmalıdır. AKP’nin son kullanma tarihi 24 Haziran’dır.

Oylarımıza sahip çıkacağız, hevesleri kursaklarında kalacak

Her ne kadar bizi engellemeye çalışırlarsa da, oylarımızı çalmaya çalışsalar da buna izin vermeyeceğiz. Oylarımızı kimseye çaldırmayacağız. Bütün sandıklarımızı koruyun ki AKP tek bir oy bile çalamasın. Çünkü bugün tek umutları var; HDP barajın altında kalsın da AKP bir kez daha iktidara gelsin, ama hevesleri kursaklarında kalacak.

Sadece 9 günümüz var, sabrediyoruz. Biz de 9 gün sonra muradımıza ereceğiz. Türkiye’yi  güzelleştireceğiz. Ama bu 9 gün boyunca asla boş durmayacağız, barajı aşıyoruz rehavetine kapılmayacağız. Barajın altında kalma ihtimalini düşünerek çalışacağız, herkesin kapısını çalacağız, herkesi ikna edeceğiz. O ikna bu ülkenin aydınlık yarınları için olacak