HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya Suriyeli sığınmacı kadınların tecavüz ve fuhuşa zorlanmasını, 15-16 yaş altında 54 kız çocuğunun zorla evlendirilmesini, çocukların can güvenliğinin dahi olmadığını İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya sordu.
Buldan'ın önergesi şu şekilde:
"Suriye’deki iç savaştan ve IŞİD- El Nusra gibi çetelerin katliamlarından kaçarak Türkiye'ye sığınan yüz binlerce Suriyeli mülteci, başta ırkçılık olmak üzere birçok insanlık dışı uygulamayla karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle Suriyeli kadın sığınmacıların tecavüz ve fuhuşa zorlanma gibi uygulamalara maruz kaldığı artık bilinen bir gerçektir. İHD Hatay Şubesi’nin hazırladığı rapora göre, 3 binden fazla kadının “evlendirme” adı altında fuhuş çetelerine pazarlandığı ortaya çıkmıştı. Yine 1 Eylül 2014’te Midyat'taki AFAD kampında, 26 yaşında genç bir kadının, kaymakamlıkça görevlendirilen kampın şoförü Ahmet Toprak'ın tecavüzüne uğradığı ve yaşadıklarına dayanamayan genç kadının intihar ettiği basına yansımıştı. Kampta kalan mülteciler bunun yaşanan ilk tecavüz olayı olmadığını ve kamptaki kadın ve çocukların sürekli tecavüz tehdidi altında yaşadığını belirtmişlerdir. Son olarak Malatya’daki mülteci kampında, çoğunluğu 15-16 yaş altında 54 kız çocuğunun “evlendirildiği” ortaya çıkmıştır. Kamptaki aileler, çocukların can güvenliğinin dahi olmadığını ve onları tecavüzden korumak için evlendirmek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.
Bu örnekler, resmi bir statüsü olmadığı için göçmen-mülteci-sığınmacı-misafir olarak adlandırılan insanların yaşadığı hak ihlallerine sadece birkaç örnektir. Özellikle devlet tarafından açılan mülteci kamplarında, kampta kalanların başta can güvenliği olmak üzere, her türlü güvenliklerinden devlet sorumludur. Fakat yaşanan bu örnekler, kamp dışında kalan sığınmacıların can güvenliği olmadığı gibi, bizzat devletin korumasında olan sığınmacılarında güvenlikten yoksun bir şekilde yaşadığını göstermektedir."
Buldan önergesinde şu sorulara yer verdi:
"Midyat’a AFAD kampı için görevlendirilen şoför Ahmet Toprak’ın kampta kalan bir kadına tecavüz ederek ölümüne neden olması basına da yansımıştır. Ahmet Toprak hakkında başlatılmış idari ve hukuki bir soruşturma var mıdır? Varsa hangi aşamadadır? Yoksa başlatılmama gerekçesi nedir?
Gerek mülteci kamplarında kalan gerekse kamp dışında ikamet eden mülteci kadın ve çocuklar sürekli tecavüz ve fuhuş tehdidi altında yaşadıklarını ifade etmektedirler. Bakanlığınız tarafından Suriyeli kadın ve çocuk sığınmacıları tecavüz ve fuhuştan koruyacak etkin bir mekanizma geliştirilmiş midir?
Mülteci kamplarında ve kamplar dışında yaşayan ve yaşları 13-17 arasında değişen çocukların zorla evlendirilmesi temel çocuk hakkı ihlalidir. Bakanlığınız bünyesinde savaştan kaçan çocukların zorla evlendirilmesini önleyecek bir birim kurulmuş mudur?
Uluslararası sözleşmelerde mültecilerin ‘‘Hassas grub’’u olarak tanımlanan ve özel koruma ve desteğe ihtiyaç duyan kadın ve kız çocuklarının özellikle cinsel-fiziksel şiddet, istismar ve her türlü sömürüye karşı korunması noktasında şimdiye kadar yapılan çalışmalarınız nelerdir?"
03.12.2014
Buldan'ın önergesi şu şekilde:
"Suriye’deki iç savaştan ve IŞİD- El Nusra gibi çetelerin katliamlarından kaçarak Türkiye'ye sığınan yüz binlerce Suriyeli mülteci, başta ırkçılık olmak üzere birçok insanlık dışı uygulamayla karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle Suriyeli kadın sığınmacıların tecavüz ve fuhuşa zorlanma gibi uygulamalara maruz kaldığı artık bilinen bir gerçektir. İHD Hatay Şubesi’nin hazırladığı rapora göre, 3 binden fazla kadının “evlendirme” adı altında fuhuş çetelerine pazarlandığı ortaya çıkmıştı. Yine 1 Eylül 2014’te Midyat'taki AFAD kampında, 26 yaşında genç bir kadının, kaymakamlıkça görevlendirilen kampın şoförü Ahmet Toprak'ın tecavüzüne uğradığı ve yaşadıklarına dayanamayan genç kadının intihar ettiği basına yansımıştı. Kampta kalan mülteciler bunun yaşanan ilk tecavüz olayı olmadığını ve kamptaki kadın ve çocukların sürekli tecavüz tehdidi altında yaşadığını belirtmişlerdir. Son olarak Malatya’daki mülteci kampında, çoğunluğu 15-16 yaş altında 54 kız çocuğunun “evlendirildiği” ortaya çıkmıştır. Kamptaki aileler, çocukların can güvenliğinin dahi olmadığını ve onları tecavüzden korumak için evlendirmek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.
Bu örnekler, resmi bir statüsü olmadığı için göçmen-mülteci-sığınmacı-misafir olarak adlandırılan insanların yaşadığı hak ihlallerine sadece birkaç örnektir. Özellikle devlet tarafından açılan mülteci kamplarında, kampta kalanların başta can güvenliği olmak üzere, her türlü güvenliklerinden devlet sorumludur. Fakat yaşanan bu örnekler, kamp dışında kalan sığınmacıların can güvenliği olmadığı gibi, bizzat devletin korumasında olan sığınmacılarında güvenlikten yoksun bir şekilde yaşadığını göstermektedir."
Buldan önergesinde şu sorulara yer verdi:
"Midyat’a AFAD kampı için görevlendirilen şoför Ahmet Toprak’ın kampta kalan bir kadına tecavüz ederek ölümüne neden olması basına da yansımıştır. Ahmet Toprak hakkında başlatılmış idari ve hukuki bir soruşturma var mıdır? Varsa hangi aşamadadır? Yoksa başlatılmama gerekçesi nedir?
Gerek mülteci kamplarında kalan gerekse kamp dışında ikamet eden mülteci kadın ve çocuklar sürekli tecavüz ve fuhuş tehdidi altında yaşadıklarını ifade etmektedirler. Bakanlığınız tarafından Suriyeli kadın ve çocuk sığınmacıları tecavüz ve fuhuştan koruyacak etkin bir mekanizma geliştirilmiş midir?
Mülteci kamplarında ve kamplar dışında yaşayan ve yaşları 13-17 arasında değişen çocukların zorla evlendirilmesi temel çocuk hakkı ihlalidir. Bakanlığınız bünyesinde savaştan kaçan çocukların zorla evlendirilmesini önleyecek bir birim kurulmuş mudur?
Uluslararası sözleşmelerde mültecilerin ‘‘Hassas grub’’u olarak tanımlanan ve özel koruma ve desteğe ihtiyaç duyan kadın ve kız çocuklarının özellikle cinsel-fiziksel şiddet, istismar ve her türlü sömürüye karşı korunması noktasında şimdiye kadar yapılan çalışmalarınız nelerdir?"
03.12.2014