Buldan: 33 canımıza söz veriyoruz, bize bıraktıkları mirasa sahip çıkacağız

Suruç’ta katledilen 33 düş yolcusunu anma etkinliği Kadıköy Halitağa Caddesinde gerçekleştirildi. Milletvekillerimiz, yöneticilerimiz ve çok sayıda kişinin de katıldığı anma etkinliğinde konuşan Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, şunları söyledi:

Bugün burada 33 canımızı, evladımızı katledilişlerinin 5. yılında anmak ve bir kez daha adaleti haykırmak üzere bir aradayız. 5 yıl önce bugün Suruç’ta 33 canımız hunharca katledildiler. Kobanê'ye gitmek üzere, yakılan, yıkılan viran edilen bir kente gitmek ve o kentin çocuklarına oyuncak götürmek üzere yola çıkan ancak oyuncaklarıyla birlikte vurulan canlarımızı anmak üzere buradayız. 

Bu ülkenin tarihi katliamlarla doludur

Evet 5 yıl önce bu ülkenin tarihine kara bir leke olarak geçen katliamla 33 canımızı bizden aldılar. Her yıl 20 Temmuz’da “adalet istiyoruz, faillerin yargılanmasını istiyoruz” dememize rağmen hiçbir şeyin yapılmadığını da biliyoruz. 33 canımız katledildi, sonrasında ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir şey. Bugün burada tıpkı Galatasaray Lisesi önünde oturan annelerimizin 25 yıldır çocuklarının katillerinin araması gibi bir manzarayı bir kez daha görüyoruz. Bu ülkenin tarihi katliamlarla doludur. Bu ülkenin tarihi birçok insanımızın faili meçhul cinayetlerle kaybedilmesiyle doludur. 

Bu acıyı sadece gerçek bir yüzleşme ve adalet hafifletebilir

Ancak bütün bunlara rağmen adaletin, hukukun, barışın, demokrasinin savunucuları bu ülkenin kara talihini değiştirmek üzere bu cinayetlerin açığa çıkması ve faillerinin yargılanmasını talep ediyor. Şu an istenen, talep edilen sadece budur. Biz canlarımızın geri dönmeyeceğini biliyoruz. Biz annelerimiz ve babalarımızın yüreklerindeki evlat acısının dinmeyeceğini de biliyoruz. Ancak bu acının sadece ve sadece gerçek bir yüzleşme ve adaletle, Türkiye demokrasisinin hayata geçmesiyle bir nebze de olsa hafifleyebileceğine inanıyoruz. 

Suruç açığa çıkarılmış olsaydı Ankara Gar katliamı ve Diyarbakır Katliamı olmayacaktı

Bu ülkenin acılarla dolu tarihine Suruç Katliamı da girmiştir. Bu ülkede bir kez daha şuna tanıklık ettik ki cinayetler açığa çıkmadığı sürece, gerçek yargılamalar yapılmadığı sürece bu ülkede katliamlar yapılmaya devam edecek. Suruç aydınlatılmış, failler yargılanmış olsaydı ne Diyarbakır ne Ankara Gar katliamları gerçekleşmemiş olacaktı. Ancak her katliam, ölüm ve acı başka bir ölümü, acıyı ve katliamı tetikledi ve bugüne kadar geldi. Hala bu ülkede acılar yaşanıyorsa, ölümler yaşanıyorsa, katliamlar gerçekleşiyorsa bu Suruç Katliamının faillerinin açığa çıkmamasıyla birebir bağlantılıdır. 

33 canımıza söz veriyoruz: Bize bıraktığınız mirasa sahip çıkacağız

Bizler Suruç'ta yaşamını yitiren 33 canımıza bir kez daha söz veriyoruz; sizin bıraktığınız mirasa sahip çıkacağız. Sizin bize devrettiğiniz o güzel hayallerinizi yaşatmaya söz veriyoruz. Sizler Kobanê'ye gitmek için yüreklerinizi alıp gittiniz. O geziye çıkmadan, o ziyareti yapmadan önce Ankara’da gelip benimle görüşen 2 genç vardı. Bize Suruç’un kapılarının açılması için yardım edin demişlerdi. Biz de “Sizi Kobanê’ye göndermek için elimizden geleni yapacağız” demiştik ama IŞİD ve onun arkasındaki güçler, AKP hükümeti, bu ülkeyi yönetenler, çocuklarımızın canlarımızın Kobanê'ye gitmesine izin vermediler. Onları aramızdan aldılar ve bir kez daha bu ülkeye kara bir tarih yazdılar. 

Sevgili anneler ve babalar, acınızı çok iyi biliyorum

Sevgili anneler, sevgili babalar acınızı yürekten paylaşıyorum. Ben bu acının ne olduğunu çok iyi biliyorum. Bu ülkede yıllardır açığa çıkarmak için uğraştığımız kayıpların, yargısız infazların mağduru sizler gibi binlerce anne ve babanın olduğunu bilmenizi isterim. Şunu da bilmenizi isterim ki; bu acı hepimizin acısı, bu mücadele hepimizin mücadelesi, bu mücadeleyi sonuna kadar yürütmek hepimizin boynunun borcudur. Çocuklarımızın hayalini gerçekleştirmek hepimizin boynunun borcudur. Sizleri ve canlarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyor ve buradan bir kez daha and içiyoruz: Hayallerimiz gerçek olacak. 

20 Temmuz 2020