
Bolivya’nın seçilmiş devlet başkanı Evo Morales’in askeri bir darbe sonucu görevinden uzaklaştırılmış olmasını ve hakkında yakalama kararı çıkarılmasını en sert biçimde kınıyoruz.
20 Ekim’de Evo Morales’in yüzde 47,8 ile kazandığı seçimlere itiraz eden muhalefetin de bu askeri darbeyi destekliyor olmasını Bolivya demokrasisinin bir kaybı olarak görüyoruz. Bolivya halklarının içinde bulunduğu siyasi gerginliğin azaltılması için, uluslararası toplumu darbenin değil demokratik ilkelerin yanında tutum almaya çağırıyoruz.
Bolivya’daki seçim süreci sonrasında şeffaflığın ve adaletin sağlanması yerine Morales’in ve partisinin demokratik siyaset sahnesinin dışında tutulmaya çalışılması, Güney Amerika’nın geneline sıçrayabilecek bir gerilim hattının oluşmasına yol açmaktadır. Ne yazık ki, küresel güçler bu müdahaleciliğin sebep olabileceği bölgesel istikrarsızlığın olası tarihsel sonuçlarına hassasiyet göstermemektedir.
Nasıl ki, Şili’de seçilmiş Devlet Başkanı Salvador Allende’nin 1973’te devrilmesi sonucu, General Pinochet ülkeyi derin bir faşizm karanlığına sürüklediyse; nasıl ki, 1976’da Arjantin’deki darbe sonucunda on binlerce insan kaybedilmiş ve travması halen devam eden bir korku imparatorluğu kurulmuşsa, bugün Bolivya da aynı karanlığa sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
HDP olarak, nerede olursa olsun demokratik ve sivil siyasete yapılan askeri müdahalelerin ve darbelerin karşısında olmaya, halkların iradesini savunmaya devam edeceğiz. Bu temelde de Bolivya halklarının yanında olduğumuzu ifade ediyor, Bolivya ordusunu ve darbe destekçilerini bu yasa dışı girişimlerine son vermeye çağırıyoruz.
HDP Merkez Yürütme Kurulu
11 Kasım 2019