Balukenin yargı süreci

Cezaevinde tutulan Diyarbakır Milletvekilimiz İdris Baluken’in bugün (5 Haziran Pazartesi) Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmasında tahliye talebi reddedilmiş, duruşma 19 Temmuz 2017 tarihine ertelenmiştir.  

Bilindiği gibi, İdris Baluken hakkında 30 Ocak 2017 tarihinde oy birliği ile tahliye kararı veren mahkeme heyetinin başkanı, Ankara'ya üye hakim olarak atanmıştır. 8 Mayıs 2017’de görülen ikinci duruşmada tutukluluğun devamına muhalefet eden üye hakim de  Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesinde hakim olarak görevlendirilmiştir. Yine aynı heyette bulunan üçüncü üye hakim de Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesine hakim olarak atanmıştır. Sonuç olarak İdris Baluken hakkında 30 Ocak 2017'de oy birliği ile tahliye kararı veren heyetteki tüm üyeler başka mahkemelerde görevlendirilmiştir.  

İdris Baluken’in bugün görülen duruşmadaki ifadesi şöyledir: 

"Öncelikle heyetinizi, orada bulunan avukatları, dayanışmaya gelen arkadaşları, aileleri saygıyla selamlıyorum. 

Ben ilk iki duruşmada hem tek tek isnat edilen fiillerle ilgili hem de genel olarak geniş olarak hukuki ve siyasi değerlendirmeler yapmıştım. Bu nedenle o hususları ayrıntılı olarak ifade etmeyeceğim. İlk iki duruşmada verdiğim ifadelerimin dikkate alınmasını istiyorum. Çünkü o ifadeler mahkeme heyetine karşı herhangi bir ön yargı taşımaksızın, yanıltıcı beyana başvurmaksızın yaptığım samimi değerlendirmelerdir. 

Bir önceki duruşmada verilen ara karar gereğince TBMM’den istenen belgelerin mahkemeye geldiğini öğrendim. Sizden talebim, ilk iki duruşmadaki taleplerimin elinizdeki tutanaklarla karşılaştırmak suretiyle açığa çıkarılmasıdır. İddianameye konu olan konuşmalarımın tamamı kürsü dokunulmazlığı kapsamındadır. İfade ettiğim hususlar ile ilgili vekillik bittikten sonra bile yargılamanın söz konusu olmadığı anayasal güvence altına alınmıştır.

Yine yaptığım konuşmaların tamamı partimin tüzüğü, programı, seçim bildirgeleri, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunmuş olduğum çözüm önerisi taslağı kapsamındadır. Buna 'demokratik özerklik' kavramı da dahildir. Biz bunun bütün Türkiye için bir çözüm projesi olarak ortaya koymuşuz ve bunu defalarca Meclis kürsüsünden de ifade ettim. Önünüzdeki konuşma tutanaklarından da bu durum görülecektir. Ayrıca DTK ile ilgili olarak benim konuşmaları yaptığım yıllar 2011, 2012 yıllarıdır. Yine, katıldığım basın açıklamalarının tamamı partimin genelgeleri ve görevlendirmeleri doğrultusundadır. Herhangi yasa dışı bir fiil yoktur, buna yönelik iddiaları kabul etmem mümkün değildir. 2011 yılındaki basın açıklamaları ile ilgili olarak birçok mahkemede bildiğim kadarıyla kavuşturmaya yer olmadığına dair kararlar verilmiştir. Basın açıklamalarında herhangi bir illegal eylem olmadığı kanaatindeyim. Uluslararası sözleşmelere göre de bu etkinliklerin tamamı düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Tüm bu gerekçelerden dolayı ben mahkemenizden bu taleplerimin dikkate alınmasını ve hukuki değerlendirmenin buna göre yapılmasını talep ediyorum."

5 Haziran 2017