Ayşe Acar Başaran: AKP kendi yurttaşlarına karşı Cemal Kaşıkçı uygulamalarına başvuruyor

Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcümüz Ayşe Acar Başaran, partimize yönelik saldırılar ve kaçırma olaylarına ilişkin genel merkezimizde basın toplantısı düzenledi. Başaran, şöyle konuştu:  

Bildiğiniz gibi son 3 yıllık süreçte Adalet ve İçişleri Bakanlığı işbirliğiyle, HDP başta olmak üzere bütün muhalif kesimlere yönelik saldırılar düzenleniyor. Geçtiğimiz hafta da birçok eve baskınlar düzenlendi ve onlarca arkadaşımız gözaltına alındı, 26 arkadaşımız tutuklandı. Bu saldırılar, geliştirilen politikaların sadece bir kısmı. Gözaltı ve tutuklamaların yanı sıra özellikle Ankara merkezli geliştirilen başka politikalar da var. HDP başta olmak üzere muhalefet yapan insanlarımız kaçırılarak muhbirleştirilmeye çalışılıyor.  

Türkiye’de hukukun h’sinden eser yoktur

Son olarak bu girişimlerden biri partimizde çalışan Fahri Yalçın’a karşı geliştirilmiştir. Bu, Fahri Yalçın arkadaşımıza yönelik ilk saldırı değildir. Daha önce de kendisini MİT üyesi olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılmış tehdit edilmiştir. Bunun gibi Ankara’da son dönemlerde bu çetevari ve gayri hukuki girişimlere tanıklık ediyoruz. Geçen hafta Emre Aydın isimli öğrenci kaçırılarak darp edildi, işkence edildi. Kaçırılırken yaptığı telefon konuşması nedeniyle serbest bırakıldı. Deniz Bahçeci isimli kişi de aynı çetevari yöntemle kaçırılmıştır. 3 yıldır Türkiye’de hukuk askıya alınmıştır. Hukukun h’sinden eser yoktur. Kendisine hukuk devleti diyen Türkiye’de iktidar, bu çetevari uygulamalarına devam ediyor. Bu saldırılara karşı yapılan bütün başvurularımız sonuçsuz kalmaktadır. Fahri Yalçın için de diğer muhalif kişiler için de yapılan başvuruların tamamında soruşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.

İktidar kendi vatandaşlarına Cemal Kaşıkçı yöntemleri uyguluyor

Buradan iktidara bir kez daha seslenmek istiyoruz. Birkaç gün önce Cemal Kaşıkçı kaçırılmış, kayıplara karışmıştır. Türkiye bu konuya ilişkin hassas olduğunu, soruşturma yürüttüğünü belirtirken öte yandan kendi yurttaşlarına yönelik aynı kaçırma uygulamaları geliştirmektedir. Biz bu uygulamaları 90’lı yıllardan iyi biliyoruz. Kaçırılan, beyaz Toroslarla kaybedilen insanların üzerinden 10’larca yıl geçti bugün de aynı uygulamalara iktidarın geri döndüğünü görüyoruz. Eğer AKP iktidarı samimi ise bu uygulamaların karşısında tavır almalıdır. Dünyanın hiçbir yerinde legal bir partiye yönelik muhbirleştirme, ajanlaştırma çalışması yürütülmez. Bu hukuk devleti ile bağdaşmayan bir tutumdur. 

İçişleri Bakanlığı, Suç İşleme Bakanlığı değildir   

İktidar kolluk eliyle her adımımızı takip etmektedir. Bizim gizlediğimiz sakladığımız hiçbir şey yoktur. Biz şeffaf ve aleni bir şekilde siyaset yapmaktayız. Eğer merak ettikleri bir şey varsa buyursunlar cevap vermeyeceğimiz hiçbir şey yoktur. Bu şekilde çetevari yöntemlerle, komplolarla partimizi siyaset yapamaz hale getirmekten vazgeçsinler. Bunun karşısında her türlü hukuki yola başvuracağımız, toplumu ajanlaştırmaya çalışan bu yaklaşıma karşı muhalefet edeceğimizi belirtmek isteriz. Bu saldırılar ne bizi demokratik siyasetten geri bırakacak ne de çalışanlarımızı korkutarak geri adım attıracaktır. Bu çetevari yöntemlerin baş sorumlusu olan İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı’na sesleniyoruz. Bu uygulamalardan vazgeçin. Bunlar 90’lı yılların uygulamalarıdır. Bu denenmiş ve başarısız olmuş yöntemlerden vazgeçin. Anayasa’nın demokratik hukuk ilkelerine uygun davranın. İçişleri Bakanlığı, Suç İşleme Bakanlığı değildir suçu ortaya çıkarmalıdır. 

Bu mesele ciddi bir meseledir. Kendilerine hukuk devleti diyorlarsa İçişleri Bakanı derhal bir açıklama yapmalıdır. Fahri arkadaşımızın yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz. 

19 Ekim 2018