
Parti Sözcümüz ve Kars milletvekilimiz Ayhan Bilgen, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 7. Olağan Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yaptı. Bilgen konuşmasında şunları belirtti:
Yeni Şafak’ta yazan AKP’li bir milletvekili köşe yazısında, bilinen bir örnek olan, 'filmin bir sahnesinde duvarda asılı tüfek varsa, filmin bir yerinde mutlaka kullanılır' örneğini veriyor ve "93 yıl önce duvara asılan tüfeğin belki de kullanılma zamanı gelmiştir" diyor. Kime karşı savaşacaksınız? Türkiye’ye dışarıdan bir saldırı mı var? Yoksa artık iç savaş niyetinizi köşe yazılarına yazacak kadar pervasızlaştınız mı?
Korktukça saldırganlaşıyorlar. Saldırganlaştıkça yalnızlaşıyorlar. İçe kapanıyor, içe kapandıkça da daha çok korkuyorlar. Öyle ki, çocuk kanallarından, çocuk derneklerinden bile korkuyorlar.
- Putin'in önünde amuda kalkacaklar
Gençliklerini “Komünistler Moskova’ya” sloganı ile geçirenler, bugün bütün umutlarını Moskova’ya bağlamış durumda. Müttefikleriyle Minbiç'e, El Bab’a girme izni almanın Putin’in önünde amuda kalkmak olduğunu düşünüyorlar. Putin’in de, bütün tükürdüklerini yalatmakla yetinmeyeceğini, Batı ile ilişkileri en alt düzeye indirmedikleri sürece onlara istedikleri kapıyı açmayacağını iyi biliyorlar.
Bunun içindir ki, başkanlık hesabının Avrupa ile ilişkiler varken mümkün olamayacağını düşünüp Irak’a girmenin hesaplarını yapıyorlar. Sorulmaz mı, 10 Kasım’da güvenlik yok diye Anıtkabir’de yürüyemeyeceksiniz, sonra da Irak’a mı yürüyeceksiniz? Siz daha Anıtkabir’de yürüyemiyorsunuz.
- Partimize hakaret etmeye kalkan AKP’lilerin dili lağımda
Bazıları da, partimize dil uzatarak kendilerini gizlemeye çalışıyor. Bize en çok küfredenlere bir bakıyorsunuz bir kaç gün önce bir yakını Fethullahçı olduğundan tutuklanmış.
Dün de iki bakan dillerine bizleri dolamış. Bizlere yapılan hakaretin muhatabı, eşbaşkanlarımız ve milletvekillerimiz değil, İzmir’den Van’a bu dava için mücadele eden, HDP'ye oy veren herkestir.
Dilini lağıma dolayan zata sadece bir şey söyleyeceğim; dervişin fikri neyse zikri de odur. Belli ki aklı lağımda olduğu için dili de lağımda. Güzel bir fıkra var. Hocaya soruyorlar, “Hocam tuvalette sakız çiğnemek caiz midir?” Hoca cevap veriyor: “Dinen bir sakıncası yok. Ama bilmeyen, başka bir şey çiğnediğinizi sanabilir.”
- Arkadaşlarımız aslanlar gibi gitti
Hayvanlar aleminden söz etmek bir tarım bakanına yakışır, çünkü ahırlardan da sorumlu. Kendisi, ülkeyi aslında kimin dingonun ahırına çevirdiğini biliyor. Ama bu hayvan benzetmelerinde daha ileri gitmesinler. Bizim arkadaşlarımızın, aslanlar gibi gittiğini .ok iyi biliyorlar. 17-25 Aralık’ta kimin nereye saklandığını da tarih yazacak. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı, gece arayıp ulaşamadığı Genelkurmay Başkanını gündüz Meclis’e getirip kahramanlar gibi alkışlatmasının da Türkiye’nin darbe pratiğinde ne anlama geldiğini biliyoruz.
- Dernekler mühürle açılmadı ki mühürle kapansın
Toplumsal hareketler, toplumsal kazanımlar kalıcıdır. Dernekler gasp edilebilir ama yasalarla kazanılmayanların mühürlerle geri alınamayacağını iyi biliriz. Dernekler mühürlerle açılmadı ki mühürlerle kapansınlar.
Kıblelerini anket firmalarına göre ayarlayanlar nasıl bir hata yaptıklarını anlayacaklar. Ama bunu sağlayacak olan, bizim çabamız, çalışmamızdır. Kendi eksiklerimizi giderip kararlılıkla yol yürüdükçe, hiçbir baskın, hiçbir rehin almanın onların istediği sonucu sağlayamayacağını onlar da göreceklerdir. Zor zamanlarda önemli olan kuyunun derinliği değil, ipin uzunluğudur. Baskıları göğüsleyecek olan örgütlülüğümüzle ilgili çalışma yaparsak, her durumda biz kazanırız. Ve öyle inanıyoruz. Mutlaka kazanacağız.
13 Kasım 2016