
Mardin Milletvekilimiz Ali Atalan, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Hükümet'in çatışmalarda yıkılan şehirlerdeki inşaat çalışmalarını eleştirdi. Konuşmasına 13 yıl önce öldürülen Uğur Kaymaz'ı anarak başlayan Atalan, şu ifadeleri kullandı:
"Memleketin sokaklarında güler yüzlü çocuklarız
Kan yüzlü bulutlar canımızı alıyor
Biz Mezopotamya çocuklarıyız
Barış güvercinleriyiz
Size göre ise bir can
Bazen hatırlayın bizi
Yüreğinizde yer açın bize"
Bu sözler Uğur Kaymaz adına yaptırılmış heykelin üzerinde yer alan sözler idi. "İdi" diyorum çünkü Kızıltepe'de Uğur Kaymaz'ın anısına yaptırılmış olan heykel geçtiğimiz Haziran ayında, atanan kayyum tarafından kaldırıldı. Bundan tam 13 yıl önce 21 Kasım 2004'te Uğur Kaymaz ve kamyon şoförü olan babası Ahmet Kaymaz evlerinin önünde öldürüldü. 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur, kamuoyuna terörist olarak yansıtılmak istendi.
Avuçlarında güvercin bulunan çocuk heykelinin kime, ne zararı vardı?
Uğur'un ve babasının failleri hâlen bulunmuş değil. Geride bir de acılı bir anne var. Kızıltepe Belediyesi'ne bağlı Eğitim Destek Evi'nde on iki yıl temizlik işçisi olarak çalışan anne Makbule Kaymaz geçen yıl bu tarihlerde yani oğlu Uğur'un ve eşinin öldürülmesinin yıl dönümünde bir KHK ile işten çıkarıldı. Hükümet'ten biri çıksın bize açıklasın: Oğlunu ve eşini kaybetmiş bu kadın neden işten atıldı? Avuçlarında güvercin bulunan 2 çocuk heykelinin kime, ne zararı vardı, bu heykel neden kaldırıldı? Anlam veren varsa buyursun, bize açıklasın. Kürt toplumu için önemli şahsiyetlere ait heykeller, meydan ve park isimleri kayyumlar tarafından kaldırılmaya, değiştirilmeye devam ediliyor. AKP'nin halka hizmet anlayışı maalesef budur.
Bölge halkına, kültürüne uygun olmayan evler ve borç dayatılıyor
Kürtlerin tarih bilinci ve belleğine saldırı sadece bununla da sınırlı değil. Bakın Şırnak'a, Cizre'ye, Nusaybin'e, Yüksekova'ya. Sokağa çıkma yasaklarından sonra yüzlerce evin yıkıldığı bu yerlerde TOKİ konutlarının yapımı halen sürüyor. Bu konutlar bölge halkının yaşam tarzı ve yerleşik kültürüne tamamen aykırıdır. Üstelik bu konutlar uzun vadeli borç yükü içermekte ve zorla imzalatılan belgeler karşılığında verilmektedir. Daha açık bir şekilde söylemek gerekirse, Hükümet diyor ki: "Senin evin hasar gördü, bunu yıkıp onun yerine senin kültürüne aykırı, uygun olmayan tarzda bina edeceğiz. O binadan sana vereceğim daire için de seni uzun vadeli borç yükü altında bırakacağım."
Sağlam eve yıkım kararı, hasar gören ev eşyaları için TOKİ şartı
Evi sağlam olan yurttaşın evi içinse yıkım kararı çıkarılıyor, sonra da yurttaş TOKİ'ye mecbur bırakılıyor. Peki, bitti mi acaba bu yanlış siyaset? Hayır. Yurttaşa hasar gören ev eşyaları için ödeme yapılması karşılığında TOKİ konutlarından daire alınması şartı koşuluyor. Bu mu Sayın AKP Milletvekilleri, Sayın AKP Hükümet yetkilileri, sizin adalet anlayışınız bu mu?
Cenazelerin üzerine bina yapıp, cenaze sahiplerini o binalara yerleştirmek istiyorsunuz
Sokağa çıkma yasaklarıyla mağdur ettiğiniz halkı borç yükü altına sokmanız bir yana, hâlen oradan cenazeler, insan kemikleri çıkarılıyor. Nasıl bir ahlak anlayışı egemen ki cenazenin üzerine bina inşa ediliyor. Bir de o cenaze sahiplerinin akrabaları o binalara yerleştirilmek isteniyor.
Her aileye kayyum atasanız da kazanamayacaksınız
Allah'tan korkun… Gerçi siz korkmuyorsunuz Allah'tan. Siz, bize göre bu kafayla değil belediyelere kayyum, her eve, her aileye kayyum atasanız da kazanamayacaksınız.
21 Kasım 2017