Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu karma komisyona sunduğumuz muhalefet şerhi

Ağrı Milletvekilimiz Leyla Zana'nın milletvekilliğinin düşürülmesini gündemine alan TBMM Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu karma komisyona sunduğumuz, Iğdır Milletvekilimiz Mehmet Emin Adıyaman'ın hazırladığı muhalefet şerhi:

TBMM ANAYASA VE ADALET KOMİSYONU ÜYELERİNDEN KURULU KARMA KOMİSYONUNDAN SEÇİLEN ÜYELERLE KURULU 3  NUMARALI HAZIRLIK KOMİSYONU MUHALEFET ŞERHİ

GENEL DEĞERLENDİRME:

1980 darbesinin bir ürünü olan yemin metni, demokratik, laik, sosyal hukuk düzeni ve çağdaş temsili demokrasinin ruhuna ve felsefesine aykırıdır. Darbe iradesinin ürünü olan yemin metni yıllardır halk iradesi ve meclis üzerinde tekçi, otoriter ve totaliter ifadeler ile adeta darbenin ruhunu ve felsefesini devam ettirmektedir. Egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait olması, hukukun üstünlüğü, demokratik cumhuriyet, temel hak ve özgürlükler gibi değerlerle taban tabana zıt olan yemin metni, Türkiye toplumunun özünü oluşturan çoğulculuğun, çok renkliliğin, çok kültürlülüğün, çok sesliliğin, çok inançlılığın gerçeğine aykırıdır. 1980 darbesinden bu yana 37 yıl geçmesine rağmen darbenin ruhu ve gölgesi halk iradesinin tecellisi olan TBMM üzerinde varlığını hala sürdürmektedir.

Her dönem tartışmakonusu ve sorun olarak milletvekillerinin karşısına çıkan yemin metni aradan uzun yıllar geçmesine ve meclisin büyük çoğunluğu tarafından hazm edilmemesine rağmen darbeci zihniyetin ürünü  olan tekçi, totaliter ve Türkiye gerçekliğine uymayan yemin metni değiştirilememiştir. Anayasayı yapan darbeci zihniyet, seçilmişleri vesayet altına alma, iradelerini yok sayma, toplum karşısında küçük düşürme, aşağılama, itibarsızlaştırma temelinde yemin metnini dayatmıştır. 

Sayın Leyla Zana’nın özgün durumu bir “askı hali” ve parlamento tarihinde bir ilktir. Temsili demokrasi, halk iradesi ile seçilen parlamento üyesi milletvekilleri şahsında kristalize olup somut ifadesini bulmaktadır. Seçmenin tercihi ve iradesi ile seçilen milletvekilleri şahsında milyonlarca seçmenin iradesine saygı en başta temsil görevini üstlenen seçilmişlere düşer.

Kendilerini seçen meşru iradeye saygı duymayan, milletvekilini ve temsil ettiği halk iradesini darbe hukukunun ve darbecilerin iradesine teslim eden bir meclis kendi meşru zeminini yok saymış olacaktır. Milletvekilleri halk tarafından seçilen halkın iradesini, talep ve arzularını parlamentoya taşıyan hiçbir erk, otorite ve gücün etkisi altında kalmadan sadece halka karşı vicdani, ahlaki ve siyasi sorumluluğu bulunan özgür kişiler olmak durumundadır. Milletvekilleri “kutsallaştırılan Ceberut devletin” bir memuru değildir.  Seçilmişleri, darbecilerin halka rağmen halka dayattığı “kutsal devletin” bir hizmetkarı, emirkulu konumuna sokmak özgürlükçü demokratik hukuk düzeniyle bağdaşmaz.

Geçmiş dönemlerde darbeci zihniyetin ürünü olan yemin metninden dolayı pek çok sıkıntılar yaşanmış, milletvekilleri hukuka ve demokratik düzene aykırı bir şekilde cezaevlerine tıktırılmış,hukuksuzca cezalar verilmiş, ancak bugüne kadar anayasaya, demokratik hukuk düzenine, temel hak ve özgürlüklere, TBMM‘nin meşruiyetine ve Türkiye realitesine aykırı olan yemin metni varlığını korumuştur.

Yurttaşına saygı duymayan, iradesini yok sayan, seçilmişleri terbiye edeceğini sanan,seçilmişleri kendi memuru gibi düşünen darbe zihniyetinin ürünü olan yemin metni ve anayasa siyasi bir uzlaşı ile tümden değiştirilmelidir. Türkiye halklarının hak ettiği çağdaş, özgürlükçü, insan haklarına dayalı çoğulcu bir anayasa yapılmalıdır. Seçilmişleri iştimaya sokan, esas duruşa geçiren, iradelerini hiçleştiren yemin metni, gelecekte yeni sorunlar ve meclis üzerinde darbe ruhunu üretmeye devam edecektir.                                                   

ANAYASAYA AYKIRILIK

1- Siyasi saiklerle hareket etme :Anayasa ve içtüzük gereğince kurulan komisyonlar inceleme konusu talebin siyasi saiklere dayanıp, dayanmadığını incelemek ve  yetki ve görevlerinde olup olmadığını tetkik etmek zorundadır. Temsili demokrasinin doğal sonucu olarak mecliste oluşan aritmetiğe göre meclis çoğunluğunu oluşturan iktidarın muhalefeti baskı altına alma, anayasayı ve içtüzüğü iktidar çoğunluğunun çıkarlarına göre yorumlama ve siyasi saiklerden hareketle muhalefeti baskı altında tutmak demokratik hukuk sisteminin ve temsili demokrasinin özüne aykırıdır. Hukuku eğip bükerek araçsallaştırma ve bu şekilde teamül oluşturma gelecekte meclis çoğunluğunu elde eden iktidarlar tarafından muhalefete karşı kullanma fırsatı yaratacaktır.

Meclisin 3. Büyük partisi olan Halkların Demokratik Partisini zayıflatma, etkisiz kılma, demokratik siyaset zemininden atma çabası 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana süregelen bir tutum olarak devam etmektedir. HDP milletvekilleri devamsızlık veyaaraçsallaştırılan yargı eliyle milletvekillikleri hukuka aykırı bir şekilde düşürülmekte ve düşürülmeye devam etmektedir. HDPEşgenel başkanları dahil olmak üzere 10 milletvekili hukuka aykırı bir şekilde halen araçsallaştırılan yargı eliyle rehin tutulmaktadır. Tamamen siyasi saiklere dayanan bu gelişmeler Ağrı Milletvekili Leyla ZANA’nınspesifik durumu içinde bir kez daha karşımıza çıkmıştır.

TBMM başkanlığının sayın Leyla ZANA’nın genel kurulun 212 bileşimine katılmamasına bağlı devamsızlık tezkeresinin karma komisyon ve hazırlık komisyonunda görüşülmesi talebi açıkça siyasi saiklere dayanmaktadır.

2- Karma komisyonun görev ve yetkisi: İçtüzüğün 35.maddesi komisyonların görev ve yetkilerini, hangi hususları inceleyeceklerini düzenlenmiştir. Yemin etmediğinden veya yemini geçersiz sayıldığından genel kurul bileşimlerine katılamayan milletvekilliğinin durumu “askıda hali”dir. Dolaysıyla milletvekilliği sıfatından kaynaklanan yasama faaliyeti hak ve görevlerini yerine getiremeyen(yeminin geçersiz deyip genel kurula katılması engellenen) milletvekiline anayasa ve içtüzükte bulunmayan bir yaptırım(devamsızlık) uygulamak komisyonun yetki ve görevinde değildir. Komisyonyetkisizdir.

3- Anayasaya ve içtüzüğe aykırılık: Milletvekilliği, sandıktan çıkan halkın oylarıyla elde edilen ve kazanılan bir hak ve sıfattır. Demokratik hukuk sistemlerinde sandığa yansıyan halk iradesiyle milletvekilliği sıfatı kazanılır ve yine halkın iradesiyle geri alınır. Anayasa 81.madde ve içtüzüğün 3.maddesi seçimle kazanılan milletvekilliğinin yemininin kabul edilmemesi veya yeminden imtina etmesinin bir yaptırımı düzenlenmemiştir. Milletvekilliğinin devamsızlığının oluşabilmesi için yemin işleminden sonra iradi olarak bileşimlere katılmaması durumunda gerçekleşebilir. Yemini geçerli kabul edilmeyen milletvekilinin genel kurula katılamayacağı, katılması durumunda ise başkanlık divanınca engelleneceği bilinmektedir. Hal bu iken başkanlık divanının yasama faaliyetlerine katılması engellenen milletvekilinin bu kez devamsızlık gerekçesi ile milletvekilliğinin düşürülmesi talebi temel hukuk mantığı ile bağdaşmamaktadır. Bu durum kendi içinde çelişkidir. Zorlama ve sübjektif yorum ve siyasi saiklere dayanan başkanlık tezkeresi anayasaya ve içtüzüğe aykırıdır.

ESASA İLİŞKİN 

1- Ağrı Milletvekili Sayın Leyla ZANA 07 Haziran 2015 tarihli milletvekili seçimleri sonrasında edilen yeminde meclis geçici başkanlığında bulunan Sayın Deniz BAYKAL’ın başkanlığında yemin etmiş, yemini geçerli kabul edilerek 25.dönem milletvekili olarak mecliste yeralmıştır. Ancak 1 Kasım 2015 tarihinde yenilenen milletvekili seçiminde yeniden Ağrı Milletvekili seçilen Sayın Leyla ZANA yine geçici meclis başkanlığında bulunan Sayın Deniz BAYKAL’ın başkanlığında bir önceki yeminini aynen tekrar etmiştir. Bu kez yapılan yemin geçersiz sayılmıştır. 7 Haziran’da geçerli yeminin aynı başkan tarafından bu kez 1 Kasım’da geçersiz sayılması tamamen günün konjonktürüne göre ve siyasi baskı altında verilen sübjektif bir karardır.

Sayın ZANA yemin metnini aynen okuyarak “ Türk” yerine her iki yemininde de “Türkiye”kelimesini kullanmıştır. Aynı kelimenin 7 Haziran’da edilen yeminde geçerli, 6 ay sonra 1 Kasım’da geçersiz sayılması kendi içinde çelişki içerdiği gibi kararın siyasisaiklere dayandığı da açıktır. Oysa Yemin metninin bütünselliği, yeminle istenilen amaç ve sonuç düşünüldüğünde, yemin metni içerisinde “Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” ile“Büyük Türkiye milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim” arasında bir fark ve anlam yitimi olmadığı gibi “Büyük Türkiye Milleti”nin yeminin özüne ve Türkiye realitesine daha uygun olduğu ortadadır.

2- TBMM 24.dönem anayasa uzlaşma komisyonunda yemin metninin değiştirilmesi hususunda dönemin siyasi parti grupları arasında konsensüs sağlanmış ancak anayasa’nın tümü üzerindeki değişiklikler konusunda uzlaşma sağlanamadığından yemin metni değiştirilememiştir. Mevcut yemin metninin darbe ürünü olduğu değiştirilmesi gerektiği hususunda meclisin büyük çoğunluğunda zımni bir uzlaşma mevcuttur.

3- Anayasa’nın 81.maddesi ve içtüzüğün 3.maddesi milletvekilinin nasıl yemin edeceği  hususunu düzenlemiş ancak yeminden imtina veya yeminin geçersiz sayılması  durumunda bir yaptırım öngörmemiştir. Sayın Leyla ZANA’nın mevcut durumu hukuksal açıdan parlamento tarihinde bir ilktir. Bu itibarla siyasi saik ve zorlama yorumla anayasa  ve içtüzüğe aykırı verilecek bir karar hukuka aykırı bir teamülün oluşmasına neden olacaktır.

4-  İçtüzük3. Maddenin yemin tarihindeki düzenlemesinde yeminin geçersiz sayılması veya imtina durumunda bir yaptırım düzenlememiştir. Değiştirilen 3. Maddesinin yeni düzenlemesinde “milletvekilleri and içerek göreve başlarlar. And içmekten imtina eden milletvekilleri, milletvekili sıfatından kaynaklanan haklardan faydalanamazlar” demek suretiyle yemin etmekten imtinanın sadece milletvekili sıfatından kaynaklanan haklardan yararlanamayacağı müeyyidesini getirmiştir. İçtüzükte yapılan yeni değişiklikte dahi milletvekilliği sıfatı ile bu sıfattan doğan hakların kullanımı ayrımını yapmıştır. Bu değişiklikten de anlaşılacağı gibi milletvekilliği sıfatı seçimle ve sandıktan çıkan halk iradesi ile kazanılan bir sıfattır. Yeminin geçersiz sayılması veya yeminden imtina sadece bu sıfattan doğan hakların kullanılmasına imkan vermemektedir. Dolaysıyla siyasi saik veya zorlama bir yorumla yeminin geçersizliğini devamsızlık yaptırımına bağlamak hem anayasanın hem içtüzüğün amacına ve ruhuna aykırıdır.

5- Sayın Zana ile ilgili durum bir “askı hali”dir. Sayın Zana’ya bir yandan“Yemininiz geçersiz yasama faaliyetlerine katılamazsınız” deyip diğer yandan “Yasama faaliyetlerine katılmayıp devamsızlık yaptığınız için vekilliğinizi düşürüyoruz” demek abesle iştigaldir. Öncelikle Sayın Zana’nın devamsız sayılabilmesi için yemin prosedürünün tamamlanması ve yeminden itibaren SayınZana’ya bir sorumluluğun yüklenmiş olması gerekir. Yasama faaliyetlerine katılımı kabul edilmeyen milletvekiline katılmamaktan dolayı sorumluluk ve yaptırım yüklemek sorumluluk ilkesine aykırıdır.

-Yemin metninde olası bir değişiklik durumunda Başkanlık tezkeresindeki devamsızlık iddiası anlamsız kalacağı gibi

- Sayın Zana’ın örneğin yarın gelip “Türkiye” yerine “Türk” kelimesini kullanarak yemini tekrarlaması halinde yine devamsızlık iddiası anlamsız kalacaktır.

Yukarıda izaha çalıştığımız gerekçelerle TBMM başkanlığının sayın Leyla Zana’nın devamsızlık nedeniyle milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin karma komisyona gönderdiği tezkerenin Anayasa ve iç tüzükte dayanağı bulunmadığı gibi karma komisyonunda yetkisi yoktur.

Yukarıda izaha çalıştığımız gerekçelerle

Sayın hazırlık komisyonunun raporuna katılmıyoruz.

Mehmet Emin Adıyaman
Iğdır Milletvekili
9 Kasım 2017