Van İl Örgütümüzün, "Yeni Yaşam" sloganı ile düzenlediği 1'inci Olağan Kongresi, Van Kongre ve Fuar Merkezi'nde on binlerin katılımı ile yapıldı. Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, bölge milletvekillerimiz, MYK ve PM üyelerimiz ile Van ve çevre il, ilçe örgütlerimiz ile DBP örgütleri, DTK, Rojava Heyeti, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Barış Anneleri Meclisi, DÖKH, MEYADER, TUYAD-DER yöneticileri, DBP'li belediye eş başkanları, yazar, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 7'den 70'e on binlerce yurttaşımızın katıldığı kongre büyük bir coşku ile geçti.


Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın konuşmasından parçalar:

Her kongre, her genel kurul yeniden büyümenin, güçlenmenin vesilesidir. Bugüne kadar Van’da siyasi çalışmalarımızda önemli aşamalar kat ettik. 90’lardan bu yana büyük uğraşlarla fedakarlıklarla 10 binlerce arkadaşımızın çabasıyla görkemli siyasi hamleler yürüttük. Halkın desteğiyle, sizlerin taleplerine layık olabilmek için önemli çalışmalar yürüttük.

Şimdi öyle bir aşamaya noktaya geldik ki, yıllardır sürdürdüğümüz bu mücadelenin siyasi olarak doruk notasına sıçrama şansını yakaladık. Sadece bölgede değil, Tekirdağ'da da, Trabzon, Artvin'de, Aydın'da, İzmir'de de halkın umudu HDP üzerinde yoğunlaştı. Bizler yıllardır sürdürdüğümüz mücadelenin yarattığımız değerlerin ve gücün şimdi bütün halklar, inançlar, yoksullar, emekçiler için bir umut haline geldiğini görüyoruz.


HDP tüm kesimlerin partisidir

Artık Türkiye’de AKP zulmü, AKP tekçiliği karşısında bir tek umut var. Geri kalan partiler ne heyecan yaratabiliyorlar, ne umut yaratabiliyorlar. Türkiye’nin bütün ezilenleri gözünü bize dikmiş durumda. O nedenle tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Sadece Türk, Kürt halkının değil, Arap’ın, Boşnak’ın da, her bir yurttaşın umudu haline geldik. Bu umudu çoğaltan, bu günlere taşıyan sizlersiniz. Bu mücadelenin öncülüğünü yapan başta şehitlerimiz olmak üzere bu halkın kahramanlarıdır.

Biz emek üzerine, değerler üzerine büyümüş bir partiyiz. Bütün Türkiye farkımızı görüyor, bütün ezilenlerin partisi siyasi temsilcisi olmak için önümüzde büyük bir fırsat var. HDP, adı üstünde, bütün halkların ortak partisidir. Adaletli, eşit bir toplumda özgürce, barış içerisinde kardeşçe yaşama ilkelerini benimseyen herkes bu partinin sahibidir. Türk olduğuna, Kürt olduğuna bakmayız. Arap mıdır, Çerkes midir ona bakmıyoruz. Önemli olan her şeyden önce insani değerleri ne kadar hissettiğidir.

HDP’nin bütün Cumhuriyet tarihi boyunca hiç bir partinin ağzına bile almaya cesaret edemediği sırrı budur. Partimiz, tüm ezilenlerin ortak noktası olma iddiasıyla yola çıktı. Bizler bu mücadeleyi ortak, el ele herkesin hakkı kendine teslim edilinceye kadar yürütmeye karar vermiş halklar olarak iddiamızı Türkiye’yi yönetmek üzerine kurduk.

Tüm mezhepler, inançlar olarak ayrımız gayrımız olmayacak. Aramızda Ezidîler, Süryaniler, Hıristiyanlar var, bizim için onun mezhebi, dini fark etmez. Alevi, Süryani olduğumuz için eziliyorsak birbirimize sahip çıkacağız. Biz sadece Alevilerin ya da Sünnilerin partisi olamayız, hepsinin ortak partisiyiz.


Eski tarzla çalışan HDP’yi anlamamış demektir

Bu kongreyle birlikte şunu da bileceğiz ki, Van’da büyüme hamlesi geliştirmemiz lazım. Bugüne kadar gitmediğimiz, bize küsmüş olan kim varsa, bize mesafeli duran kim varsa, bizi anlamamış ya da kendimizi henüz anlatamadığımız kim varsa, bir defa değil, on defa evine gideceğiz. Kendimizi anlatacak, ikna edene kadar onun derdiyle dertdaş olana, HDP’nin onun da partisi olduğuna ikna edene kadar çalışacağız. Hangi arkadaşımız eski tarzla, eski anlayışla çalışmaya devam ederse, bilsin ki HDP’yi anlamamıştır.


Devleti ele geçirmek için değil, ele geçirilmiş devleti halklara iade etmek için geliyoruz

Artık Türkiye’de halkların iktidarını kurma zamanı geldi. Ankara’da, Van’da da olsa hiç fark etmez, eğer biz iktidar olacaksak kimsenin bizden korkmaması lazım. Biz devleti ele geçirmek için, HDP hegemonyasını kurmak için iktidara gelmeyeceğiz. Biz iktidara geldiğimizde tüm halklar “Evet, bu iktidarda ben de varım” diyecek. Biz iktidara geldiğimizde Aleviler korkmayacak, çünkü Aleviler de iktidara gelmiş olacak. Bizim işte AKP’nin yalanlarından, AKP’nin iki yüzlülüğünden temel farkımız bu olacak. Biz devleti ele geçirmek için iktidara yürümüyoruz, devleti ele geçirenlerden devleti geri alıp halka vermek için iktidara yürüyoruz.


Kadınlar Sağlık Bakanı’ndan daha iyi bakanlık yapar

Sağlık Bakanı, hiç merak etme kadınlar senden daha iyi Sağlık Bakanlığı da yapar. İşte kadını süs gibi gören, "Sadece çocuk doğursun, çocuk baksın" mantığıyla hiçleştiren zihniyeti yıkmak için de HDP’nin büyümesi lazım. Bizler ana kimliğini, kadın kimliğini yok sayıp da ona zulüm yaptıkça asla onurdan, haysiyetten bahsedemeyiz. Kadını köle olarak gören erkekler, kendisi de kölelikten kurtulamaz. Kadının ve erkeğin kurtuluşu ancak birlikte olur. Bütün kesimlerin partisiyiz derken Alevinin, de Sünninin de, kadının da erkeğin de partisiyiz.


Zengin topraklarda yoksulluk kaderimiz değil

Değerli genç arkadaşlarım, partimizin her yerde kararlılıkla savunması gerektiği bir başka konu da yoksulluk meselesidir. Biz bütün mezheplerin, işçilerin, çiftçilerin, işverenlerin de ortak partisiyiz. Alnının teri, emeğiyle geçinenler, yani hırsızlık yapmayan, evinde para sayma makinesi olmayanların partisiyiz. Onların hakkını hukukunu her yerde savunmak hepimizin işidir. Çünkü biz, yoksulların emeği üzerine kurulmuş bir partiyiz.

Yoksulluk, işsizlik, açlık kaderimiz değil. Analarımızdan yoksul doğduk diye çocuklarımız, torunlarımız da yoksul olacak diye bir şey yok. Yer altı ve yer üstü zenginliklerinin olduğu bir hazinenin üzerinde yoksul olmayacağız. Zengin topraklar üzerinde, muazzam zenginliğe sahip olan bir hazinenin üzerinde yaşayan yoksullar olarak kalmayacağız. 10 kişiden 6'sı işsiz. Yoksulluk ve işsizlik buranın yaşam tarzı olmuş. Bölgenin tamamı böyle. Türkiye'nin en yoksul kentleri, en işsiz şehirleri. Diyorlar burada PKK savaş başlattığı için geri kaldı buralar. 1927 rakamlarına göre de buralar geri, sonraki dönemlerde de bu böyle. Sayın Öcalan anasından doğmadan da buralar yoksuldu, işsizdi, perişandı.


Zenginliğimiz bizim olacak

Neden Kobanê üzerinde bu kadar büyük savaş veriliyor? Çünkü bu coğrafya dünyanın en zengin, en varlıklı yerlerinden biridir, paylaşamıyorlar. Yüzyıllardır paylaşamıyorlar. Sınırlar çiziyorlar, birbirlerine peşkeş çekiyorlar, bizi birbirimize düşürüp yıllarca iç savaşlar yaratıyorlar. Onlar dediğim de çok uzakta değil, bir kısmı Ankara’da, İstanbul’da, İngiltere’de, Amerika’da, İsrail’de.

Bu zenginliğin üzerinde binlerce yıldır yaşayan biziz. Petrol bizim, su bizim, hava bizim, gaz bizim ama yoksulluğu çeken biz. Bunu değiştirecek irade lazım bu ülkeye. Bunu değiştirecek güç lazım bu ülkeye.

Bizim elimizde sihirli değnek yok ama şunu biliyoruz, çalmayınca çırpmayınca halka bağlı olunca çözemeyeceğimiz sorun yok. Türkiye’nin kaynakları, zenginliği herkese yeter. Türkiye’de üretilen malların ve paranın adil dağılımı sağlansa tek bir yoksul kalmaz. Ama ülkede üretilen malların %80’i, %20’ye dağılıyor. Ülkeye adil dağılım sağlansa tek bir yoksul, işsiz kalmaz.


Özerklik bölünme değil, kurtuluştur

Bu düzeni sizi yönetime katacak özerk yönetimlerle değiştireceğiz. Özerk yönetimler bölünme değil, demokratik kurtuluştur. Demokratik özerklik, doğru anlatırsak, işçinin, çiftçinin, herkesin sahip çıkacağı bir projedir. Ürettiklerinizin ve ülke ekonomisine kattıklarınızın bir kısmının burada kalmasını istiyoruz. Yatırım mı yapmak gerekiyor, buranın meclisi karar verecek. Sizler o zaman kendi sorunlarınızı daha rahat çözeceksiniz. Ama şimdi kararı Ankara veriyor.

Ankara buraya o kadar uzak ki sizin yoksulluğunuz, açlığınız onun umurunda bile değil.


Tek ampullük sistemi yıkacak tek güç HDP

Başka hiçbir partinin böyle bir projesi yok. HDP’nin iktidara gelmesini bu yüzden istemiyorlar. AKP, varsa yoksa tek adam. Başka kimsenin bu ülkede siyasi otoritesi yoktur, haşa neredeyse kendini yaradanın yerine koyacak. Bütün ülkeyi kendi malı gibi görüyor. Geçen günlerde bir kadın gazeteci onu eleştirin bir tweet attı, anında gözaltına alıp karakola götürdüler. TÜSİAD başkanını gördünüz, "Bir ülkede işverenin muhatabı Başbakandır," bunu söylüyor. Genç sanatçı Barış Atay’ı, AKP’nin Sağlık Bakanını eleştirdi diye linç ediyorlar. Kim onu eleştirirse muhafızlar hazır, hemen tutuklayın içeri atın kim kafa tutarsa tek adamlığına. Emniyet, hakimler, savcılar, medya hemen harekete geçiyor, anında linç ediyorlar. İşte HDP bu tek adamlık, tek ampullük düzeni yıkacak tek siyasi güçtür, bu yüzden HDP’den korkuyorlar, bu yüzden durdurmak istiyorlar HDP’yi.


Başbakan, sende cesaret mi var

Ülkenin Başbakanı bile Cumhurbaşkanına boyun eğmiş durumda. Cumhurbaşkanı anayasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulunu toplayacakmış. Cumhurbaşkanının bu yetkisi var ama, yasada diyor ki: "gerekli gördüğü hallerde." Ben şimdi Davutoğlu’na soruyorum, sen Başbakansın, Bakanlar Kurulunun da başkanısın. Senin kabineni Erdoğan sarayında neden toplayacak? Neden gerek duydu? Çünkü anayasa diyor ki "gerekli gördüğü hallerde." Peki neden gerekli gördü, bunu bilmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı, Başbakan bunu açıklamalı. Aksi takdirde Anayasa’ya aykırı bir işlem yapmış olacaklar. Fakat Başbakan, Tayyip Erdoğan’a bunu soracak cesarete sahip değil ki. Çünkü kendini Başbakan olarak görmüyor ki. Ülkeyi sarayından Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor. Değişen hiç bir şey olmadı. Değişen nedir? Kendine 1.150 odalı saray yaptırıp saltanat kurma hayallerinin adımını attı. Değişen bu. Halen partiyi, medyayı kendisi yönetiyor.

Bizler böylesi bir sistemi, demokrasiye aykırı bir sistem olarak görüyoruz, bozacağız bu sistemi. Biz iktidara gelirsek tek adam diye bir sistem olamayacak. Hep birlikte yöneteceğiz. Biz iktidara gelirsek yetkilerimizi yerele devredeceğiz. Sarayda yaşamayacağız. Devlet hazinesinin soyulmasına izin vermeyeceğiz. Soygunculardan hesap sorup, fitil fitil burunlarından getireceğiz.


Seçime nasıl gireceğimiz konusunda akıl vermeyin, seçimde oy verin

Toplumun bütün kesimlerini siyasete ve yönetime katmak zorundayız. Yaşı önemli değil. Eğer ruhu ile bu partiye destek olmak, mücadeleye kendini katmak istiyorsa kapılar açık ama bu ilkelere bağlı olmak zorundadır.

HDP Türkiye nüfusunun %12’sini oluşturan engelli kardeşlerimize siyasette ön açacak projelerle gelecek. Engelli kardeşlerimiz, HDP’yle meclise girecek ve haklarını orada çatır çatır savunacak.

Bizim başörtülü milletvekillerimiz olacak. Alevi milletvekillerimiz olacak. İşçi, köylü, işveren, esnaf milletvekillerimiz olacak. Genç olacak. Bizler eğer geleceğimizi gençliğe teslim ettiysek, genç bir meclis grubuyla HDP önümüzdeki dönem ülke siyasetine damgasını vuracak.

Şundan emin olun, anketler elimizde, baraj sorunumuz yoktur. Bizi baraj altı gibi göstermeye çalışanlara aldırmayın. Biz Türkiye’nin büyüyen gücüyüz. Baraj altında kalacağız diye sanki bizi çok seviyorlarmış gibi nasihatte bulunanlar var, bağımsızlarla girelim diye. Onlara seslenmek istiyoruz: Bize akıl vermeyin kardeşim, oy verin. Bizde yeterince akıl var. Gelin siz de bu mücadelenin içinde yer alın.

İzmir’de de, Kayseri’de de, Amasya’da, Antalya’da da aynı şeyleri söylüyoruz; kimseyi aldatmadan, herkesin inancına, kimliğine saygı duyarak, sahiplenerek barışı inşa edecek gerçek güç biziz. Emin olun gücünüz varsa barış olur. Güçsüzün güçlüyle yaptığı müzakereden adalet çıkmaz. HDP o yüzden 2015 seçimlerinde ne kadar büyürse ülkeye barışı getirmek o kadar kolay olacak. Barışı el ele vererek biz kuracağız.


AKP ampulünün tarihi geçti

Bir daha altını çizmek istiyorum, bize oy vermemiş yerlere gideceksiniz arkadaşlar. Bizden kaygı duymuş, küsmüş insanlara gideceksiniz. Selamlarımızı, kardeşlik duygularımızı barış mesajlarımızı götüreceksiniz. "Biz bu ülkeye gerçek adaleti, barışı getirecek partiyiz. Gelin birlikte halk iktidarını kuralım" diyeceksiniz. Çünkü AKP’nin ampulünün son kullanma tarihi geçti. CHP’ye bakınca ondan heyecan duyan yok, ama HDP geleceğin iktidarını adım adım sabırla örüyor. Biz istiyoruz ki bunu hep birlikte yapalım. Bu yüzden her yere gitmelisiniz, ev ev dolaşmalısınız. Bunu yaparsak başarırız. Zamanı geldi.

Hırsızlar bile utanmadan sıkılmadan %50 oy alacağız diyorlar. Barış diyen, adalet diyen yoksuldan, emekçiden yana HDP mi utanıp sıkılacak? Bırakın yoksulun parasını çalanlar utansınlar sokakta gezmeye, siz sokağa çıktığınızda başınız dik olsun. Çünkü siz bütün halklar için mücadele yürüttünüz ve şimdi kazandıklarınızı Aydın’la, İstanbul’la, İzmir’le, Manisa’yla paylaşmak istiyorsunuz. Madem işsizliği biz çözeceğiz, yoksulluğa açlığa biz son vereceğiz, madem herkes özgürce yaşayacak dedik, bedel ödedik, işkence gördük, yılmadık ve bu yıllara geldik, biraz daha çalışacağız, 2015’te HDP’yi iktidara taşıyacağız.

Seçim barajını yıkacak olan sizlersiniz. Hazırsanız, AKP’nin saltanatına siz son vereceksiniz. Siz hazırsanız biz hazırız, Van hazırsa HDP hazırdır.

Hepimizin yolu açık olsun!


Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş'ın konuşmasının ardından tek liste ile gidilen seçimde HDP il eş başkanlığına Mehmet Veysi Dilekçi ve Derya Hayva seçildi.