Sokağa çıkma yasağı ve abluka Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tam 92 gündür devam etmektedir. Diyarbakır Valiliği’nce, hiçbir yasal ve Anayasal dayanağı olmadan 2 Aralık 2015’te ilan edilen ve asker, polis ve bir takım paramiliter güçlerin ortaklığıyla yürütülen son ablukada bugüne kadar kimliği tespit edilebilen 24 kişi yaşamını yitirmiştir. İnsanlığın ortak inanç ve kültür mirası olarak kabul edilen kutsal mekânlar harabeye çevrilmiş, ilçe yaşanmaz hale getirilmiştir.

Sur’da yaşananlar ve yaşanacaklar tüm insanlık ailesini ilgilendirmektedir. Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan ve insanlık tarihindeki en acımasız örneklerden biri olan Cizre Katliamı’nın Sur’da da tekrarlanmaması için ablukanın acilen kaldırılması gerekmektedir.

Bu amaçla, yurttaşların demokratik haklarını kullanarak Sur’da yaşanmakta olanların sonlandırılması için bugün Diyarbakır’ın her yerinden Sur’a yürümeleri çağrısı yapılmıştır. Bu çağrı karşısında ise AKP-Saray yandaşı medyada provokasyon senaryoları servis edilmektedir.

Gölge propaganda bakanlığı gibi faaliyet gösteren basın yapılanmasının uzantıları, özellikle Akşam ve Sabah adlı yayınlar, bu çağrıyı yapmış olan partimizi ve Eş Genel Başkanımız Sayın Demirtaş’ı hedef alan iddialar ortaya atmaktadırlar.

Aslında bu iddialar, bugün devletin karanlık güçlerinin ne tür bir hamle planladığını ortaya koymaktadır. Türkiye’nin yakın tarihindeki kitle eylemlerine yönelik çeşitli provokasyonların hangi devlet güçlerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Karanlık odakların provokasyon planlarını senaryolaştıran bu iktidar yandaşı yayınlar, yaşanacak her türlü olumsuzluğun iktidardan kaynaklanacağının da en açık göstergesini sunmaktadırlar.

Diyarbakır halkının politik sağduyusu ve kararlılığı, provokasyonlar karşısındaki özgüvenli duruşu defalarca test edilmiştir ve bu halk her seferinde bu sınavlardan yüzünün akıyla, boynu dik biçimde çıkmıştır. Olası bir katliamı önlemek için demokratik gösteri hakkını kullanmak provokasyon değildir. Tam tersine, bunu yapanların, ‘‘Bedelini öderler!’’ sözleriyle tehdit edilmesi provokasyondur. Krizin çözümü konusunda bütün diyalog kanallarını kapatanların, bizleri suçlaması ise aymazlıktır.

Hiçbir provokasyona mahal vermeden ve kararlılıkla Sur’daki ablukanın kaldırılması talebini yükselteceğiz. Sur ilçesinde 3 ayı geçmiş olan abluka kalkmalı ve hayatları tehlikede olan insanlar güvenli bir şekilde tahliye edilmelidir. Tüm ulusal ve uluslararası demokratik kurum ve platformlar, Sur’da yaşanan siyasi ve insani kriz karşısında tepkilerini açık bir şekilde ifade etmeli, bugün ve önümüzdeki günlerde Sur halkıyla dayanışmalarını sürdürmelidir.

Halkların Demokratik Partisi
Basın Bürosu
2 Mart 2016