AKP’nin kalkınma projeleri can almaya devam ediyor

Dün Trabzon’un Araklı ilçesi Yeşilyurt mahallesinde şiddetli sağanak yağış sonrası bir hidroelektrik santralinin (HES) borusu patlamış; oluşan sel suları nedeniyle resmi kaynaklara göre 2 kişi hayatını kaybetmiş, 6 kişi de sele kapılarak kaybolmuştur. Yöre halkı kayıp sayısının daha fazla olduğunu belirtmektedir. 

İktidar adına açıklama yapan Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, daha önce olduğu gibi, yaşanan felaket için “tamamen doğal, Allah’ın takdiri” ifadesini kullanmış, olayın HES ile ilgili olmadığını savunmuştur.

Yaşanan felaket ne “doğal”dır ne de “Allah’ın takdiri”. Yaşanan felaket AKP’nin 17 yıllık “kalkınma” politikalarının sonucudur. AKP’nin “kalkınma” anlayışı, vadilerimizi, derelerimizi, ormanlarımızı, parklarımızı, tarım alanlarımızı, meralarımızı, sermaye için bir  “kaynak” haline getirmektir. 

“Su boşa akıyor” diyen AKP’nin ilk icraatı, başta Karadeniz olmak üzere ülkenin bütün derelerini, nehirlerini enerji şirketlerine satmak olmuştur. Memleketin her yerini şantiyeye çevirmekle övünen AKP, Karadeniz’in vadilerinde, bir dere üzerine onlarca HES inşa ederek tam bir talan gerçekleştirmiştir. Sadece Trabzon’da 51 adet HES inşa edilmiştir. 5 adet HES yapım aşamasındadır. 27 HES projesi için lisans ve ön lisans verilmiş durumdadır.

Karadeniz’de artık her sağanak bir sele, heyelana neden olarak can almakta, ocak yıkmaktadır. Karadeniz Sahil Yolu Projesi’nden başlayarak, HES’ler, turizm yatırımları, Yeşil Yol Projesi, havaalanı, taş ocakları gibi sadece ve sadece Karadenizli müteahhitlerin, inşaat şirketlerinin kârlarını arttırmayı esas alan “yatırımlar”la Karadeniz’in doğası bozulmuştur. 

Karadeniz’in asıl felaketi AKP’dir, AKP’de cisimleşen politikalardır. Bu politikalar terk edilmedikçe vadilerimiz, ormanlarımız sermaye için bir “kaynak” olmaktan kurtarılmadıkça daha çok canın kaybedilmesi kaçınılmazdır. Yeni can kayıplarının engellenmesi için, “Karadeniz Sahil Yolu”nun yapımından “Yeşil Yol”a kadar, bölgede gerçekleştirilen yol, HES, maden, havaalanı, taş ocakları, inşaat gibi tüm yapılaşmaların yarattığı tahribatlara karşı, iklim koşullarındaki değişim de dikkate alınarak, acil tedbirler alınmalıdır. Bölgede süren taş ocakları kapatılmalıdır. Gelişi güzel yapılan yol çalışmalarına son verilmelidir. Kaçak yapılaşma durdurulmalı, doğa ve arazi koşullarına uygun olmayan yapılara karşı tedbir alınmalıdır. Dere yataklarını daraltan ıslah çalışmalarına ve yapılan istinat duvarlarına son verilmelidir. Yaylacılık ve turizm adına yaylalar, meralar, alpin çayırları yok edilmemelidir. 

Bir kez daha uyarıyor ve hatırlatıyoruz; dereler özgürdür özgür akacak.

Murat Çepni 
Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı 
19 Haziran 2019