AKPM Türkiye gözlemcilerinden çağrı: İnfaz değişikliğindeki ayrımcılığa son verin

COVID-19 salgını ve cezaevlerinde yaşanması beklenen sağlık krizi nedeniyle, AKPM’nin Türkiye gözlemcileri, Thomas Hammarberg ve John Howell Türk makamlarına çağrıda bulunarak mahkumların erken ya da şartlı tahliyesinin ayrımcı olmamasını ve siyasi nedenlerle cezaevinde tutulan mahkumları içermesini de istedi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

COVID-19 virüsünün cezaevlerinde yayılmasıyla mücadele etmek için Türk parlamentosunun Ceza İnfaz Kanunu'nda değişiklik yapmak için attığı adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Bu adımlar özellikle yaşlı ve hastalar ile hamile veya çocuklu kadın mahkumların dramatik durumunu da dikkate almalıdır.

İnfaz düzenlemesinde CPT’nin yakın tarihli açıklaması dikkate alınmalı

Bu değişiklikler ayrıca, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT)’nin, özellikle de aşırı kalabalık cezaevleri için üye devletleri özgürlükten yoksun bırakma alternatiflerini kullanmaya çağıran yakın tarihli açıklamasında dile getirilen endişeleri de dikkate almalıdır.

Ancak söz konusu değişikliklerin; siyasetçileri, gazetecileri, akademisyenleri, görevden alınan memurları, sivil toplum aktivistlerini; ifade ve toplanma özgürlüğünü kullandıkları için 'terörle ilgili suçlamalardan’ tutuklanan birçok kişiyi içermeyeceğini öğrenmenin dehşeti içindeyiz.

Biz TMK’nin kaldırılması çağrısı yaparken!

AKPM, son kararı da dahil olmak üzere Türk makamlarını, çok geniş bir kapsamla yorumlanan mevcut Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Kanununu yürürlükten kaldırılmasa bile revize etmeye defalarca çağırmıştı.

Bu ayrımcılık tutsakları akut ve riskli durumlara maruz bırakır

Bazı bilinen davalarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi veya Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi de gazetecilerin, politikacıların veya sivil toplum aktivistlerinin uzun süre gözaltında tutulmasını haksız bulan temel hak ihlalleri tespit etmişti. Bu nedenle, önerilen infaz değişikliklerinin siyasi gerekçelerle tutuklanan ve topluma tehdit oluşturmayanları sağlık ve güvenli yaşam koşullarından bilerek ve kasıtlı olarak mahrum bırakması düşünülemez. Böyle bir ayrımcılık insan hakları açısından kabul edilemez ve bu kişileri aşırı kalabalık cezaevlerinde sağlık açısından ek olarak akut ve riskli durumlara maruz bırakır ki bu onlara çifte ceza uygulamak demektir.

Ayrımcılıktan vazgeçin, yerel yönetimlerin tedbir almasına kolaylık sağlayın!

Bu eşi benzeri görülmemiş ve son derece zorlu bir dönemde, Avrupa'daki yetkililer tüm vatandaşlarının sağlığını ve yaşam hakkını sağlamak için alınan önlemlerden sorumludur. Bizler Türk makamlarını COVID-19 salgınıyla olan mücadelelerinde destekliyoruz ve bu nedenle onları, hapishaneler de dahil olmak üzere ayrımcılık yapılmaksızın virüsün yayılmasını önlemek için gerekli tüm acil önlemleri almaya teşvik ediyoruz. Bu temelde yetkili makamları, ilgili ve gerekli bilgilere erişim sağlamaya ve yerel yöneticiler tarafından başlatılanlar da dahil olmak üzere tüm girişimleri kolaylaştırmaya, önleyici tedbirleri artırmaya ve tüm vatandaşların, özellikle de en savunmasız olanların sağlık hakkına erişimini sağlamaya çağırıyoruz.

4 Nisan 2020