AKP iktidarı vergide adaletsizliği artırıyor

Türkiye vergi adaletsizliği konusunda Avrupa Birliği ve OECD üyeleri arasında ilk sıralarda geliyor. Vergi adaletsizliği gelir dağılımındaki adaletsizlikle birleşiyor. Adında ‘adalet’ olan AKP, 16 yıllık iktidarının hemen her döneminde vergi adaletsizliğini büyüten uygulamalara imzasını atıyor.

Vergide adalet, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi almayı gerektirir. Oysa ki, Türkiye’de asgari ücretliler dahil, ücretli çalışanların aldığı her 100 liranın 60-65 lirası doğrudan ya da dolaylı vergi olarak geri alınıyor. AKP iktidarının vergide adaletsizliği büyüten uygulama listesi çok kabarık:

- Vergi yükünü büyük sermaye kesimleri için uzlaşma, muafiyet ve istisnalarla azalttı.
- Vergi barışı ve benzeri uygulamalarla kayıt dışılığı teşvik etti. Vergi affı uygulaması süresini her defasında yenileyerek sürekli hale getirdi.
- Dolaylı vergilerin payını arttırdı.
- Ücretlerin milli gelir içindeki payını azaltırken, “enflasyon vergisi” etkisiyle ücretleri düşürdü. 
- Büyük sermaye için vergiden kaçınma imkanlarını çoğalttı. Yandaşlara adeta 0 vergi uyguladı.
- Sermaye kesimi için vergi iadesi imkanlarını çoğalttı. Teşvikler ile yandaşlarına negatif vergi uyguladı. 
- Vergi benzeri kesintileri, katılım paylarını, primleri, harçları, zorunlu kesintileri artırdı. 
- Yerel yönetim vergilerini ve bütçe paylarını kısıtladı ve merkezi iktidarın tekeline aldı. 
- Doğrudan vergilerde kurumlar vergisi oranını ve payını azalttı. 
- Gelir vergisi dilimlerini azaltarak alt gelir grubunun daha çok vergilendirilmesine neden oldu.

Adında ‘adalet’ olsa da, AKP vergide de adaletsizliğin partisidir. İktidarı boyunca vergiyi halktan toplayıp büyük sermaye gruplarına aktardı. Buna karşın asgari ücreti yoksulluğun yarısı olan 2850 lira değil, üçte biri oranında 2020 lira olarak belirledi. Asgari ücreti vergiden muaf tutmak yerine, belirlediği vergi değerleme oranlarıyla emekçiler ve asgari ücretliler üzerindeki vergi yükünü artırdı.

Kamu emekçilerinin çok büyük bir bölümü Mayıs 2019’dan itibaren, asgari ücretliler ise Eylül 2019’dan itibaren yüzde 20’lik ikinci vergi dilimine girecek. Kamu emekçilerinin önemli bir bölümü ise Ağustos 2019’dan itibaren yüzde 27’lik üçüncü vergi dilimine girecek. Enflasyon farkı ve maaş zammı olarak ‘müjdelenen’ farklar emekçilerin cebine girmeden vergi olarak geri alınacak. Ekonomik krizin yaşamın her alanına yansımaya başladığı, kur şoklarının ve fiyat artışlarının devam ettiği bu ortamda AKP iktidarı krizin faturasını halka çıkarmaya devam ediyor. 

Krizin faturasının çeşitli biçimlerde alınan vergilerle halka ödetilmesine itiraz ediyoruz. İşçileri, emekçileri, köylüleri, kadınları, gençleri, yoksulları ve dışlananları, AKP’nin dayattığı zorunlu BES, katılım payı, köprü geçiş ücreti, ilaç payı, muayene payı, işlem ücreti gibi her ne ad altında olursa olsun halka ödetilen faturalara tepki göstermeye ve kitlesel olarak tüketimden gelen gücünü kullanmaya çağırıyoruz.

Günay Kubilay 
Emek, Ekonomi, Tarım ve Sosyal Politikalardan Sorumlu 
Eş Genel Başkan Yardımcısı
4 Ocak 2019