
Hakkari Milletvekilimiz Nihat Akdoğan, cezaevlerindeki artan işkence vakaları ve DBP Eşbaşkanı Mehmet Aslan'a, tutulduğu Rize Kalkandere Cezaevinde işkence yapılmasının TBMM tarafından araştırılmasını istedi. Akdoğan'ın ilgili önergesi:
GEREKÇE
OHAL rejimiyle beraber cezaevleri sürekli olarak insan hakkı ihlallerinin arttığı mekanlar olarak ön plana çıkmaktadır. Son olarak 06.02.2018 tarihinde DBP eş genel başkanı Mehmet Arslan,Afrine yapılan zeytin dalı askeri müdahalesine ilişkin sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alınmıştır.08.02.2018 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Mehmet Arslan Rize Kalkandere L tipi kapalı cezaevine nakledildikten sonra çıplak arama darp ve sözlü tacize maruz kaldığını ziyaretine giden avukatlara aktarmıştır. Avukatların aktarımları şu şekildedir; “19.02.2018 tarihinde Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevine nakledildim. Yaklaşık sekiz gündür aynı elbiselerle yaşıyorum ve nakledildiğim cezaevinden elbiselerim getirilmedi. Buraya sevk edildiğim gün saat 10.20 sularında bir odada bekletildim. Bir sonra çıplak arama yapılmak istendi çıplak aramanın yapılacağı oda kamerasız bir odaydı. Çıplak aramaya karşı direndim Söz konusu bu aramaya karşı tepkimi ortaya koyduktan sonra odaya yaklaşık on kişi girdi ve bana ‘ başkanlığın burada geçmez aramayı kabul etmezsen sonuçlarına katlanırsın, burası vatanseverlerin yeri hepiniz bunu öğreneceksiniz’ denildi. Ben aramaya bir daha direndim ve sonrasında odada ki tüm görevliler üstüme çullandı bayılana kadar şiddet uygulandı ve zorla çıplak arama yapıldı. Aramadan sonra başka bir odada saat 23.00 e kadar bekletildim. Revire götürüldüğümde darp cebir raporu düzenlenmeyip sadece herhangi bir hastalığımın olup olmadığı soruldu ve bana raporu verilmedi.
Revirden sonra beni 16 kişinin olduğu bir odaya aldılar odada bulunan mahpusların tamamı çeşitli yerlerinden yaralıydı. Cezaevine ben getirilmeden birkaç saat öncesinde ayakta sayım yapılmak istenmiş bunu kabul etmeyen mahpuslara yönelik çok şiddetli bir şekilde karşılık verilmiş olduğunu öğrendim ve bulunduğum odada ki mevcut durumda bunu gösteriyordu zaten.
Aynı zamanda darp edilen kişilerden birkaç tanesinin kalp krizi geçirdiğini öğrendim. Sonra ki günlerde de sözlü tacizlerle bu durum devam etti ve halen sürmekte. Bu durumu da ‘Adalet Bakanlığı genelge göndermiş’ diyerek kendilerini haklı gösterip ve buna uymayan kişilere gereği yapılacaktır denildi. Yaşanan ihlallere yönelik yazdığımız dilekçelere cevap alamıyoruz. Aynı zamanda Rize Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığım suç duyurusuna da bir cevap alamadım.”
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri gün geçtikçe artmaktadır. Kamuoyuna daha öncede yansıyan siyasi tutuklulara yönelik çıplak arama, darp, sözlü taciz uygulamalarıyla sık sık gündeme gelmektedir. Ayrıca yaşamını yitiren raporlu hasta tutuklularda olmak üzere cezaevleri insan hayatının hiçleştirildiği merkezler haline getirilmiştir. Tutukluların güvenliğinden sorumlu olan gardiyanlar, keyfi durumlarla siyasi tutsakların psikolojisi ve hayatları üzerinde olumsuz etkiler yaratan, insan haklarına aykırı olan uygulamalar yapmaktadır. Özellikle halkın iradesi olarak görülen siyasi yöneticilerin, devlet memurları olan gardiyanlar tarafından böyle uygulamalara maruz bırakılması halkı tahrik ederek kin ve düşmanlığa itmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu BM Genel Kurulunun 14 Aralık 1990 tarihli ve 45/111 sayılı kararıyla kabul edilen Mahpusların Islahı İçin Temel Prensipler ’de de mahpusların hakları vurgulanır:
Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır.
Irk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir fikir, ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet, doğun veya başka bir statüyle, mahpuslara hiç bir ayrımcılık yapılamaz.
Bütün mahpuslar, hapislik şartlarının açıkça gerektirdiği sınırlamalar dışında, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde, ilgili Devletin taraf olması halinde, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde, Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nde ve bu Sözleşmeye ek Seçmeli Protokol’de yer alan insan haklarına, temel özgürlükleri ve ayrıca Birleşmiş Milletler sözleşmelerinde düzenlenen diğer hakları kullanma hakkına sahiptir.Ortaya çıkan tablo hukuka ve insanlığa aykırı işlemleri göz önüne sermekte olup mutlak suretle parlamento tarafından araştırılmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Bu çerçevede bir kez daha meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep ediyoruz.
7 Mart 2018