
İstanbul Milletvekilimiz Garo Paylan'ın, Hrant Dink cinayetinin ardındaki yapıları araştırmak ve olası yeni cinayetlerin engelleyebilmek amacıyla TBMM'ye sunduğu araştırma önergesi:
GEREKÇE
Gazeteci Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde saat 15.00 sularında İstanbul’da,kurucusu olduğu ve genel yayın yönetmenliğini yaptığı AgosGazetesi’nin önünde vurularak öldürülmüştür.
Hrant Dink, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin desteklenmesi ve halkların bir arada yaşayabilmesi, barış dilinin kurulabilmesi için çabalamıştır.
Dink, 2004 Şubat ayında önce Agos’ta, sonra Hürriyet’te manşet olan Sabiha Gökçen haberi ardından ırkçı-milliyetçi kesimlerce hedef gösterilmiştir. 16 Nisan 2005 tarihinde “Türklüğe hakaret” suçlamasıyla TCK 301. maddeden Dink’edava açılmıştır. Mahkumiyet kararı, bilirkişi raporu ve Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazına rağmen Yargıtay tarafından onaylanmıştır.“Türk düşmanı Ermeni” yaftasıböylece Dink’inboynuna geçirilmiştir. Hatta cinayetin hemen ardından, henüz hiçbir inceleme yapılmamış, şu an 11’inci yılında olan yargılama süreci daha başlamamışken “Milliyetçi duygularla işlenmiş bir cinayettir” açıklamasıyla dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da bu atmosferi kendisine siper etmiştir.
Cinayetten önceki süreçte, nefret söylemleri ve alenen hedef göstermeler basında, “Ermeniye bak!”, “Kovun bunları” gibi manşetlerle çokça yer almış, dönemin Hükümet temsilcileri de bu nefret ortamının önüne geçecek hiçbir adım atmamışlardır. Hatta dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Hrant Dink öldürülmeden önce, o dönem düzenlenmeye çalışılan akademik bir konferans hakkında “Ermeni Konferansı Türk milletini arkadan hançerlemektir” diyerek, hem konferans düzenleyicilerinin hem de Ermenileri hedef göstermiştir.
Cinayetin işlendiği sürece, o dönem yaratılan atmosfere daha dikkatli bakılması gerektiği ortadadır. 2006’nın Şubat ayında Trabzon’da Rahip Santoro’nun öldürülmesi, 19 Ocak 2007’de HrantDink’in katledilişi ve ardından Nisan 2007’de Malatya’da gerçekleşen Zirve Yayınevi katliamı ardarda yaşanmış ve halen aydınlatılmamış vahim olaylardır.
Hrant Dink, öldürüldüğü günden bu yana birçok kesim tarafından sahiplenilmiştir. Bu sahiplenme ve adalet çağrısına karşılık Hrant Dink’i öldürenlerle ilgili adaletin tecelli ettirilmesi yerine adaletsizlikderinleştirilmiştir.
2006-2007 döneminde yaşanan bu cinayetlerin ardından cezasızlık büyük oranda sürmekte, hedef gösterenler, “öldür” diyenler halen yargılanmamaktadır. Bu cezasızlık hali, hesap sorulmayan derin yapılar, yeniden yükselen milliyetçilik Türkiye vatandaşları, özellikle de azınlıklar için bir tehlike olmayı sürdürmektedir. Yurt dışında yaşayan Türkiye vatandaşları, buna benzer tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır. Yakın zamanda Almanya’da ve Belçika’da iki saldırı yaşanmıştır.
Hrant Dink cinayetiyle ilgili örgütlü suçu açığa çıkaracak şekilde işletilmeyen süreç,devlet içerisindeki bir kısım yasadışı oluşumlarınbağlantılarının belirlenmemesi toplumsal vicdanı yaralamakta ve infiale neden olmaktadır. TBMM’nin artık Hrant Dink cinayetinin ardındaki yapıları araştırmak ve olası yeni cinayetlerin engelleyebilmek için irade göstermesi gerekmektedir. Bu sebeple bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.
18 Ocak 2018