Yeşil Sol Parti Muş Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Sezai Temelli, yapılan zamlara ve ekonomik krize ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Temelli, şunları söyledi:
Şafak operasyonuyla zamlar yapıldı
Bildiğiniz gibi bugün Plan Bütçe Komisyonunun toplantısı var ve bir torba yasa ile komisyon çalışmalarına başlayacak. Bu yasa milli dayanışma paketi olarak önümüze geldi. Nasıl bir dayanışma diye baktığımızda millete zamları dayatma paketi olduğunu anlıyoruz görüyoruz. Bunun öncesinde de bu sabah bir şafak operasyonu ile uyandık. Bu kez şafak operasyonu Hazine eliyle yapıldı. İnanılmaz zamlar açıklandı Resmi Gazetede yayınlanan rakamlarla. Plan Bütçe Komisyonuna gelen torba yasada da vergi artışları vardı ve bu sabah açıklanan zamlarda da yine ağırlıklı olarak vergi artışlarının olduğunu görüyoruz. Zaten bu ülke bir adaletsizlikler ülkesi ve bu adaletsizliklerden birinin de vergi alanında yaşadığını biliyoruz. Çok ciddi adaletsizliklerin üzerine yeni adaletsizliklerin eklendiğini hem torba yasadan hem de bu sabah açıklanan zamlardan görüyoruz.
Kemeri bu sefer insanların ümüğüne geçirme peşindeler
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek atmış olduğu tweet ile Türkiye’de istikrardan, mali disiplinden bahsediyor. Bunun meali kemer sıkma politikasıdır. Kemeri bu sefer insanların ümüğüne geçirme peşindeler. “Türkiye Yüzyılı” dedikleri şeyin nasıl olacağının emarelerini görmeye başlıyoruz. İnsanlara para dağıtarak, ücret zamları yaparak her şeyin çok yolunda gittiğini göstermeye çalışıyorlar. Göz boyamaya devam ediyorlar. Ancak kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri alıyorlar. Asgari ücrete zam yaptılar, 480 dolar olarak açıkladılar. Bugün itibariyle bu rakam 430 dolara düştü. Yani insanlar daha ücretlerini almadan 1200 lirayı kaybetti. Aynı şeyi ücret artışlarında da yaşayacağız. Bugün açıklanan zamlar henüz yasasını görüşmediğimiz maaş zamlarını eritmeye başladı. 8077 olarak açıklanan seyyanen zammın büyük kısmını törpüledi. Ortada bir istikrar yok, ortada bir kaos var.
Seyyanen yapılan zam 6 ay sonra eriyecek
Bu kaosun bedelini kuşkusuz yoksul halk, emekçiler, kadınlar ve özellikle Kürt halkı ödüyor. Neden mi? Çünkü bu ülkede savaş var, militarist politikalar hala hakim ve bunun finansmanı da bütçe açığına ve cari açığa katlanmamıza neden oluyor. Yoksullukla mücadele etmek yerine yoksulluğu idare etmek gibi bir politika ile karşı karşıyayız. Temelde bu meselelere dokunmayan hiçbir paket bu ülkenin sorunlarına çare olamaz; tam tersine bu ülkenin sorunlarını büyütmeye devam eder. Bakın ücretlerden bahsettik. Bir kere seyyanen zam vermek başlı başına büyük bir adaletsizlik nedenidir. Çünkü seyyanen verdiğiniz o zam zaman içerisinde eriyecektir ve bir sonraki ücret düzenlemelerinde bir baz ve temel oluşturmayacaktır. Bugün açıklanan rakamlarda da bunu çok net görmekteyiz. Göreceksiniz, 6 ay sonra yapılan bu seyyanen zammın hiçbir etkisi kalmayacaktır. Yapılmış olan KDV artışı, vergi artışları zaten enflasyonist olan bu enflasyonist ülkede büyük bir yüke katlanan halkın üzerine yeni yükler getirecektir.
İktidar cebimize göz dikmiştir ve bunu da vergiler yoluyla yapıyor
KDV artışlarında yüzde 8’den 10’a çıkan cetveldeki ürünlere, yüzde 18’den 20’ye çıkan cetveldeki ürünlere baktığınızda içinde bebek bezini göreceksiniz, insanların zaruri ihtiyaçlarını göreceksiniz. Bu durum iktidarın neye göz diktiğini göstermektedir. İktidar cebimize göz dikmiştir ve bunu da vergiler aracılığıyla yapıyor.
Ümük sıkma anlayışınızla küçük esnafın üzerine bir kat daha vergi salıyorsunuz
Peki, torba yasaya bakalım. Torba yasada Motorlu Taşıtlar Vergisinin bir kereye mahsus iki katına çıkarılması söz konusu. Sanırsınız ki bu ülkede herkes zengin ve herkes lüks içinde keyfi olarak araç kullanıyor. Oysa ülkenin büyük çoğunluğu yoksul; ticari olarak araç kullanan var, işi nedeniyle bu araçları kullananlar var. İnsanlar araçlarını tamire götüremiyor, araçlarının muayenesini yaptıracak parayı bulamıyor. Siz yine bu ümük sıkma anlayışınızla küçük esnafın üzerine bir kat daha vergi salıyorsunuz. Bir başka vergi Kurumlar Vergisi. Kurumlar Vergisi artışı bu ülkede anlamlı bir artış değildir, yani mali disiplin sağlayacak bir artış değildir. Çünkü yakın zamanda 500 büyük firmanın verileri açıklandı. Dönüp baktığınızda bu ülkenin kurumlarının nasıl kurumlar olduğunu anlamak açısından önemliydi. Siz Kurumlar Vergisini artırdığınızda bu kurumlar bu vergi artışlarını fiyatlarına eklerler ve zam olarak yine halka yansıtırlar. Yani Kurumlar Vergisinin enflasyonist bir etki yaratma durumu var. Yani karlardan vergi almak yerine -ki abartlı karlar söz konusu- halkın üzerine dolaylı bir vergi daha salınmış olunuyor. Bunun gibi pek çok vergiyi bu torba yasada görüyoruz.
Deprem vergilerini ve topladığınız deprem bağışlarını ne yaptınız?
Peki, buna nasıl bir kamuflaj yaratılıyor? Depremzedelere yönelik bir argümanla bu karşımıza çıkıyor. Peki, deprem vergileri vardı, ne oldu? Sayın Şimşek bu konudaki görüşünü zaten yıllar önce açıklamıştı. Deprem vergilerini deprem dışındaki alanlara nasıl rahatlıkla harcadıklarını itiraf etmişlerdi. Demek ki deprem vergileri bugün karşımıza çıkan deprem sorununu çözmek için kullanılmamış ve kullanılmayacak. Bir de deprem bağışları vardı. Bu deprem bağışları -yanlış hatırlamıyorsam- 115 milyar lira olarak açıklandı. Ortada bu para da yok. Oysa deprem alanında ortaya çıkan maliyet 104 milyar liraydı. Bunlar yetmezmiş şimdi karşımıza çıkan pakette bu kamuflajla insanları kandırmaya devam ediyorlar. Devasa bütçe ve cari açık vardır. Böyle bir militarist anlayışla, yoksulluğa karşı acımasız yaklaşımla Türkiye’nin yapısal sorunları çözülmediği gibi bu açıklar da devam edecektir.
Enflasyonla mücadele etmiyorlar, enflasyonla yönetmek istiyorlar
Ekonomide uyguladıkları her yöntem ekonomik krizi daha da derinleştirmekte, toplumsal barışı dinamitlemektedir. KKM meselesine yakından bakınca karşı karşıya olduğumuz sorunun ne denli devasa bir sorun olduğunu görmemiz mümkün. Hazineden Merkez Bankasına kaydırarak bu işi geçiştireceklerini sananlar, aslında yeni bir kriz dalgası yaratmanın ötesine gidemiyorlar. Şimdi daha katmerli enflasyonist bir dalga ile karşı karşıya kalacağız. Enflasyon ile mücadele mi etmek istiyorlar, hayır; enflasyon ile halkın satın alma gücünü düşürmek istiyorlar. Enflasyon ile aslında aşırı borçlandıkları borç kağıtlarının değerlerini düşürmek istiyorlar. Çünkü enflasyon ile yönetmek istiyorlar. Hem Saray’ın, silahlanmanın, yolsuzluk çarkının finansmanı da buradan geçiyor.
Bu çarpık ekonomik anlayışa karşı her alanda mücadele edeceğiz
Bu göz boyamaya karşı biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu çarpık ekonomik anlayışa karşı hem siyasi hem de iktisadi alanda, Türkiye’deki haklar, emekçiler yoksullar ile beraber her alanda mücadele edeceğiz. Biz toplumsal barış istiyoruz, adalet istiyoruz, ücret adaleti istiyoruz. Biz yaşam hakkını savunmaya devam ediyoruz. Bunun da yolu iktidarın bu politikalarına son vermekten geçiyor.
“Erdoğan Show” için emeklilerin durumunu düzeltmediler
Bugün komisyonda da bu yönde önergelerimiz olacak. Hem ücretlerin yeniden değerlendirilmesi yönünde önergelerimiz olacak hem de emeklilere yönelik önergelerimiz olacak. Bu torba yasayı hazırlayanlar emeklileri dışarıda bıraktıklarını bilmiyor muydu? Tabii ki biliyorlardı ama her zamanki gibi bir “Erdoğan Show”a olanak sağlamak için böyle bir tiyatroyu önümüze getirdiler. Dün akşam çıkmış diyor ki bakanlarıma talimat verdim emeklilerin durumunu düzeltecekler. Her şeyi Erdoğan yapar anlayışı ile bakanların, bürokrasinin hiçbir hükmünün olmadığı ortaya çıkmış oluyor.
7 Temmuz 2023