Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, başta İstanbul olmak üzere fay hattında bulunan illerde alınacak deprem önlemlerinin ve eksikliklerin tespit edebilmesi ve çözüm üretilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.
TBMM Başkanlığına verilen önergede şu ifadeler yer aldı:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye aktif bir deprem ülkesi olarak sıklıkla yıkıcı depremler ile karşı karşıya kalmakta, meydana gelen hasar ve can kayıpları nedeniyle toplumsal hayat her yönüyle büyük ölçüde olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle olası depremlere karşı alınabilecek önlemler ile deprem bölgelerinde olan İstanbul ve diğer illerdeki deprem önlemleri ve hazırlıkları yönünden eksiklikleri tespit edebilmek ve çözümler üretebilmek amacıyla Anayasa’nın 98'inci ve İçtüzüğün 104' üncü ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını teklif ve arz ederim.
GEREKÇE
Türkiye, Erzincan depreminden sonra, son yüz yıldaki en büyük depremlerini yaşadı. Ülkemiz 6 Şubat’ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde, Hatay, Maraş, Adıyaman, Malatya, Adana, Diyarbakır, Urfa, Antep, Kilis ve Osmaniye’nin de aralarında olduğu 10 ilde hissedilen ve on binlerce insanın öldüğü, on binlercesinin yaralandığı ve evsiz kaldığı, tüm sonuçlarıyla yaklaşık 13 milyon insanın etkilendiği 2 büyük deprem ile sarsıldı.
Türkiye aktif bir deprem ülkesi olarak sıklıkla yıkıcı depremler ile karşı karşıya kalmakta, meydana gelen hasar ve can kayıpları nedeniyle toplumsal hayat her yönüyle büyük ölçüde olumsuz etkilenmektedir. Türkiye topraklarının % 96’sı farklı oranlarda deprem tehlikesine sahip bölgelerden oluşmaktadır. Bu bölgelerin yüzde 66’sı 1. ve 2. derece deprem bölgeleridir. Ayrıca ülke nüfusunun yaklaşık % 98’i bu bölgelerde yaşamaktadır. MTA’nın yaptığı çalışmalara göre de 18 kent merkezi, 80’i aşkın ilçe ve 500’ü aşkın köy doğrudan aktif fay zonlarının üzerindedir.
Tüm toplumu ve hayatın her alanını etkilemesi, depremlerin çok boyutlu bir mesele olduğunu ve pek çok disiplini ilgilendiren doğasını açıkça ortaya koymaktadır. Dünyanın aktif deprem kuşaklarından birinde yer almamız nedeni ile, var olan deprem tehlikesinin derinlemesine analiz edilmesi ve deprem risklerinin de çok disiplinli olarak yürütülecek kapsamlı çalışmalarla azaltılması ölçüsünde depremlerin afete dönüşmemesi sağlanabilmektedir.
Bugün olası bir İstanbul depreminde yıkılacağı tahmin edilen bina sayısı, İBB verilerine ve raporlarına göre, en iyimser beklenti ile 194 bin adettir. Olası bir İstanbul depreminde bu binalarda 400 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesi öngörülmektedir. Yine bütün yolların enkazlar sebebiyle kapanacağı, elektrik ve doğalgaz kaynaklı yangınların çıkması da beklenmektedir. Yapılan hesaplar, İstanbul’da bir deprem sonrası 25 milyon ton ağırlığında bir enkazın ortaya çıkabileceğini de göstermektedir. Olası bir İstanbul depremi sonrası, yaklaşık 640 bin hanelik acil barınma ihtiyacının ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Hane başına ortalama 3 kişilik nüfus kabulüyle, yaklaşık 2.000.000 kişinin acil barınma ihtiyacı içinde olması beklenmektedir.
Uzmanlar sadece İstanbul için değil İstanbul için değil Tekirdağ, Bursa, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Hakkâri, Erzincan, Elazığ, Diyarbakır Lice, Muş Varto, Dersim Ovacık, Bingöl, Adana, ve Hatay’ın da depremler açısından çok riskli olduğunu ve buralarda her an deprem olacakmış gibi çok acil önlemler alınması gerektiği konusunda uyarılar yapmaktadır.
Depremler tüm yıkıcı etkilerine rağmen belirli aralıklarla meydana gelen afetler olduğundan, maalesef zamanla unutularak gündemden çıkmaktadır. Bu açıdan gündem sürekliliği, depremselliği yüksek olan ülkemizde deprem risklerinin azaltılması açısından önem arz etmektedir. Özellikle uzmanlar tarafından uyarıları yapılan olası deprem riski barındıran yerlerle ilgili bugünden eksiklikleri tespit etmek, gerekli önlemleri almak ve çözümler üretebilmek amacıyla Anayasa’nın 98'inci ve İçtüzüğün 104' üncü ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.
14 Mart 2023