Önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu davanın bugün Ankara Sincan'da görülmeye başlanan duruşmasında yaptığı savunmanın ilk bölümü:
Dışarıda bulunan yerli ve yabancı kim olursa içeri alınması konusunda bir zorluk çıkarmayacağınızı umuyorum. Bu tür şeylere takılmamanız lazım. Bu karşılıklılık ve diplomatik teamüllerin gözetildiği hususlarla ilgili Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığında şu tartışma yapılmış; bu yasaya bağlı bir tartışma değil ama karşılıklılık ilkesi gereği resmi gözlemci sıfatıyla bir hükümet adına veya bakanlık adına dışarıdan gönderilip de yargılamayı izleyen heyetler için özel izin istenir. Resmi gözlemci, izleyecek resmi olarak kendi hükümetine rapor hazırlayacak olan bir heyet varsa bu karşılıklılık ilkesi gereği taraflar birbirine teamül gereği bildirir. Hiçbir ülkenin yasasında da bu yoktur. Ama sadece duruşmayı izlemeye gelmiş yani resmi bir rapor hazırlama hedefi ile değil, duruşmayı izlemeye gelmiş insanlarla ilgili olarak bu saatten sonra sorun çıkarmayacağınızı umuyorum. Bugüne kadar ciddi bir sorun çıkmadı. Dışarıdaki arkadaşlar da bu soğukta beklemesinler diye ben de talebin altını çizmek istiyorum
Saray'da ve Adalet Bakanlığında kurulan Demirtaş - Yüksekdağ Masası dosyalara karartma uyguluyor
Bu UYAP meselesi önemli. Kayda geçsin çünkü ileride adil yargılanma ile ilgili konular tartışılırken dile gelecek önemli bir konudur. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve ona bağlı savcılar benimle ilgili tüm dosyalara talimatları doğrultusunda herhangi bir katiple çok rahat bir şekilde ulaşabilirken, dosyaya giren çıkan her türlü evrak Adliye Sarayında çok rahat görülebilirken, hatta sadece savcıların görebileceği avukatların göremeyeceği, sadece heyetin görebileceği UYAP portalında daha geniş bir ulaşma imkanı sağlanırken, avukatlara duruşma başladığı andan itibaren fiili bir kısıtlılık uygulanmaktadır. Bugün okuduğunuz evrakların hiçbiri ulaşmadı. Dün, önceki gün ziyaretime gelmişti avukatlar, "duruşmanın safahatı budur, gelen giden budur" dedi. Dolayısıyla biz de savunmalarımızı, evraklarımızı ona göre hazırlıyoruz. Şimdi okuduğunuz, örneğin bilirkişi raporları, eğer UYAP'a işlenmiş olsaydı beni ziyarete gelen avukatlar onun birer çıktısını bana getireceklerdi, ben de onu okuyacaktım, hazırlığımı yapacaktım vs.
Dolayısıyla silahların eşitliği ilkesi gereğince Cumhuriyet Başsavcılığı fiziki olarak veya UYAP'tan dosyanın bütün safahatına hakim olurken, ulaşırken avukatlarım ulaşamamaktadır. Siz bunu "teknik bir sorun" olarak tanımlamaktasınız baştan beri, avukatların her seferindeki itirazlarına "çok rahat çözeriz" diyorsunuz, "teknik sorun" diyorsunuz. Ama ben altını çizerek söylüyorum, avukatlarım da not alsınlar ve ileride SEGBİS’in bu sayfasını altını çizerek belirtsinler: Dosyama iki duruşma arası karartma uygulanıyor, açık bir karartma uygulanıyor. Bunun Adalet Bakanlığı talimatıyla olduğuna dair şüphelerim, iddialarım var. İleride de bunu belgelemeye çalışacağız. Bu dosyaya herkesin, özellikle avukatların göremeyeceği şekilde bir karartma uygulanması Adalet Bakanlığının UYAP sisteminin güncellenmeye başlaması ile gündeme gelmiştir. Görünen o ki hem Saray'da hem Adalet Bakanlığında kurulan Demirtaş - Yüksekdağ Masası böylesi bir uygulama sürdürüyor. Bu da dava evraklarına, delillere ulaşmamızı imkansız ya da zor hale getiriyor. Bu adil yargılanma hakkı ihlalidir. Açık bir şekilde savunma hakkının kısıtlanmasıdır. Bunu da ayrıca belirtmiş olayım.
Sanığın ne söyleyeceğini merak etmeyen bir heyetin yargılama yapmasına gerek kalmaz
Savunma ile ilgili şunu belirteyim; önceki celsede savunmamın yapılmış olmasına karar verdiniz. Ama kararınız ne olursa olsun ben savunmama eksik kaldığım yerden devam edeceğim. Dolayısıyla sizin de benim savunma hakkımı kısıtlamayacak şekilde karar almanızı umut ediyorum. Çünkü 3, 5, 11, 12. fezlekelerle ilgili ne söyleyeceğimi merak etmeyen bir heyetin, sanığın bu konuyla ilgili ne söyleyeceğini merak etmeyen bir heyetin yargılama yapmasına gerek kalmaz. "5-6 fezlekede sanık ne düşünüyor bu suçlamayla ilgili 3 yıl da tutuklu tuttuk bunları, senin de ne düşündüğünü merak ediyoruz" diye sanığa sormayacaksınız ve bunları hüküm oluştururken ki mutlaka ya beraatı ya cezayı hükme esas alacaksınız bu fezlekede. Benim tek bir sözümü bile merak etmeden karar verecekseniz durum çok vahim olur. Ara kararınızda savunma hakkımın avukatların mazeretleri nedeniyle kısıtlanmasının engellenmesini, en azından taleplerimiz doğrultusunda yeniden gözden geçirilerek bir savunma hakkı kısıtlanmasına mahkemenizin mahal vermemesini umut ediyorum.
"Demirtaş'ın susturulmasına karar verilmiştir" diye bir karar yazarsanız ancak o zaman susarım
Dediğim gibi beni fiili olarak, hakkımdaki her suçlamaya siz kısıtlamaya çalışsanız da cevap veririm. Ne zaman ki siz şunu yazarsanız: “Selahattin Demirtaş'ın susturulmasına karar verilmiştir", söz veriyorum ondan sonra konuşmayacağım, mütalaa için dosyayı tebliğ edebilirsiniz. Ama bunun dışında benim söz hakkımı savunma hakkımı kesmeyin, çünkü bu dosyanın ne olduğu sadece Türkiye'de değil Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde tartışılırken hiç değilse bırakın sözümüzü söyleyeyim. Hakkımızda kamuoyunda canlı yayınlarda o kadar suçlama yapılırken biz de hiç değilse mahkeme salonlarında avukatlarım ile birlikte cevaplarımızı vermiş olalım. Mahkemenizden özellikle istirhamımdır. Bu konudaki talepler de yargılamayı ne uzatır ne zora sokar, tansiyonu düşürür; ben de savunmama devam ederim.
7 Ocak 2019