Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:

Bir yıl önce, 17 Aralık’ta, aralarında Bakanların ve oğullarının, banka genel müdürlerinin ve çeşitli düzeylerde bürokratların bulunduğu bir grup yolsuzlukla suçlandı. Altın kaçakçılığından ihaleye fesat karıştırmaya, hayali ihracattan vergi kaçakçılığına, yasadışı para transferinden kamu arazilerinin peşkeş çekilmesine ve rüşvete kadar pek çok konu suçlamanın malzemesiydi.

Aradan bir yıl geçti, ancak hiçbir dava açılmadı. 4 bakan istifa etti, ama yargılama başlamadı. Meclis’te göstermelik bir Soruşturma Komisyonu kuruldu. AKP Hükümeti, soruşturmanın kapatılması için elinden gelen her şeyi yaptı ve başarılı oldu.

Bu yolsuzluk suçlamaları, devletin çeşitli kurumları içinde AKP işbirliği ile yuvalanan, hukuksuz ve haksız birçok işe imza atmış olan Gülen Cemaati ile iktidar arasındaki ortaklığın sona erdiği dönemde ortaya çıktı. Erdoğan’ın, ‘‘Ne istedin de vermedik’’ sözüyle, AKP'nin kamu idaresini, maliyeyi, emniyeti, yargıyı Gülen Cemaati’yle paylaşmış olduğu ve keyfi bir devlet yönetimi sürdürdüğü gerçeği ortaya döküldü.

17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının yıldönümünde, bu kez AKP iktidarı Gülen Cemaati’ne karşı bir operasyon başlattı. O günlerde ortaklıkları gereği her türlü hukuksuzluğu ve haksızlığı birlikte icra edenler, bugün birbirlerine operasyon düzenliyor. Dün bu çarkın içinde veya başında yer alanlar, bugün kurdukları çarkın hedefi oldular.

Türkiye’de dün de bugün de yaşanan temel sorun, hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin işlememesidir. Yargının, her dönemde siyasi iktidarın günlük politikalarına göre hareket etmesidir.

Şu çok açık ki, kamu maliyesi ve kamu yönetimindeki bütün yolsuzlukların ortaya çıkarılması, kamu denetim mekanizmalarının ve yargının işlemesi, işleyen mekanizmaların önündeki siyasi engellerin kaldırılması ve adaletin sağlanması temiz ve yeni bir siyaset açısından vazgeçilmezdir.

Türkiye, yolsuzluk konusunda dünya sıralamasında ‘karanlık bölge’nin içinde yer alıyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün raporları bu tabloyu olduğu gibi ortaya koyuyor. Türkiye’de yolsuzlukların açığa çıkarılması, sorumlularının adil ve evrensel demokratik hukuk ilkelerine göre yargılanması, şeffaf, demokratik ve eşitlikçi bir yönetimin ilk yapması gerekendir. HDP için her türlü yolsuzluğun ve sorumlularının takipçisi olmayı sürdürmek bu nedenle de vazgeçilmezdir.

Yolsuzluk tartışması, bir iktidar içi hesaplaşma ortamında ve hangi nedenlerle başlamış olursa olsun, kirli ilişkileri açığa çıkardı. Hükümetin yarattığı engellere takıldı, ama halkın vicdanında derin yaralar açtı. O nedenle de gereken siyasi cevabı er ya da geç halk verecektir.

HDP Merkez Yürütme Kurulu
17 Aralık 2014